7 Nisan 2011 Perşembe

ŞL Son 8: Chelsea 0 - 1 ManU

Kendi sahamızdaki maçta gol yemeden atacağımız golleri beklerken 1-0'lık mağlubiyetle ayrılıyoruz. Bütün takımın ve taraftarların büyük özlem duyduğu ve artık bu sezon istediği Şampiyonlar Ligi'ni çok büyük riske attık bu skorla. Açıkçası düşük performansımızın yanında çok fazla istekli ve bulduğumuz pozisyonlarda da şanslı olmayınca bu kulvarda devam etme ihtimalimizi iyice yaktık-yıktık. Ama umutları tamamen bitirmek kesinlikle yanlış. Old Trafford her ne kadar zor bir deplasman ve rakip de her ne kadar ManU olsa da her sezon en az bir kere maç yaptığımız, bize hiç de yabancı olmayan bir mekan ve takım. Bunun avantajını göz önünde bulundurursak haftaya Salı, ikinci ayakta erken bulacağımız golle işleri dengeleme şansımız hala var.

Bu kötü sonucun yanında bugünün ayrıca birçok önemi söz konusu. Lampard, Chelsea formasıyla 500. maçına çıktı ve bu formayla 500. maça ulaşan 4. oyuncu oldu. Ancelotti de bugün Chelsea'yle 100. maçına çıktı fakat hem onun için hem de bizim için üzücü bir milat oldu. Bunların yanında bu yenilgi, bir istatistiğin de sonunu getirdi. 2002'den beri yani tam 8 yıldır Stamford'da boyun eğmediğimiz ManU'ya ne yazık ki bugün kaybettik. Bu kalite için ne üzücü gerçekten...

Maça bakalım... Başlarken mükemmel bir atmosfer vardı statta (ne yazık ki sonlara doğru berbat bir havaya bıraktı yerini). Düdük çaldı... İyi başladığımız ve iyi götürdüğümüz maçın ilk dakikalarında mutlaka bir gol bulmalıydık ve karşımızdaki o gücü erkenden kırmalıydık. Fakat bu dakiklardaki yüksek performansımızı değerlendiremedik ve maçı yavaş yavaş ele geçiren ManU 24'te golü buldu. Bundan sonrası tam anlamıyla morallerin bozulduğu, sık sık ve çok basit pas hataları yaptığımız dakikalar oldu. İlk yarının sonuna kadar böyle gitti ve ilk 45'in son dakikalarında, yaklaşık 3 dakika muhteşem bir ataklar silsilesi yakaladık. Özellikle Torres'in yeterince dokunamadığı ve direkten dönen, devamında Lampard'ın tamamladığı fakat Evra'nın çizgiden çıkardığı topu mutlaka gole çevirmeliydik ve soyunma odasına 1-1'le gitmeliydik. Bu, ikinci yarıdaki işlerimizi gerçekten çok kolaylaştırırdı, fakat olmadı. İkinci yarıdaysa ilk yarıdakinden bizim açımızdan pek de farksız, zayıf bir futbol söz konusu. Gole çok yaklaştığımız dakikalar da oldu bu devrede fakat gol olmadıktan sonra neye yarar... Son 20-25 dakikaysa ManU'nun iyice tempoyu düşürdüğü bizim de sürekli havadan toplarla ileride etkili olmaya çalıştığımız anlar oldu. Her ne kadar kötüydük desek de taraftarları heyecanlandıran çok güzel pozisyonlar izlemedik diyemeyiz. Torres özellikle bugün gol orucunu bozamasa da hiç bugünkü kadar yaklaşmamıştı gole Chelsea formasıyla... Kesinlikle o adam için de büyük üzüntü. İnkar edemeyiz. Bir de maçtan bahsetmemiz gereken diğer bir pozisyon da Ramires'in son dakikada ceza sahasında düşürülmesi... Bence kesinlikle penaltıydı. Evra iki ayağıyla Ramires'in ayaklarını kıskaca alarak ilerlemesini engelledi. Hakem düdüğü çalsa hiç kimse itiraz dahi edemezdi. Durumu eşitlemiş şekilde Old Trafford'a gitmek tabii ki iyi olurdu ama bundan fazla da bahsetmek istemiyorum çünkü olmuş-bitmiş, verilmiş kararı tartışmak manasız. Sonuçta bu saatten sonra değişmeyecek şey.

İşte böyle, hiç de istemediğimiz bir sonuçla önce hafta sonu Wigan'ı burada ağırlayacağız. Sonrasında haftaya Salı günü bunun rövanşı için Old Trafford'da olacağız. Objektif olalım... İşimiz çok zor ama olmayacak şey mi? Kesinlikle değil... Yapmadığımız şey değil o statta, o takıma karşı galip gelmek. Umarım yine başarırız.

Gol ve golcülerdeki sıkıntılarımız devam ediyor. İleride, bizim kalitemizdeki diğer takımlarla karşılaştırıldığımızda onlar kadar rahat ve özgüvenli olamıyoruz, oynayamıyoruz. Bu hasar kesinlikle Kasım-Aralık aylarında yaşadığımız o kötü dönem kalma. Şunu bir türlü atamadık üstümüzden ve sezon sonuna dek de sürecek gibi gözüküyor. O ilk maçlarda arka arka gollerini sıralayan Malouda, Drogba nerede?..

Bir de beklediğim kadroyla maça başlamadı Ancelotti. İleride mutlaka Drogba ve Torres'ten birini yedek oturtur diyordum, ikisi de ilk 11'de başladı. Belki birisini ilerleyen dakikalarda oyuna almasıyla, yani diri bir "tam golcüyle" daha etkili olabilirdik çünkü Anelka tam anlamıyla bir forvet olmadığı için Ancelotti onu oyuna almasıyla görüldüğü üzere ileride ve maçta fazla bir şey değiştiremedi. Ne yazık...

Stoke'tan sonra şimdi bir de bu... Moraller kötü ama ŞL'deki şansımız tükenmiş değil. Çünkü önümüzde bir 90, belki 120 dakika daha var... Futbolda ve özellikle Chelsea'nin olduğu yerde son dakikaya dek hiçbir şey belli olmaz. Şimdilik bu kadar. Daha sonra görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder