30 Nisan 2011 Cumartesi

PL 35. Hafta: Chelsea 2 - 1 Tottenham

Tek kelimeyle "ilginç" bir maç oldu. Şöyle baktığımızda 1-0 yenilirken 2-1'e harika ve zorlu bir dönüş gibi gözüküyor ama 2 golümüzde aslında gol değil. Chelsea taraftarıyım diye bunu inkar edecek değilim. Ama nasıl olursa olsun mutlaka alınması gereken bir maçtı, aldık. Gerisi hiç önemli değil. Bu galibiyetle de zirveyle puan farkını maç fazlasıyla da olsa 3'e düşürdük ve Arsenal maçı öncesi ManU üzerinde sağlam bir baskı kurduk.

Maçın ilk dakikalarında iki tarafın da bariz bir üstünlüğü yoktu. İlk önemli pozisyon Drogba'nın direkten dönen frikiğiydi. Uzaktan güzel bir vuruş yaptı Drogba ama olmadı. Devamında da Sandro'nun golüyle 1-0 geriye düştük. Maçta bir şansımız olun istiyorsak devre arasına mutlaka beraberliği sağlayarak girmeliydik ve 45'te Lampard'ın uzaktan şutuyla öne geçtik. Gomes önce tuttuğu topu elinden kaçırdı ama aslında top tamamen çizgiyi geçmeden de yakalamayı başardı. Fakat yan hakem, durduğu yerden dolayı pozisyonu gol olarak değerlendirdi (o topu elinden kaçıran kaleciye de müstahaktır bu karar) ve böylelikle 1-1'lik eşitlikle soyunma odasına gittik. İkinci yarıyaysa, ilk yarıdakine göre daha atak ve istekli bir oyunla başladık. Gayet üstün bir oyunla, önemli pozisyonlar bularak tüm 45'i götürdük diyebiliriz. Defoe oyuna girdikten sonra biraz etkili oldu rakip ama bu yarıda kayda değer bir pozisyonları yok diyebiliriz. Maçın bitimine doğru Kalou'yla galibiyeti yakalayan golü bulduk. Bu golümüz de maçta izlediğim tekrarlara göre ofsayttı ama ne olursa olsun yine hakemin kararıyla gol değeri kazandı ve maçı 2-1'lik galibiyetimiz ve çok önemli bir 3 puanla sonlandırdık.

Kaç maçtır harika bir şekilde götürdüğümüz klasik 4-3-3'ümüzden bugün dönmüştü Ancelotti. Torres'i de kullanacağım diye iyi sonuçlar aldığımız taktikten dönmek ne derece doğru bilmiyorum ama şu kesin ki 4-3-3 bu takımın formasyonu. Bununla başlasaydık -bilinmez tabii ama- çok büyük ihtimalle daha üstün bir oyunla götürebilirdik maçı. Neyse ki ve ne yazık ki bugün yine etkili olamayan Torres'i 62'de çıkardı Ancelotti ve ikinci golümüzü atan Kalou'yla 4-3-3'e geçtik. Ayrıca Kalou'da bugün dikkatimi çeken bir şey vardır: Golü attıktan sonra fazla sevinmedi. Sanıyorum ki sitemi Ancelotti'ye... "Bak beni ilk 11'de başlatmıyorsun ama bu takımda en çok gol atanlardan biriyim." der gibiydi. Haklı da. 50 milyon sterlin verildi diye Torres'i kullanma zorunluluğunda hissetmemeli kendini Ancelotti. Antrenmanlarda kim iyiyse onunla başlamalı. Maçlardaki performanslara bakınca da antrenmanlarda Torres'in Kalou'dan daha iyi olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Ama biz ne dersek diyelim kararı veren Ancelotti sonuçta. Uzun süredir harika bir grafiğimiz var. Umalım da hatalı oyuncu tercihleriyle kalan 3 maçımızdan birini veya birkaçını yakmayalım.

Zirvedeki ManU 73 puan, bizse 70... Yarın lider, Arsenal deplasmanına gidiyor. Onlar da ikinciliği kovalayan bir ekip. Son maçlarda iyi bir grafiği yok Arsenal'in ama kalan 4 maçta ikincilik için her şeyi yapacaklardır. Umuyorum ki yarın Emirates'te kazanan Arsenal olur ve ertesi hafta Old Trafford'a 3 puan farkla gideriz. Çok zor ama orada alacağımız bir galibiyetle de zirveyi alırız. Kalan 2 haftada da zirveyi koruyabilirsek bu iş biter ve bu sezon Avrupa liglerinin en iyi dönüş yapan takımı oluruz. İşimiz çok zor tabii ama neden olmasın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder