30 Nisan 2011 Cumartesi

PL 35. Hafta: Chelsea 2 - 1 Tottenham

Tek kelimeyle "ilginç" bir maç oldu. Şöyle baktığımızda 1-0 yenilirken 2-1'e harika ve zorlu bir dönüş gibi gözüküyor ama 2 golümüzde aslında gol değil. Chelsea taraftarıyım diye bunu inkar edecek değilim. Ama nasıl olursa olsun mutlaka alınması gereken bir maçtı, aldık. Gerisi hiç önemli değil. Bu galibiyetle de zirveyle puan farkını maç fazlasıyla da olsa 3'e düşürdük ve Arsenal maçı öncesi ManU üzerinde sağlam bir baskı kurduk.

Maçın ilk dakikalarında iki tarafın da bariz bir üstünlüğü yoktu. İlk önemli pozisyon Drogba'nın direkten dönen frikiğiydi. Uzaktan güzel bir vuruş yaptı Drogba ama olmadı. Devamında da Sandro'nun golüyle 1-0 geriye düştük. Maçta bir şansımız olun istiyorsak devre arasına mutlaka beraberliği sağlayarak girmeliydik ve 45'te Lampard'ın uzaktan şutuyla öne geçtik. Gomes önce tuttuğu topu elinden kaçırdı ama aslında top tamamen çizgiyi geçmeden de yakalamayı başardı. Fakat yan hakem, durduğu yerden dolayı pozisyonu gol olarak değerlendirdi (o topu elinden kaçıran kaleciye de müstahaktır bu karar) ve böylelikle 1-1'lik eşitlikle soyunma odasına gittik. İkinci yarıyaysa, ilk yarıdakine göre daha atak ve istekli bir oyunla başladık. Gayet üstün bir oyunla, önemli pozisyonlar bularak tüm 45'i götürdük diyebiliriz. Defoe oyuna girdikten sonra biraz etkili oldu rakip ama bu yarıda kayda değer bir pozisyonları yok diyebiliriz. Maçın bitimine doğru Kalou'yla galibiyeti yakalayan golü bulduk. Bu golümüz de maçta izlediğim tekrarlara göre ofsayttı ama ne olursa olsun yine hakemin kararıyla gol değeri kazandı ve maçı 2-1'lik galibiyetimiz ve çok önemli bir 3 puanla sonlandırdık.

Kaç maçtır harika bir şekilde götürdüğümüz klasik 4-3-3'ümüzden bugün dönmüştü Ancelotti. Torres'i de kullanacağım diye iyi sonuçlar aldığımız taktikten dönmek ne derece doğru bilmiyorum ama şu kesin ki 4-3-3 bu takımın formasyonu. Bununla başlasaydık -bilinmez tabii ama- çok büyük ihtimalle daha üstün bir oyunla götürebilirdik maçı. Neyse ki ve ne yazık ki bugün yine etkili olamayan Torres'i 62'de çıkardı Ancelotti ve ikinci golümüzü atan Kalou'yla 4-3-3'e geçtik. Ayrıca Kalou'da bugün dikkatimi çeken bir şey vardır: Golü attıktan sonra fazla sevinmedi. Sanıyorum ki sitemi Ancelotti'ye... "Bak beni ilk 11'de başlatmıyorsun ama bu takımda en çok gol atanlardan biriyim." der gibiydi. Haklı da. 50 milyon sterlin verildi diye Torres'i kullanma zorunluluğunda hissetmemeli kendini Ancelotti. Antrenmanlarda kim iyiyse onunla başlamalı. Maçlardaki performanslara bakınca da antrenmanlarda Torres'in Kalou'dan daha iyi olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Ama biz ne dersek diyelim kararı veren Ancelotti sonuçta. Uzun süredir harika bir grafiğimiz var. Umalım da hatalı oyuncu tercihleriyle kalan 3 maçımızdan birini veya birkaçını yakmayalım.

Zirvedeki ManU 73 puan, bizse 70... Yarın lider, Arsenal deplasmanına gidiyor. Onlar da ikinciliği kovalayan bir ekip. Son maçlarda iyi bir grafiği yok Arsenal'in ama kalan 4 maçta ikincilik için her şeyi yapacaklardır. Umuyorum ki yarın Emirates'te kazanan Arsenal olur ve ertesi hafta Old Trafford'a 3 puan farkla gideriz. Çok zor ama orada alacağımız bir galibiyetle de zirveyi alırız. Kalan 2 haftada da zirveyi koruyabilirsek bu iş biter ve bu sezon Avrupa liglerinin en iyi dönüş yapan takımı oluruz. İşimiz çok zor tabii ama neden olmasın...

29 Nisan 2011 Cuma

Premier League'de 35. Hafta Programı

30 Nisan 2011 - Cumartesi
17:00
Blackburn - Bolton
Blackpool - Stoke City
Sunderland - Fulham
WBA - Aston Villa
Wigan - Everton
19:30
Chelsea - Tottenham
---------
1 Mayıs 2011 - Pazar
14:00
Birmingham - Wolves
Liverpool - Newcastle Utd
16:05
Arsenal - Manu
18:10
Man City - West Ham Utd

4 maç kaldı... Zirveyle puan farkı da 6. Çok iyi bir gidişat içindeyiz bir süredir fakat biraz geç başlamış olabiliriz bu çıkışa ve yetmeyebilir kalan 12 puan bu farkı kapatmak için. Ama ne olursa olsun 5. sıradan sezon sonuna doğru tekrar zirveyi zorlayacak bir pozisyona getirdik takımı. Ancelotti'nin takımdan ayrılmasını isteyenler ve o kötü günlerin faturasını Ancelotti'ye çıkaranlar, onun bu muhteşem yükselişteki payını da düşünmeleri gerek. Ancelotti ve tüm oyuncular puan tablosunda takımı geri getirebilmek için her şeylerini koyuyorlar kaç maçtır. Zirve olur veya olmaz, o önemli değil ama ikinciliğimizin önemini ve nerelerden buraya geldiğimizi herkesin anlaması gerek. Ayrıca Ancelotti'nin takımdaki durumu konusunda da sürekli dediğim gibi gelecek sezon kesinlikle kalmalı. Ne Hiddink ne başkası... Geçen seneki başarıları unutmayalım. Tabii Chelsea için artık bunlar yeterli değil diyenlere ben de kesinlikle katılıyorum ama Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak istiyorsak da mutlaka Milan'la bu deneyimi yaşamış Ancelotti'yle götürmeliyiz bu işi. En azından benim düşüncem bu... Neyse, bu hafta Tottenham'ı ağırlıyoruz Stamford'da. Zor bir maç olacak. Rakip ŞL için ilk 4'e girmek istiyor bu yüzden puan kaybına tahammülleri yok. Ama biz de her şeye rağmen 4 maçta 12 puan diyoruz. Umarım gerçekleştirebiliriz bunu ve sezon sonu lig tablosunda nerede olacağımıza bakarız. Bu hafta için herhangi bir sakatlık problemimiz yok. Ramires, Essien ve Alex'in durumları iyiymiş ve Cumartesi'ye hazır olacaklar. Ayrıca geçen hafta siftah yapan Torres'ten de devamını bekliyoruz tabii ki. Maçtan sonra görüşmek üzere.

28 Nisan 2011 Perşembe

Kalou: "Şampiyonlar Ligi'ni Chelsea'de Kazanacağım"

"2006'da Feyenoord'dan buraya gelişimin nedeni, bu kulübün bana büyük şeyler kazanma şansı tanımasıydı. Chelsea'yle bütün yerel kupaları kazandım. Geriye bir tek Şampiyonlar Ligi kaldı. Ama gelecekte bunu da bu kulüple kazanacağıma inanıyorum.

Chelsea'de her sezonu güçlü bir şekilde bitiriyorum. Çünkü çok fazla sakatlık yaşamıyorum. Bu yüzden sürekli antrenmanlardayım ve formum iyi. Bu da her sezonu güçlü bir şekilde bitirmeme avantaj sağlıyor. Normalde çok maç oynayan ve sakatlıklar yaşayan oyuncular sezon sonuna geldiklerinde yorgun olurlar. Benim gibi fazla maç oynamayanlar ve fazla sakatlanmayanlar ise her zaman daha dinç oluyorlar."

27 Nisan 2011 Çarşamba

27 Nisan Çarşamba İddaa Kuponu

Sturridge: "Chelsea'ye Yardım Edebilmek Harika"

"Şu anda Bolton'a yardım etmekten çok mutluyum. Ama gerçek kulübüm Chelsea'ye de Arsenal'e attığım golle yardım edebilmek gerçekten harika.

Bu hafta Arsenal'i yenmemizle zirve yarışındaki takım sayısını 2'ye indirdik: ManU ve Chelsea.

Kalan 4 maç çok gergin geçecek ama umuyorum Chelsea bu yarışı kazanır.

Ayrıca Torres'in ilk golünü attığını görmekten mutluluk duydum."

Bu sezonun ikinci yarısı Bolton'a kiraladığımız Sturridge orada gösterdiği performanslar ve attığı gollerle gelecek sezon Chelsea'deki yerini şimdiden garantiye alıyor denebilir. Bu hafta da Arsenal'i yendikleri maçta attığı golle takımının galibiyetinde rol oynadı ve bizim de ikincilik koltuğumuzu sağlamlaştırmamıza yardımcı oldu. Bolton kulübü de bu oyuncuyu gelecek sezon takımlarına katmak için uğraşıyorlar ama Sturridge, Chelsea'ye hizmet edeceği günleri bekliyor. Umarım biz de bu oyuncuyu kulüpte tutmak için gerekenleri yaparız.

Bu hafta oynanan Bolton-Arsenal maçında Sturridge'in yaptıklarını izlemek isteyenler için maçın özeti...

24 Nisan 2011 Pazar

Torres: "Beklediğim Başlangıç Bu Değildi"

"14 maçtır bu golü bekliyordum. Bu, Chelsea'ye imza attığım zaman düşündüğüm bir başlangıç değildi.

Tüm takım arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Onlar sayesinde bu golü attım. Son maçlarda benden bu golü fazlasıyla beklemeye başlamışlardı ve sonunda attım. Şimdi baskı biraz azaldı ve bunun tadını çıkarabilirim. Umarım bu gol, atacağım birçok golün başlangıcı olur.

Golsüz geçirdiğim dönem çok da zor geçmedi. Çünkü taraftarlar bana karşı hep sabırlıydılar ve desteklerini sürdürdüler."

23 Nisan 2011 Cumartesi

PL 34. Hafta: Chelsea 3 - 0 West Ham Utd

Yoğun yağışa rağmen üst üste 4. galibiyetimizi aldık, ikinciliği korumaya devam ediyoruz. ManU'nun da Everton'ı yenmesiyle ne yazık ki puan farkı hala 6 ve artık son 4 maçtayız. Kalan maçlar ne getirecek göreceğiz... Ve sonunda Torres mavi formayla ilk golünü attı. Attığı gol tüm takımı ve tabii ki bizi inanılmaz bir sevince boğdu. O an gerçekten harikaydı. Hem galibiyet hem de Torres'in yeniden dirilişiyle bugün çifte mutluluk yaşamış olduk. Artık o güveni de aldı Torres, devam eder gollerine.

Tüm maç inanılmaz bir yağmurun altında oynandı. İlk yarı yine nispeten iyiydi ama ikinci yarı saha tam bir göle döndü. Oyuncular hem pas verebilmek hem de depar için daha çok efor sarf etmek zorunda kaldılar. Ayrıca bizden Essien ve West Ham'dan da Noble sakatlandı. Umarım ciddi bir durum yoktur. Maça geçelim... İlk dakikalarda Malouda'yla kaleciyle karşı karşıya bir pozisyon kaçırdık. Onu atabilsek daha rahat götürebilirdik maçı. Ama ilk gol 44'te Lampard'la geldi ve ikinci yarıdaki ağır yağışa yakalanmadan soyunma odasına 1-0 önde gidebildik. İkinci yarıdaysa uzun bir süre, Torres'in golüne kadar yani, 1-0'ın rahatsızlığıyla oynadık. Kalemizde gördüğümüz pozisyonlardan birkaçı bizi bayağı bir korkuttu. Ama 83'e kadar dayandık ve Torres hem bizi rahatlatan hem de kendisini bu uzun süren sıkıntıdan kurtaran golü attı. Tüm takımın Torres'le sevinci görülmeye değerdi. Bunun ardından Malouda'yla son dakikada bulduğumuz üçüncü golle de perdeyi kapattık.

Ancelotti bugün Drogba'yı dinlendirir diyordum yine 75. dakikaya kadar oynattı. Drogba'yı gerçekten tebrik ediyorum, bu yaşına rağmen 1 haftada 3 maç... Ama Torres golü de buldu, artık bundan sonra daha fazla şans bulacaktır. Bir de Drogba'nın kimi anlarda topu çok boş pozisyondaki arkadaşlarına vermemesi taraftarı çıldırtacak duruma geliyor bazen. Bugün de öyle bir pozisyon yaşadık. Ceza sahasında bomboş durumda olan Kalou'ya vermedi, kendisi vurdu. Tabii bu uzun zamandır Chelsea taraftarının alışık olduğu bir şey ama tabii onaylanabilir değil. Sanıyorum ki, yani çıkan haberlere göre bu yaz takımdan ayrılması muhtemel. Torres, Sturridge gibi adamlarla götürecektir Ancelotti, tabii kalırsa. Bu konuya da gelmişken benim dileğim kesinlikle kalması yönünde. Bu sene her ne kadar önemli oyuncuların sakatlıkları yüzünden ve -fazla inanmasam da- Ray Wilkins'in gidişiyle bir düşüş dönemi yaşadık. Ama geçen seneki duble kupanın ve bu sene yapılan iyi transferlerin hatrına mutlaka kalmalı diye düşünüyorum. Ancelotti'nin de isteği kalmak yönünde, yani her şey kulübe bağlı gibi duruyor. Umarım gönderilmez.

Şimdi sıradaki Tottenham maçı için 1 haftalık bir hazırlık dönemimiz var. Ramires ve Alex de iyileşir o zamana, kadro tamamlanır. Alınacak 4 maçımız daha var. Bizim görevimiz bu, ama bu sırada ManU'nun gidişatı ne olacak çok merak ediyorum. Buraya kadar çıkardık takımı bundan sonra da umarım her şey lehimize devam eder. Daha sonra görüşmek üzere.

Premier League'de 34. Hafta Programı

23 Nisan 2011 - Cumartesi
14:45
Manu - Everton
17:00
Aston Villa - Stoke City
Blackpool - Newcastle Utd
Liverpool - Birmingham
Sunderland - Wigan
Tottenham - WBA
Wolves - Fulham
19:30
Chelsea - West Ham Utd
---------
24 Nisan 2011 - Pazar
18:00
Bolton - Arsenal
---------
25 Nisan 2011 - Pazartesi
22:00
Blackburn - Man City

Birmingham galibiyetiyle averajla da olsa ligde ikinci sırayı aldık. Son 5 maça da girmiş bulunmaktayız. Artık kalan maçlarda öncelikli olarak bu ikinciliği Arsenal'e kaptırmamak için oynayacağız. Tabii biz maçları kazanırken ManU da puan kaybederse ne ala... Mesela bu hafta son maçlarında çok iyi bir grafik yakalayan Everton'la oynayacaklar. Umuyorum ki geçen hafta Newcastle karşısında olduğu gibi bu hafta da puan kaybederler. Liderin kalan maçlarından biri de bizimle. O maça en azından 3 puan farkla çıksak Old Trafford falan dinlemeden öyle bir hırsla oynarız ki... Şimdi bunları konuşuyor olmamız gerçekten çok güzel. 2-3 ay öncesinde zirvenin çok uzağındaydık. Bugünse sadece 6 puan... Bunu sadece şans olarak değerlendirmek yanlış olur. İşin içinde Chelsea'nin farkının da olduğunu unutmamak gerek. Bu farkı daha da göstermek gerek insanlara. Bunun için de yapılabilecek tek şey kalan 5 maçtan 15 puanı almak ve ligi nerede bitireceğimizi görmek. Buraya kadar çıkardık takımı. En kötü de 3. bitireceğiz ligi ama gönül tabii ki her zaman zirve olsun ister. Olmasa da az bir puan farkıyla ikincilik koltuğu. Ama üçüncülük üzer bu Chelsea taraftarını. Tabii Şampiyonlar Ligi için farketmez. İlk 3 de direk gruplardan başlayacak. Ama ikincilik daha iyidir, bahsedilir... Umarım olur. Neyse... Bu maçın kadrosuna gelecek olursak iki maçtır ilk 11'de başlayan Drogba yerine Torres ile başlayabilir Ancelotti. İki maçtır Drogba'yla ileride iyi bir etki yaratıyorduk. Torres ile başlamak bunu düşürecektir ama Drogba'nın da dinlenmeye ihtiyacı var açıkçası. Bir gol bulabilse hem Torres hem de takım için çok iyi olacak ama ne yazık ki bir türlü gelemedi o gol. Yine de taraftar desteklemeye devam ediyor. En doğrusu tabii. Onun dışında Ancelotti, geçen maç şans verdiği Bertrand'ın oyununu çok beğendiğini ve gelecekte de forma şansı bulacağını söyledi. Umarım lafta kalmaz, hak ediyorsa mutlaka oynamalı. Ayrıca Alex ve Ramires hala tam olarak hazır değiller ve yine oynayamayacaklar. Genel olarak zaten Ancelotti iki maçtır oynattığı takımı fazla bozmayacaktır. Maçtan sonra görüşmek üzere.

21 Nisan 2011 Perşembe

Malouda: "Her Maçı Kazanmak Zorundayız"

"Mental anlamda ve fiziksel olarak kendimi yeniden güçlü hissediyorum. Bir maçta 2 gol birden atınca formunuzun zirvesinde olduğunuzu hissedersiniz. Belki önümüzde az maç kaldığı için böyle hissediyor olabilirim. Ama antrenmanlarda çok çalışıp bu çalışmamın sonucunu da maçlarda alıyorum. Bu, etrafımdaki oyunculara da güven veriyor.

Zirve için 3 takım yarış halinde. Her maçı kazanıp ManU üstünde baskı kurmaktan başka şansımız yok. Onlar Arsenal'le oynayacaklar bizse kendi maçlarımızı kazanmaya bakacağız.

Açgözlü olmamalıyız. Hangi durumlardan buraya geldiğimizi biliyoruz. Çok zor anlar yaşadık. İkinciliğe geri dönmek için çok uğraştık. Şimdi de en iyi seviyede oynamaya devam etmek zorundayız. Şampiyonlar Ligi'nden elendiğimiz için de artık her şeyimizi lige verebiliriz."

20 Nisan 2011 Çarşamba

PL 28. Hafta (ERT.): Chelsea 3 - 1 Birmingham

Çok önemli bir 3 puan daha... Arka arkaya aldığımız galibiyetlerle ve Arsenal'in bugün de puan kaybetmesiyle beraber averajla ikinciliği aldık, zirveyle de puan farkını 6'ya düşürdük. Bundan sonra ne olur bilemiyorum ama biz kalan her maçta en iyimizi yapmaya devam edeceğiz...

Maçın başında Malouda'yla bulduğumuz golün avantajını çok iyi kullandık. İlk dakikalarda atılan golün önemini bir kez daha göstermiş olduk. Fazla geçmeden de Kalou'nun muhteşem vuruşuyla ikinci golü bulunca maçı zaten o dakika bitirmiş olduk. Bu iki golün dışında da ilk yarıda birçok pozisyon yakaladık ama değerlendiremedik. İkinci yarıdaysa fazla pozisyonumuz yoktu fakat bulduğumuz birkaç pozisyondan birini, genç Bertrand'ın as takımla ilk maçında yaptığı ortayı Malouda iyi değerlendirdi ve harika bir yükselişle durumu 3-0 yaptı. Zaten 2. golümüzle biten maçı bir daha bitirmiş olduk. İlerleyen dakikalarda Birmingham kazandığı bir penaltıyı gole çevirse de artık 3-0'dan üstelik Stamford'da maçı çevirecek hali yok ya... Maç 3-1 sonuçlandı.

Bu galibiyetle beraber yeniden zirve yarışındayız demek pek doğru olmaz. Zaten Ancelotti de 6 puanlık fark kalan 5 hafta da kapanmasının pek kolay olmadığını belirtti. Bence de öyle. Ama kalan maçlarda en iyimizi yapıp sezon sonu tablonun neresinde olduğumuzu göreceğiz.

ManU'nun kalan maçlarına baktığımızda Arsenal gibi ikinciliği kaptırmamak isteyen bir takımla ve son haftalarda harika bir yükselişi olan Everton'la oynayacak. Bunların dışında bizimle de Old Trafford'da maçları var. Bunları da düşününce acaba zirveyi yeniden hedef olarak koymalı mı diye de düşünüyor insan ama önümüzdeki takım ManU sonuçta. Bu hedefi koysak bile işimiz kesinlikle çok zor. O yüzden zirve hırsı içimizde sürekli olsun ama öncelikli olarak ikinciliğimizi sürdürmeye devam edelim.

Bugün Ancelotti, genç Bertrand'ı oyuna sokmakla da gerçekten büyük bir adım attı. Hem oyuncunun geleceği adına hem de takımın sol bek geleceği adına... Bertrand'ın ilk yaptığı ortayı da Malouda'yla buluşturması ve böylelikle golün asistini yapması, onun kesinlikle bundan sonraki maçlarda da şans bulmasını sağlayacaktır. Bulmalıdır da zaten. A. Cole sonuçta artık 30 yaşında bir oyuncu ve birkaç seneye fizik olarak düşmeye başlayınca da onun yerini alacak bir gence ihtiyaç var. Paralar harcayıp başka kulüplerden birini almaktansa Bertrand ve Van Aanholt gibi genç sol bekler yetiştirmek daha mantıklı. Umarım böyle gençleri kulübe kazandırabiliriz. Genelde Chelsea böyle yolları tercih etmeyen bir kulüp olarak görülüyor yıllardır, doğrudur da çünkü as takımımız da bulunan ve bizden yetişen tek oyuncu Terry, o da 30 yaşında ama artık çok iyi gençler yetişiyor altyapımızdan. McEachran, Van Aanholt, Kakuta, Bertrand, Borini, Lalkovic gibi gençler geliyor... Umarım hepsini bu takıma kazandırabiliriz.

Bir süredir uyguladığımız 4-3-1-2'nin bu takıma pek yaramadığını Ancelotti anladı sonunda. Torres'in gelişiyle iki forvetimizi de değerlendirmek istemişti ama hiç alışık olmadığımızdan ne yazık ki pek başarılı olamıyorduk bu formasyonla. Yıllardır uyguladığımız 4-3-3'e yeniden döndük ve harika oyunlar ortaya koyuyoruz iki maçtır. Önümüzdeki West Ham maçında da bununla devam edecektir Ancelotti. Umarım o maçta da galip gelir ve ikinciliğimizi sürdürürüz.

19 Nisan 2011 Salı

20 Nisan Çarşamba İddaa Kuponu

Bundan sonra yaptığım iddaa kuponlarını sizinle paylaşacağım. Bu da ilk banko kuponum. 4,56 gibi gayet iyi bir oranı var. Umarım tutar.

PL 28. Hafta (ERT.): Chelsea - Birmingham | Maç Öncesi

Hafta sonu oynadığımız WBA deplasmanından güzel bir sonuç çıkardık. Oynadığımız oyun da gayet iyiydi. Şimdi lige 28. haftadan erteleme maçımızla devam ediyoruz. 14. sırada bulunan Birmingham'la, Stamford'da karşılaşacağız. Bitime 6 maç kala zirvenin 8 puan, ikinci Arsenal'in de 2 puan gerisindeyiz. Ancelotti artık her basın toplantısında zirveyi düşünmek için puan farkının çok fazla olduğunu söylüyor. Gerçekçi olmak gerekirse de durum bu. Bu yüzden hedef iyice ikinciliğe kaymış durumda. İkinci Arsenal'de de son haftalarda kaybettiği puanlarla moraller düştü. En son Liverpool'a da puan kaybettiler ve aslına bakarsak bizim onları yakalamamızı sağlayan şey de bu düşüşleri. Onlar da bizimle aynı gün-saatte Tottenham deplasmanına gidiyorlar. Yenilmeleri halinde ve bizim de Birmingham'ı devirmemiz durumunda bitime 5 maç kala alırız ikincilik koltuğunu. Bunun olma ihtimali de gerçekten çok fazla. Tottenham evinde galibiyeti rahat alacaktır bence. Neyse, bizim maça gelelim... Ancelotti basın toplantısında Ramires ve Alex'in sakatlıklarının sürdüğünü ve oynayamayacaklarını söyledi. Ivanovic'in ise durumu maç saatinde belli olacakmış. Bu oyuncular dışında tüm kadro hazır durumda. Ancelotti ayrıca WBA karşısındaki kadronun çok iyi oynadığını ve bunu değiştirmenin çok zor olacağını söyledi. Bu yüzden fazla değişiklik yapmayacaktır sakatlar dışında... Ve bu maç artık Torres'ten de kesinlikle gol bekliyoruz. Geçen maç çok yaklaşmıştı. Az farkla ofsaytta kaldığı için sayılmayan bir golü vardı ama umarım bu maç yaklaşık 2.5 aydır süren gol orucunu bozar.

Bu maç için tahmini kadro şöyle:
Cech
Bosingwa - Luiz - Terry - Cole
Essien - Mikel - Lampard
Anelka(Kalou) - Drogba - Malouda

Cole, PFA Yılın Takımı'nda

A. Cole, 4. kez PFA Yılın Premier League Takımı'na seçildi. Bu, Chelsea'de oynadığı dönemde ilk defa seçilişi. Daha önce 2003, 2004 ve 2005'te, yani Arsenal'de oynarken seçilmişti.

Cole hiçbir zaman performansını düşürmeyen bir adam. Takım ne durumda olursa olsun o hep belli bir standartta oynuyor futbolunu. Sol bekte hem defansif olarak çok iyi hem de ileri çıkışlarda önünde kim oynarsa ona çok büyük destek sağlıyor. Yani her takımın istediği tarzda bir bek. Bu sezon da Premier League'in kesinlikle en iyi sol beki olduğunu yılın takımına girerek gösterdi. 2006'dan beri Chelsea'de ve artık 30 yaşına geldi. Umarım tecrübeli futbolcu daha uzun yıllar bu takımın formasını giyer.

PFA Yılın Premier League Takımı:
Edwin van der Sar (Manchester United), Bacary Sagna (Arsenal), Nemanja Vidic (Manchester United), Vincent Kompany (Manchester City), Ashley Cole (Chelsea), Nani (Manchester United), Samir Nasri (Arsenal), Jack Wilshere (Arsenal), Gareth Bale (Tottenham Hotspur), Carlos Tevez (Manchester City), Dimitar Berbatov (Manchester United).

PFA Yılın Oyuncusu: Gareth Bale (Tottenham Hotspur)
PFA Yılın Genç Oyuncusu: Jack Wilshere (Arsenal)

Not: Professional Footballers' Association (PFA): Profesyonel Futbolcular Derneği (Birleşik Krallık'taki profesyonel futbolcu sendikasıdır.)

16 Nisan 2011 Cumartesi

PL 33. Hafta: WBA 1 - 3 Chelsea

3 farklı adamdan 3 güzel gol ve 3 puan... Moralleri tekrar yükselten bir galibiyet aldık. İkinciliğe bir adım daha yaklaştık. Maç fazlamızla Arsenal ile aramızdaki puan farkını 1'e düşürdük.

Zorlanacağımız bir maç olmasını bekliyordum. İlk dakikalarda öyle de oldu. 16. dakikada golü de bulunca rakip zaten takımın düşük olan moralleri iyice çökmüştür, bundan sonra maçı çevirmemiz çok zor olacaktır diye düşünüyordum. Bu durumun en iyi ilacı ise fazla zaman geçmeden hemen bir gol bulmaktır. Öyle de yaptık ve 5-6 dakika sonra Drogba'yla skoru eşitledik. Çok geçmeden de Kalou'nun golü geldi ve öne geçtik. 10 dakika içinde WBA deplasmanında harika bir dönüş yaşadık, yaşattık. Bu defa morallerin düştüğü taraf ev sahibiydi. İlk yarının sonunda, çökmüş rakibe bir de Lampard'la vurunca maçı o dakika bitirmiş olduk. Uzun aradan sonra giydiğimiz üçüncü formamızın uğuruyla ilk yarıda 3 gol bulmamız bu sezon fazla yapabildiğimiz bir şey değildi gerçekten... İkinci yarıdaysa neredeyse tek kale oynadık diyebiliriz. Birçok pozisyon yakalamamıza rağmen bunları gole çevirmekte ilk yarıdaki kadar şanslı değildik. Ama nihayetinde maçı 3-1 tamamlayarak kalan 6 maç için hem moral hem de oyuncularımıza özgüven depolamış olduk.

Ligde 5 Şubat'tan beri yenilmeyen bir takımı kendi evlerinde yendik. Bunun zorluğunu ve önemini de unutmamak gerek. Ve tabii ki bunun için tüm takımı tebrik etmeli. Ama bugün özellikle ileri üçlümüz Drogba-Kalou-Malouda ve Mikel göze çarpan oyuncularımızdı. Mikel, Ramires'in yokluğunda 90 dakika boyunca çok iyi oynadı. Ramires sakat olmadığı zaman da kesinlikle daha fazla şans bulmalı.

Şimdi sırada Çarşamba günü 28. haftanın erteleme maçı var. Birmingham'la karşılaşacağız evimizde. Umarım bugünkü galibiyet 7 maçlık güzel bir serinin başlangıcı olur ve Premier League'in ilk 6 haftası nasılsak son 6 haftası da öyle oluruz. Görüşmek üzere.

Ancelotti: "Chelsea'de Kalmak İstiyorum"

"Geleceğimin ne olacağını bilmiyorum. Sezon sonu kulüp, benimle ilgili bir karar alacaktır. Mutlu değillerse ve yaptığım işin yeterince iyi olmadığını düşünüyorlarsa problemsiz bir şekilde ayrılabilirim.

En iyimi yapmaya çalışıyorum. Çünkü burada kalmak istiyorum. Eğer böyle bir seçeneğim olursa mutlu olurum.

Geçtiğimiz yıl aldığımız çifte başarı herkesi mutlu etti. Ama bu geçmişte kaldı. Bu sezon ise bizim için açıkça iyi bir sezon olmadı. Ama 7 maçımız daha var.

Şu an kulübün benimle ilgili gelecek sezon planlarını konuşmak yanlış olur. Kulüpteki herkes kalan 7 maçta en iyisini yapmak zorunda. Bunlardan sonra, yazın bunun hakkında konuşabiliriz. Ama şimdi bunun için doğru zaman değil."

15 Nisan 2011 Cuma

Premier League'de 33. Hafta Programı

16 Nisan 2011 - Cumartesi
17:00
Birmingham - Sunderland
Blackpool - Wigan
Everton - Blackburn
WBA - Chelsea
West Ham Utd - Aston Villa
---------
17 Nisan 2011 - Pazar
18:00
Arsenal - Liverpool
---------
19 Nisan 2011 - Salı
21:45
Newcastle Utd - Manu

PL 33. haftada oynanması gereken;
Stoke City - Wolves maçı 26 Nisan,
Fulham - Bolton maçı 27 Nisan,
Man City - Tottenham maçı 11 Mayıs tarihine ertelenmiştir.

Şampiyonlar Ligi'nde ManU'ya karşı aldığımız üzücü yenilgilerle turnuvaya veda ettik. Tabii sadece bu sezon için. İşte gelecek sezon da direkt olarak ŞL'ne gruplardan başlamak istiyorsak bu sezon ligi en kötü 3. sırada bitirmemiz gerek. Ama Chelsea gibi bir takımın bu ligdeki hedefi tabii ki zirvedir fakat bu sezon artık böyle bir şansımızın kalmadığını kabul etmek gerek. Bu nedenle en kötü ihtimalle 4 puan önümüzdeki Arsenal'den ikincilik koltuğunu almamız gerek. Bunun için de kalan 21 puandan alabileceğimizin en yükseğini alıp Arsenal'in puan kaybetmesini beklemeliyiz. Bu hafta onları zor bir maç bekliyor. Liverpool'la oynayacaklar. Liverpool da Avrupa kupalarına gidebilmek için ilk 5'e girmesi gerektiğini biliyor. Bu yüzden bundan sonraki her maçına daha çok asılacaktır. Yani Arsenal'in -umuyorum ki- Pazar günü puan kaybetmesi kuvvetle muhtemel. Biz ise Cumartesi günü WBA deplasmanına gidiyoruz. Uzun zamandır kaybetmeyen bir ekip WBA. Fakat çok fazla beraberlik almışlar bu dönemde. Uzun aradan sonra umarım bu hafta bize karşı puan alamazlar. Şampiyonlar Ligi'nden elenmenin moral bozukluğu fazlasıyla var tabii üstümüzde ama sezonun başında onlara karşı aldığımız 6-0'lık galibiyetin cesareti de var... Kısacası artık bu sezonu kapatırken tüm Chelsealilerin takımları için tek dileği şu kalan 7 maçtan maksimumu alıp ligi 2. bitirmek. Bu takımın yapamayacağı şey değil. Neyse, bekleyip göreceğiz... Bu maçtan sonra da Çarşamba günü, geçtiğimiz haftalardan bir erteleme maçımız var. Birmingham'la oynayacağız. Onu bu maçtan sonra ayrıntılı değerlendiririz. Görüşmek üzere.

13 Nisan 2011 Çarşamba

Ancelotti: "Denedik, 10 Kişiyken Bile..."

"Maça çok iyi başladık ve ilk 30 dakika oyunu kontrol ettik. Topa sahip olmada ve atak oyunda iyiydik. Ama ilk yarının son 10 dakikası çok zor geçti bizim için. Rakip daha fazla şans buldu ve golü attılar. Bu da ikinci yarıyı ve geri dönüşü iyice zorlaştırdı.

Denedik, 10 kişi kalmışken bile denedik. Gerçekten çok zordu. Sonuç olarak Şampiyonlar Ligi'nden elendik ve bu hiç de iyi değil.

Tabii ki hayal kırıklığı yaşıyoruz. Ama bu futbol ve önümüze bakabilmeliyiz. Oynanacak ve mümkünse kazanılacak başka maçlarımız var. Çünkü herkes gelecek sezon da Şampiyonlar Ligi'nde oynamak istiyor.

Fernando (Torres) ile başladım. Çünkü onun yetenekleri bizim için iyi olabilirdi. Bu tarz bir maça Torres ile başlayıp başlamamam gerektiğini maçtan önce çok düşündüm. Ama Drogba ikinci yarı çok iyi oynadı.

İleride daha fazla baskı kurmak istiyordum. Bu yüzden daha canlı olan Drogba'yı oyuna aldım. İleride onun gücünü kullanabilirdik. Bu yüzden Fernando'yu çıkardım.

Ramires daha sakin olmalıydı. Zaten bir sarı kartı vardı ve bir ikincisini görmemek için daha serinkanlı olabilirdi."

12 Nisan 2011 Salı

ŞL Son 8: ManU 2 (3-1) 1 Chelsea

Olmadı... Bu sezon son ümidimiz olan bu kupaya da çeyrek finalde veda ediyoruz. İlk maça rağmen ilk 30 dakikadaki mücadeleci, istekli oyunumuz yenilen golden sonra yerini tamamen amaçsız bir oyuna bıraktı. 70'te Ramires'in atılmasıyla iyice çöktük. 77'de attığımız gol umutlarımızı tekrar yükseltirken saniyeler içinde ManU'nun verdiği cevapla bir kez daha çöktük. Sonuç olarak iki maçta da aldığımız mağlubiyetlerle önümüzde düşüneceğimiz sadece lig maçları kaldı. Bundan sonra kalan 7 lig maçında en iyimizi yapıp artık tutunacak tek dalımız olan ligde kesinlikle ikinciliği almalıyız.

Galip gelince maç yazılarını yazmak çok zevkli oluyor fakat şimdi bunu yazmak tamamen bir külfet. Bu yüzden fazla da uzatmak istemiyorum. Maça kısaca bakalım... İlk 30. dakika mücadele gücümüz gayet yüksekti. Gözle görülür şekilde paslarda ve topa sahip olma oranlarında üstündük. (Ki maçın Old Trafford'da olduğunu da unutmamak gerek.) 4-5 tane de güzel pozisyon yakaladık bu dakikalarda fakat hiçbirini değerlendiremeyince geçtiğimiz iki maçta kendini gösteren kötü özelliğimiz tekrar ortaya çıktı. Üstünlüğü 35. dakikaya doğru rakibe iyice kaptırdık ve arka arkaya ataklarla gelen ManU "atamayana atarlar" diyerek o takımın en nefret ettiğim oyuncusu Hernandez ile golü buldu. Maçın bundan sonrası ise dediğim gibi tamamen amaçsızcaydı. Çok gereksizce oynanan dakikalardı diyebiliriz. Ta ki 77'de umutlarımızı tekrar yeşerten Drogba'nın güzel golüne kadar. Oturduğum yerde iyice sıkılmış bir haldeyken bu golle beraber ben de şöyle bir toparlandım, umutlandım. Fakat fazla sürmedi bu... Santradan sonra saniyeler içinde Park cevabı verince artık gerçekten her şey bitmişti. 1-0'dan sonra 2-1'lik mağlubiyetle yani toplamda 3-1'le turnuvaya veda ediyor, Londra'nın yolunu tutuyoruz.

Bu maça ileride Anelka-Torres-Malouda üçlüsüyle başlamak ne kadar doğruydu bilmiyorum ama bugün pek işe yaramadığı kesin. Devre arasında Torres'i çıkarıp Drogba'yı sokmak yerine Malouda-Drogba değişikliği yapıp 4-3-1-2'ye dönseydik bence daha iyi olurdu. Yani kaybedecek hiçbir şeyimiz yokken Torres'i çıkarmamalıydık diye düşünüyorum. Ama olan olduktan sonra yapılmayan müdahaleleri konuşmak boş tabii...

Şimdi sadece önümüzde 7 güzel lig maçı kaldı. Alınabilecek 21 puandan ne kadar alabiliyorsak alıp en azından bu talihsiz sezonu bir "lig ikinciliği" başarısıyla kapatalım. Artık tüm Chelsealilerin tek dileği bu. Daha sonra görüşmek üzere.

2011-12 Sezonu İç Saha Formamız



Adidas, gelecek sezonun iç saha formamızı takımdan oyuncularla çektiği kliple yayınladı. Oyuncuların forma hakkında genel düşüncüleri öncelikle rahat olması ve hareket imkanını kısıtlamaması... Videoda söylenene göre forma ilk olarak bu sezonun son Stamford maçında, Newcastle karşısında giyilecek.

2011-12 İç Saha Forması

2011-12 İç Saha Kaleci Forması

ŞL Son 8: ManU (1-0) Chelsea | Maç Öncesi

Herkesin de dediği gibi Chelsea için sezonun en kritik, en önemli maçındayız. Bu akşam 21:45'te 1-0'lık mağlubiyetin rövanşında Old Trafford'dayız. Önümüzde artık sadece 2 kulvar kalmış ve ligde de zirve umutları iyice bitmişken tek ve en çok istediğimiz hedef burası, Şampiyonlar Ligi. 1-0'ı ManU gibi bir takımın deplasmanında kurtarmak çok zor olacak, orası kesin ama maçın başında atacağımız bir golle tüm durumu eşitleyebiliriz. Hatta attığımız golle morallerimiz yükselir, ibre iyice bizi göstermeye başlar. Yani maçın başında uygulayacağımız tüm taktik-düşünce bunun üzerine olmalı. Umarım Ancelotti de maçın başında atılacak bir golün öneminin farkındadır. Bu gol bir maçı, bir turnuvayı değil, tüm sezonu kurtarır. Çünkü bu takım için bu sezon başka bir yol kalmadı. Tüm ekibin kafası burada olmalı ama ligde de en azından bir ikincilik için uğraşılmalı. Bunların hepsinin her saniye Ancelotti'nin kafasında olduğuna eminim ve her şeyi en doğru şekilde bu takıma işleyecektir.

Geçen sezon oynadığımız Old Trafford'daki ManU maçını hatırlayalım. 2-1 yenmiştik. Bu skoru bu sene de tekrarlamamız halinde yarı final bizi bekler. Yani yapmadığımız şey değil ManU'yu orada devirmek. Umarım bu akşam turu geçmiş ve mutlu bir şekilde döneriz Manchester'dan.

Ancelotti, sezonun maçına nasıl bir formasyonla, nasıl bir kadroyla çıkar bilmiyorum ama bu maç için açıklanan 20 kişilik kadro bu: Petr Cech, Ross Turnbull, Hilario, Branislav Ivanovic, Ashley Cole, Michael Essien, Ramires, Frank Lampard, Fernando Torres, Yossi Benayoun, Didier Drogba, John Mikel Obi, Florent Malouda, Jose Bosingwa, Yury Zhirkov, Paulo Ferreira, Salomon Kalou, John Terry, Alex, Nicolas Anelka.

Alex de uzun sakatlığının ardından bu maç için hazır olduğunu söyledi. Büyük maç için Ancelotti'den görev bekliyor. Gerçekten "dev" gibi bir adam. Tam anlamıyla hazırsa oynamasını isterim. Drogba, oynaması halinde bugün Chelsea için 300. maçına çıkacak. Zhirkov ise 50. maçına...

Son olarak her Chelseali gibi tek dileğim önce bu turu geçmek ve sonrasında 28 Mayıs'ta Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırmak. Son 8 yılın en çok yarı final oynamış takımı olarak artık bunu hak ettiğimizi düşünüyorum. Umarım sonunda bu kupa, bu sezon bizim olur.

10 Nisan 2011 Pazar

Benayoun: "Torres, O Kaliteye Sahip"

"Her orta saha oyuncusu için Fernando (Torres) gibi bir oyuncuyla oynamak harikadır ve çok kolaydır. Benim için o, dünyanın en iyi forveti.

3 çok iyi forvetimiz var: Drogba, Anelka ve Torres. Ve bence Torres bu takımda birçok gol atacak. Çünkü o kaliteye sahip.

Herkes biliyor ki önümüzdeki ManU maçı sezonun en önemli oyunu. Bu turu geçip sezonu kurtarmak zorundayız. Kolay olmayacak çünkü ManU çok iyi bir takım. Ama Chelsea de son sezonlarda ManU deplasmanında kazanabileceğini kanıtlamış bir takım ve bunu birçok kez gerçekleştirdiler. Bu maçta da %100'ümüzü verip kazanmaya çalışacağız."

9 Nisan 2011 Cumartesi

PL 32. Hafta: Chelsea 1 - 0 Wigan

İyi moral oldu bu galibiyet. Hem 3.'lük koltuğuna yeniden oturduk hem de yarın Arsenal deplasmanda Blackpool'a kaybederse 2.'lik şansımızı biraz daha arttırmış olduk. ManU bugün de kazanınca artık ligdeki ana hedefimiz 2.'lik oldu diyebiliriz. Bence bugünkü gibi yüksek performanslar ortaya koymaya devam edersek de çok rahat bir şekilde o sırada bitiririz bu sezonu.

Maça geçecek olursak öncelikle söylemem gereken şey şu: Pozisyonları çok rahat harcıyoruz. Özellikle 2 maçtı kendini çok fazla belli eden bir durum var. Maçlara çok iyi başlıyoruz, öyle pozisyonlar yakalıyoruz ki ilk dakikalarda bunları gole çevirsek belki rakip dağılacak. Ama ne yazık ki bunlardan eli boş dönüyoruz. Durum bu olunca da rakip 20-25. dakikalara doğru üstünlüğü elimizden alıyor. Güçlü bir ekipse de golü rahatlıkla buluyor. Bunu hem ManU maçında hem de bugün fazlasıyla yaşadık. Bu zaafımızdan yararlanan ManU, Çarşamba günü o dakikalarda golü bulmuştu fakat neyse ki buna Wigan karşısında izin vermedik. İlk dakikada Ramires'in değerlendiremediği çok net bir pozisyonumuz var mesela. Bunu gole çevirsek maç o dakikada bitecek belki. Ama dediğim gibi çok kolay harcıyoruz. Neyse... Bugün galibiyeti getiren golü ikinci yarı bulduk. Korner sonrası altı pastaki kargaşadan yararlanan Malouda golü attı ve takıma 3 puanı getirdi. Bugün bayağı rotasyona gitmişti Ancelotti. Eskisi gibi 4-3-3 oynadık ilk 60 dakika. Bence çok alışık olduğumuz bir formasyon olduğu için 4-3-3 bu takıma daha çok uyuyor ve daha çok etkili oluyoruz. Özellikle ileride Anelka-Drogba-Malouda gibi bir üçlümüz varsa... Bugün üç oyuncumuz da çok iyiydiler. Ama dediğim gibi hem bu oyuncularımız hem de Torres kimi zaman son vuruşlarda izleyeni çıldırtıyorlar, çok kolay gollük pozisyonlar boşa gidiyor. Bu üçlü dışında mutlaka konuşmamız gereken bir diğer oyuncumuz da Luiz. Bugün her pasında her müdahalesinde alkış aldı. 2 ayda şu taraftarın kalbine girdi. Çok takdir ediyorum bu genç oyuncuyu gerçekten. Umarım tüm kariyeri boyunca bu kulübe hizmet eder. Adını yazdırır Chelsea tarihine. Sonuç olarak önemli bir 3 puanın ardından moraller yüksek, Salı günü Old Trafford'un yolunu tutacağız.

Sadece ileri üçlümüzü belirttik ama tüm takım bugün iyi performans koydu ortaya. İstekliydik. Uzun zaman sonra Benayoun ve Alex'i sahada görmek çok güzeldi. Özellikle son dakikalarda Benayoun'un çok etkiliydi orta saha-ileri hattımız arasında. Sakatlığın onu fazla etkilememiş olması sevindirici. Bosingwa'nın da bugün hafif bir hastalık durumu varmış. Umarım ManU maçına kadar iyileşir. Son olarak Torres bugün de gol orucuna devam etti. 10'da 0'la devam ediyor. Bu konuda iyice bir istikrar sağladı diyebiliriz. Bugün kötü de bir performans göstermedi açıkçası ama olmayınca olmuyor. Artık ManU maçında bu istikrarını bozması dileğiyle. Daha sonra görüşmek üzere.

8 Nisan 2011 Cuma

Premier League'de 32. Hafta Programı

9 Nisan 2011 - Cumartesi
14:45
Wolves - Everton
17:00
Blackburn - Birmingham
Bolton - West Ham Utd
Chelsea - Wigan
Manu - Fulham
Sunderland - WBA
Tottenham - Stoke City
---------
10 Nisan 2011 - Pazar
15:30
Blackpool - Arsenal
18:00
Aston Villa - Newcastle Utd
---------
11 Nisan 2011 - Pazartesi
22:00
Liverpool - Man City

İki ManU maçı arasında bir lig maçımız var. Lig sonuncusu Wigan'a karşı, yarın. Zirve çok uzağımızda... Ve gittikçe sona yaklaştığımız ligde zirve için açıkçası Stoke maçına kadar ümidim vardı ama artık ben de umutlarımı kaybetmiş durumdayım. Fakat ikincilik için şansımızın kesinlikle yüksek olduğunu düşünüyorum. Arsenal'in de 3 haftadır süren kötü gidişi devam ederse 22 Mayıs'taki son maçımızdan sonra ligi 2. sırada bitirir ve bu sene yaşadığımız kötü günlere rağmen bile bu gücün nasıl geri döndüğünü herkese gösterebiliriz. Tabii bunu başarmak için bu son 7 maçın en rahatlarından biri olan Wigan maçını mutlaka almak zorundayız. Rahat demek belki doğru olmaz çünkü Wigan da son sıradan kurtulmak istiyor ve üstündeki takımlarla fazla puan farkı yok. Alacağı bir galibiyet onu bir anda 4-5 sıra yükseltebilir. Bu yüzden Wigan da gayet istekli olacaktır galibiyet için. Tabii ne olursa olsun dediğim gibi galibiyet şart... Torres'in 9 maçtır gol atamaması hem kendisini hem de Chelseali taraftarları üzüyor, tabii kızıyorlar da. Bir türlü golle buluşamamasının nedenleri olarak birçok şey gösteriliyor. Liverpool'da yaşadığı sakatlığın onu çok fazla etkilemesi, Chelsea'nin uyguladığı taktiğin ona uygun olmaması gibi şeyler. Bunların hepsi doğru olabilir fakat Torres gibi bir golcünün de ne olursa olsun 9 maçta en azından 1 gol bile olsa atabilmesi gerekirdi. Gerçekten şaşırtıcı ve üzücü bir durum... Bu maçta Ancelotti onu dinlendirecektir diye düşünüyorum. Ayrıca ameliyattan sonra uzun süredir sahalardan uzak olan Alex'ten de bir iyi haber geldi. Yarın yedek kulübesinde olacakmış. Oynaması zor tabii ama belki ilerleyen dakikalarda maçlara ısındırmak için oyuna sokabilir Ancelotti. Son olarak tahmini kadro: Cech; Ivanovic-Luiz-Terry-Cole; Ramires-Essien-Lampard; Anelka-Drogba-Malouda. Maçtan sonra görüşmek üzere.

500 Maçıyla Lampard...

Her ne kadar sonuç kötü, üzücü bir mağlubiyet olsa da ManU maçı Lampard için önemli bir kilometre taşıydı. Deneyimli futbolcumuz bu formayı Çarşamba günü 500. kez giydi. Ron Harris(795), Peter Bonetti(729) ve John Hollins(592)'in ardından Chelsea tarihinde 500 maça ulaşan 4. adam oldu. İşte chelseafc.com'da yer alan istatistiklerden bir derleme:

Doğum yeri/tarihi: Romford, Londra / 20.6.1978
Boyu/Kilosu: 1.84m / 88kg
West Ham'dan Haziran 2001'de 11 milyon sterline geldi.
Chelsea'yle ilk maçı: Newcastle Utd(1-1), 19.8.2001 tarihinde Stamford Bridge'de

Lampard, şu ana kadar Chelsea'yle çıktığı 500 maçta 166 gol attı. Bu kulvarda da Chelsea tarihinde 3. sırada yer alıyor. Bu takıma 47 kez kaptanlık eden Lampard, 4 kez de hat-trick yaptı. Oynadığı sürece de bunları geliştirmeye devam edecek.

Chelsea'yle kazandığı başarılar:

Şampiyonluklar
Premier League 2005, 2006 ve 2010
FA Cup 2007, 2009 ve 2010
League Cup 2005 ve 2007
FA Community Shield 2005 ve 2009

İkincilikler
Şampiyonlar Ligi 2008
FA Cup 2002
League Cup 2008
FA Community Shield 2006, 2007 ve 2010

Bireysel başarıları:

FWA Yılın Futbolcusu 2005
Premier League Yılın Futbolcusu 2005
FIFPro Yılın Dünya Kadrosu'nda yer aldı 2005
UEFA En Değerli Orta Saha Oyuncusu 2008
FIFA Yılın Futbolcusu ikinciliği 2005
Ballon D'Or Yılın Avrupalı Futbolcusu ikinciliği 2005
PFA Yılın Futbolcusu ikinciliği 2004, 2005 ve 2006
Chelsea Altın Ayakkabı 2005 (19 gol), 2006 (20 gol) ve 2008 (20 gol)
Chelsea Yılın Futbolcusu 2004, 2005 ve 2009 (yukarıdaki fotoğraf)
FWA Yılın Futbolcusu ikinciliği 2004
Chelsea Özel Başarı Ödülü 2008 (o zaman kadar attığı 100 gol için)
FWA Takdir Ödülü 2009

7 Nisan 2011 Perşembe

Ancelotti: "Bir 90 Dakika Daha Var"

"Old Trafford'da kazanmanın zor olduğunu biliyoruz ama denemek zorundayız. O statta geçen yıl aldığımız galibiyet bize güven veriyor.

İlk yarıda direkten dönen bir topumuz var, ikinci yarıda Van der Sar'ın harika kurtarışı (Torres'in kafası)... ManU'yla oynarken çok fazla şansınız olamaz. Gol şansları yakaladık ama bunları gole çevirmekte şanssızdık. Ama artık bu maç sona erdi, önümüzdeki maça bakmalıyız.

Performansımız iyiydi fakat %100 değildi. Genel olarak iyi futbol oynadık, şanslar yakaladık, çok çalıştık. En sonunda da çok net bir penaltı pozisyonumuz vardı. Çok netti, bunu herkes biliyor. Problem şu ki son dakikalarda bir penaltı kararı vermek kolay değildir. Biraz üzgünüm bu konuda ama önemli değil. Sonuç bu ve artık geçmişte kaldı.

Tüm takım üzgün fakat unutmak zorundayız ve gelecek maça, orada en iyisini yapmaya odaklanmalıyız. Sonuç iyi olmasa da bu sadece bir 90 dakikaydı. Ve bir 90 dakika daha oynayacağız. Kazanmak için atak bir futbol oynamak zorundayız.

Şimdi odaklandığımız şey Wigan maçını kazanmak. Ligde 3 puanı alıp Old Trafford'daki maça hazırlanacağız."

ŞL Son 8: Chelsea 0 - 1 ManU

Kendi sahamızdaki maçta gol yemeden atacağımız golleri beklerken 1-0'lık mağlubiyetle ayrılıyoruz. Bütün takımın ve taraftarların büyük özlem duyduğu ve artık bu sezon istediği Şampiyonlar Ligi'ni çok büyük riske attık bu skorla. Açıkçası düşük performansımızın yanında çok fazla istekli ve bulduğumuz pozisyonlarda da şanslı olmayınca bu kulvarda devam etme ihtimalimizi iyice yaktık-yıktık. Ama umutları tamamen bitirmek kesinlikle yanlış. Old Trafford her ne kadar zor bir deplasman ve rakip de her ne kadar ManU olsa da her sezon en az bir kere maç yaptığımız, bize hiç de yabancı olmayan bir mekan ve takım. Bunun avantajını göz önünde bulundurursak haftaya Salı, ikinci ayakta erken bulacağımız golle işleri dengeleme şansımız hala var.

Bu kötü sonucun yanında bugünün ayrıca birçok önemi söz konusu. Lampard, Chelsea formasıyla 500. maçına çıktı ve bu formayla 500. maça ulaşan 4. oyuncu oldu. Ancelotti de bugün Chelsea'yle 100. maçına çıktı fakat hem onun için hem de bizim için üzücü bir milat oldu. Bunların yanında bu yenilgi, bir istatistiğin de sonunu getirdi. 2002'den beri yani tam 8 yıldır Stamford'da boyun eğmediğimiz ManU'ya ne yazık ki bugün kaybettik. Bu kalite için ne üzücü gerçekten...

Maça bakalım... Başlarken mükemmel bir atmosfer vardı statta (ne yazık ki sonlara doğru berbat bir havaya bıraktı yerini). Düdük çaldı... İyi başladığımız ve iyi götürdüğümüz maçın ilk dakikalarında mutlaka bir gol bulmalıydık ve karşımızdaki o gücü erkenden kırmalıydık. Fakat bu dakiklardaki yüksek performansımızı değerlendiremedik ve maçı yavaş yavaş ele geçiren ManU 24'te golü buldu. Bundan sonrası tam anlamıyla morallerin bozulduğu, sık sık ve çok basit pas hataları yaptığımız dakikalar oldu. İlk yarının sonuna kadar böyle gitti ve ilk 45'in son dakikalarında, yaklaşık 3 dakika muhteşem bir ataklar silsilesi yakaladık. Özellikle Torres'in yeterince dokunamadığı ve direkten dönen, devamında Lampard'ın tamamladığı fakat Evra'nın çizgiden çıkardığı topu mutlaka gole çevirmeliydik ve soyunma odasına 1-1'le gitmeliydik. Bu, ikinci yarıdaki işlerimizi gerçekten çok kolaylaştırırdı, fakat olmadı. İkinci yarıdaysa ilk yarıdakinden bizim açımızdan pek de farksız, zayıf bir futbol söz konusu. Gole çok yaklaştığımız dakikalar da oldu bu devrede fakat gol olmadıktan sonra neye yarar... Son 20-25 dakikaysa ManU'nun iyice tempoyu düşürdüğü bizim de sürekli havadan toplarla ileride etkili olmaya çalıştığımız anlar oldu. Her ne kadar kötüydük desek de taraftarları heyecanlandıran çok güzel pozisyonlar izlemedik diyemeyiz. Torres özellikle bugün gol orucunu bozamasa da hiç bugünkü kadar yaklaşmamıştı gole Chelsea formasıyla... Kesinlikle o adam için de büyük üzüntü. İnkar edemeyiz. Bir de maçtan bahsetmemiz gereken diğer bir pozisyon da Ramires'in son dakikada ceza sahasında düşürülmesi... Bence kesinlikle penaltıydı. Evra iki ayağıyla Ramires'in ayaklarını kıskaca alarak ilerlemesini engelledi. Hakem düdüğü çalsa hiç kimse itiraz dahi edemezdi. Durumu eşitlemiş şekilde Old Trafford'a gitmek tabii ki iyi olurdu ama bundan fazla da bahsetmek istemiyorum çünkü olmuş-bitmiş, verilmiş kararı tartışmak manasız. Sonuçta bu saatten sonra değişmeyecek şey.

İşte böyle, hiç de istemediğimiz bir sonuçla önce hafta sonu Wigan'ı burada ağırlayacağız. Sonrasında haftaya Salı günü bunun rövanşı için Old Trafford'da olacağız. Objektif olalım... İşimiz çok zor ama olmayacak şey mi? Kesinlikle değil... Yapmadığımız şey değil o statta, o takıma karşı galip gelmek. Umarım yine başarırız.

Gol ve golcülerdeki sıkıntılarımız devam ediyor. İleride, bizim kalitemizdeki diğer takımlarla karşılaştırıldığımızda onlar kadar rahat ve özgüvenli olamıyoruz, oynayamıyoruz. Bu hasar kesinlikle Kasım-Aralık aylarında yaşadığımız o kötü dönem kalma. Şunu bir türlü atamadık üstümüzden ve sezon sonuna dek de sürecek gibi gözüküyor. O ilk maçlarda arka arka gollerini sıralayan Malouda, Drogba nerede?..

Bir de beklediğim kadroyla maça başlamadı Ancelotti. İleride mutlaka Drogba ve Torres'ten birini yedek oturtur diyordum, ikisi de ilk 11'de başladı. Belki birisini ilerleyen dakikalarda oyuna almasıyla, yani diri bir "tam golcüyle" daha etkili olabilirdik çünkü Anelka tam anlamıyla bir forvet olmadığı için Ancelotti onu oyuna almasıyla görüldüğü üzere ileride ve maçta fazla bir şey değiştiremedi. Ne yazık...

Stoke'tan sonra şimdi bir de bu... Moraller kötü ama ŞL'deki şansımız tükenmiş değil. Çünkü önümüzde bir 90, belki 120 dakika daha var... Futbolda ve özellikle Chelsea'nin olduğu yerde son dakikaya dek hiçbir şey belli olmaz. Şimdilik bu kadar. Daha sonra görüşmek üzere.

5 Nisan 2011 Salı

ŞL Son 8: Chelsea - ManU | Maç Öncesi

Hafta sonu Stoke maçında kaybettiğimiz puan bizi sona yaklaşan ligdeki hedefimize biraz daha uzaklaştırdı. Hedefimiz 1.5 ay önce Ancelotti'nin dediği gibi ilk 4 ise her şey tamam. Ligi çok rahat o bölgede bitiririz zaten. Ama bence hedef çok uzak gibi gözükse de zirveyi zorlamaktır. Neyse, şimdi ligi bırakalım... Önümüzdeki Şampiyonlar Ligi maçına bakalım. Yarın Stamford'da ŞL Çeyrek Final ilk maçına çıkacağız. Rakip Man Utd. Daha önce de dediğim gibi keşke ilk maç Old Trafford'da olsaydı. İkinci maçın kendi saha ve seyircimiz önünde olması her zaman avantajdır çünkü. Ama durum bu... Bu nedenle yarın kendi sahamızda gol yemeden, farklı bir skor almaya bakmalıyız. Açıkçası gönlümden geçen 2-0... Alınabilecek en iyi sonuç olur bence Man Utd gibi güçlü bir takıma karşı. Herkesin bildiği gibi iki ayaklı turlarda en önemli şey kendi evinizdeki maçta gol yememektir. Bakalım, neler olacak yarın 21:45'te göreceğiz...

Gol yollarındaki adamlarımızda (Torres, Drogba, Anelka) bir süredir gerçekten çok ciddi sıkıntılar olduğu aşikar. Bununla ilgili bence çok önemli olan bir istatistik mevcut: 2 Şubat'tan beri, yani Torres'in gelişinden itibaren ne Drogba ne de Torres golle buluşamadı (Drogba'nın son maçımız Stoke karşısında attığı gol hariç). Anelka'ysa sadece Kopenhag maçında attığı 2 golle kaldı. Bence çok çok önemli ve üzücü bir istatistik. Özellikle 50 milyon sterlin verdiğimiz bir golcünün de 2 aydır gol atamaması kesinlikle ayrı bir üzüntü bu taraftar için. Eminim ki Torres için de kolay bir ruh hali değildir. Umarım artık yarın hem Torres hem Drogba'dan gelecek iki güzel golle hem maçı kazanır hem de forvetlerimize cesaret kazandırırız.

Ayrıca her ne ne kadar oyuncularımızdan ve Ancelotti'den 2008'in bir rövanşı olmayacak şeklinde açıklamalar gelse de mutlaka o günü yaşayan bütün oyuncularımızda bunun bir hırsı olacaktır. Fazla olmadığı sürece de hırs iyidir.

İki takımın da tahmini kadroları şöyle:

Chelsea: Cech; Bosingwa-Ivanovic-Terry-Cole; Ramires-Essien-Lampard-Malouda; Anelka(Kalou)-Torres

ManU: Van der Sar; Fabio-Smalling-Vidic-Evra; Valencia-Scholes-Carrick-Nani; Rooney-Hernandez

Her şey bir yana bence çok zevkli bir maç izleyeceğiz. Üstelik şifresiz şekilde Star TV maçı yayınlayacak. Ayrıca İddaa'da da Chelsea'ye 1.90 gibi bir oran vermişler. Hem de tek maç... Mutlaka oynanmalı. Maçtan sonra görüşmek üzere.

4 Nisan 2011 Pazartesi

Cech: "Devam Eden Taraf Biz Olacağız"

"Kayıtlar 2008 ŞL finalinde ManU'nun maçı aldığını gösteriyor. Fakat gerçekte kazanmadılar. Sadece penaltılarda bizden biraz daha şanslıydılar.

Geçmişte olanlar geçmişte kaldı. Şimdi geleceğe bakıyoruz ve umuyoruz ki bu sefer yola devam eden taraf biz olacağız.

Maç için cesaretimiz yüksek. Çünkü istatistiklere baktığımızda son yıllarda evimizde ManU'ya karşı iyi bir üstünlüğümüz var. Bunu düşünerek maça hazırlanmak avantajımız.

Diğer bir avantaj ise Old Trafford'a gittiğimizde yeni bir şey keşfediyor olmayacağız. Daha önce birçok kez karşılaştığımız oyuncular olacak. Old Trafford'da birçok kez oynadık ve geçen sezon da orada kazanmıştık. Yani bu konuda pozitif olabiliriz.

Ne yazık ki ligde istediğimiz pozisyonda değiliz. Ama Şampiyonlar Ligi'nde iyi gidiyoruz ve devam etmeyi umuyoruz.

İnanç, takıma tekrar yerleşmeye başladı. Kendimize güveniyoruz çünkü iyi sonuçlar alıyoruz. Şampiyonlar Ligi çok özel bir turnuva. Ama bunu kazanmak hiçbir zaman ligi zirvede bitirememenizi örtmez. İkisi birbirinden tamamen farklı."

Chelsea is All In (Adidas Reklam Filmi)

3 Nisan 2011 Pazar

Ancelotti: "Maçın Doğru Sonucu Budur"

"Gerçekten zor ve heyecan verici bir maçtı. İki taraf da maçı kaybedebilir veya kazanabilirdi. İki taraf da birçok şans yakaladı ve iyi bir oyun ortaya koydu. Tabii ki sonuçtan memnun değiliz fakat bu maçın doğru sonucu budur.

60 dakika çok iyi oynadık. Ama sonlara doğru dengemizi kaybettik ve pozisyon yaratmakta zorlandık.

Yaptığım değişikliklerle (Anelka-Ramires çıktı, Torres-Kalou girdi) sağ kanattan yapacağımız atakları fazlalaştırmak ve takımın yapılan ortalarda ceza sahasında daha fazla varlık gösterebilmesini istedim. Torres bunun için önemliydi.

Objektif olmak zorundayız. İyi futbol oynadık ve herkes biliyor ki Stoke deplasmanı zordur. Fiziksel kondisyonumuz yüksekti. Herhangi bir sakatlık problemimiz de yok, yani Manu maçına en iyi şekilde hazırlanabiliriz.

Manu maçı gerçekten çok önemli. Bu maçı oynayacağımız için mutlu olmalıyız. Çünkü herkes bu maçı izlemeyi bekliyor. Tüm yeteneğimizi göstermek istiyoruz ve onlara karşı bir 180 dakika oynayacağımızı bilmeliyiz."

2 Nisan 2011 Cumartesi

PL 31. Hafta: Stoke City 1 - 1 Chelsea

İşte bu hiç iyi olmadı. Bu gidişata hiç yakışmadı. Arka arkaya Manu'yu Blackpool'u Man City'yi devirdik, zirveye yaklaşıyoruz, arayı kapatıyoruz derken bu beraberlik kötü bir kayıp oldu bizim için. Üstelik Manu da West Ham'ı 2-0 geriye düştüğü maçta 4-2 yenip zirvedeki yerini sağlamlaştırdı. Bitime yaklaşırken bu beraberlik zirve takibinde bize büyük bir darbe vurdu.

Maça kısaca bakalım... Zor bir karşılaşma olacağı maçın başında kendini belli etti. Erken bir golle bunu yıkabilirdik ama tam tersi oldu ve ilk dakikalarda Walters soldan iyi geldi, Essien'i geçerek güzel bir vuruşla topu ağlarımıza gönderdi. Saha avantajını kullanarak güzel bir gol attılar, diyecek bir şey yok. Ama devamında rakibe iyi bir üstünlük sağladık ve çok kritik pozisyonlar yakaladık. Bu girişimler sonunda meyvesini verdi ve 33'te Drogba'nın kafasıyla durumu eşitledik. İlk yarının sonuna kadar da bu sağladığımız üstünlüğü sürdürdük fakat başka bir gol bulamadık. İkinci yarıya da aynı şekilde üstün bir oyunla başladık. Arka arkaya çok önemli gol pozisyonları yakaladık. Kimi zaman direk kimi zaman kaleci-defans girişimlerimizi boşa çıkardı. Artık bir dakikadan sonra ileride yeterli olamadığımız gören Ancelotti, Anelka-Ramires'i çıkardı ve Torres-Kalou ikilisini soktu. İleride 4 oyuncuyla artık bir gol bulmamız gerekiyordu ama ne yazık ki beklediğimiz 2. gol bir türlü gelemedi. Hatta bu değişikliklerden sonra Stoke'un yavaş yavaş maçı ele geçirdiğini söylemek mümkün. 66 ve 67'de üst üste iki direkten dönen pozisyonları (birisi Cech'in müdahalesiyle) var. 80'e kadar bunların dışında da buldukları önemli pozisyonlar ve Cech'in mükemmel kurtarışları mevcut. Açıkçası bu dakikalarda tamamen umudumu yitirmiştim, hatta 1 puanı da kaybetmeyelim düşüncesindeydim. Fakat 80'den sonra öyle pozisyonlar yakaladık ki maçı almamız işten bile değildi. 81'de Drogba'nın direkten dönen vuruşu ve maç bitimine kadar birçok girişimimiz mevcut. Hakemin verdiği 6 dakika uzatma da maçın heyecanının dorukta olduğu dakikalardı. Özellikle son korner pozisyonumuz muhteşemdi. O pozisyona ve 96 dakikalık mücadelemize gerçekten bir gol daha yakışırdı ama ne yazık ki olmadı. Son 8 maça, avantaj ve umutlarımız biraz daha azalarak girdik.

Maç yazılarında hakeme genelde değinmem ama saçma sapan kararlarıyla bugün maçın kimi dakikalarına darbesini vurdu. Bir geri pası görmedi (gerçekten görülmeyecek gibi değildi). Çok gereksiz faulleri verdi, bariz olanlarını vermedi. Tabii şu an maçtan 3 puanı almış olsaydık bunlara değinmezdin bile diyebilirsiniz ama kimi kararları maçı çok etkiledi diye düşünüyorum. Neyse... Yapacak bir şey yok. 1 puanla evin yolunu tutuyoruz.

Şimdi sırada, belki bu sene daha ön plana koymamız gereken Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final maçımız var. Çarşamba günü, Stamford'da, Manu'yla... Çok kritik maç. Bence ikinci maçların evde olması daha avantajdır ama kurada böyle çıktı. Yapılacak bir şey yok. Evimizde, taraftarımızın desteğiyle gol yemeden ve goller bularak güzel bir sonuç alıp ikinci maça gidersek bizim için en iyisi olur. Bugün üzüldük, moraller biraz düştü ama yükseltmek bizim elimizde. İlk fırsat da Çarşamba günü. Daha sonra görüşmek üzere.

1 Nisan 2011 Cuma

Mart Ayının En İyileri: Ancelotti & Luiz

Premier League'de Mart ayının en iyileri seçildi. En iyi menajer Ancelotti, en iyi oyuncu ise David Luiz oldu.

Mart ayında güçlü rakiplere karşı aldığımız önemli galibiyetlerle Ancelotti, en iyi menajer ödülünü hak etti.

Genç Luiz'in geldiği ikinci ayda bu ligin en iyi oyuncusu seçilmesi ise yeteneğinin tam anlamıyla kanıtıdır.

Premier League'de 31. Hafta Programı

2 Nisan 2011 - Cumartesi
14:45
West Ham Utd - Manu
17:00
Birmingham - Bolton
Everton - Aston Villa
Newcastle Utd - Wolves
Stoke City - Chelsea
WBA - Liverpool
Wigan - Tottenham
19:30
Arsenal - Blackburn
---------
3 Nisan 2011 - Pazar
15:30
Fulham - Blackpool
18:00
Man City - Sunderland

Milli maç arasından sonra bitime az kalan ligde yolumuza devam ediyoruz. Son 9 maç... Sıradaki rakip Stoke City. Bu sezon 3. haftada karşılaşmış ve 2-0 yenmiştik Stoke'u. Şimdi, zirveye yaklaşmaya devam etmek istiyorsak yine galibiyet gerek ve tabii önümüzdeki takımların da puan kaybı. O kötü dönemin izlerini tamamen sildik ve artık iyi bir gidişat içindeyiz. Bir 3 puanla daha bunu sürdüreceğiz, inanıyorum. Stoke ligde çok istikrarsız. Bizim cephede moraller yüksekken ve herhangi bir sakatlık problemi yokken fazla zorlanacağımızı düşünmüyorum ama yine de maçın ilk dakikalarında bir deplasman zorluğu yaşamamız normaldir. Erken bulacağımız bir golle de bunu çok rahat aşarız. Fazla uzatmak istemiyorum. Artık bundan sonraki her maçımız için tek dileğim kadro-formasyon ne olursa olsun rakipleri bir bir devirmek. Yarın maçtan sonra görüşmek üzere.