15 Şubat 2011 Salı

PL 27. Hafta: Fulham 0 - 0 Chelsea

Neredeyse yeniliyorduk! Malouda'ya yapılan harekete penaltı vermeyen hakem, muhteşem oynadığımız fakat bir türlü golle buluşamadığımız ikinci yarının son dakikasında Fulham lehine verdi penaltıyı... Hem de hiç alakası olmayan, o penaltıysa Malouda'nın pozisyonu 10 gollük penaltı diyebileceğimiz bir saçmalığa. Ama işte ilahi adalet... Cech muhteşem bir kurtarış yaptı ve dönen topu da kaçırdı Dempsey. Nihayetinde Fulham deplasmanından 1 puanla ayrılıyoruz ve zirveye 2 puan daha uzaklaşıp puan farkını 12 yapıyoruz. Çok açık söylüyorum: Şurada 3 saat öncesine kadar zirve için hala umutlarım vardı fakat şimdi düşüncem tamamen değişti. Şu deplasmandan mutlaka 3 puanla dönmeliydik... Hak ettik de aslında, özellikle ikinci yarıdaki oyunla fakat olmadı. Şimdiden sonra ne yapmalı? İlk üç için mi çıkmalı sahaya yoksa hala zirve düşünülmeli mi? Bir Chelseali olarak zirve=hayal demek istemiyorum fakat artık gerçek bu gibi. Artık ilk üç için maçlara çıkmak daha doğru gibi geliyor. İkincilik veya üçüncülük de başarısız bir sonuç değil sonuçta. Kimseyi göndermez takımdan. Ayrıca önümüzde Şampiyonlar Ligi ve FA Cup'ta uzun yollar var. Bu zora girse de bizi bekleyen 2 kupa var. Onlara aklımızda daha çok yer vermeye ve onlar için oynamaya devam...

Maça kısaca bakalım... İlk yarı son maçlarımızda olduğu gibi yine sıkıcı, yetersiz bir 45'ti. Az pozisyonun olduğu bir yarıydı. Önemli olarak değerlendirebileceğimiz Lampard ve Ivanovic'in pozisyonları var. Onun dışında tabii ki Torres'in ilk yarının sonunda Luiz'in harika uzun pasıyla kaleciyle karşı karşıya kaldığı fakat topu indirirken ayağına çarpıp ondan uzaklaştığı pozisyon var. Topu düzgünce indirebilse güzel bir şutla golü bulup soyunma odasına daha rahat gidebilirdik. İlk yarı böyle bitti... Maçın başında daha fazla efor harcayıp -Liverpool maçı için de konuşuyorum- ilk dakikalarda golü bulabilsek rakiplerin direnci ve defans gücü daha kolay kırılır diye düşünüyorum ilerleyen dakikalarda.... Ama konuşmak boş tabii, uygulayamadıktan sonra. Aslında ilk haftalarda mükemmel bir şekilde yaptığımız bir şeydi bu, fakat "çöküş dönemi" diye adlandırabileceğimiz bir dönemin ardından unuttuğumuz bir şey oldu. Neyse, ikinci yarıya gelelim... İkinci yarı da yine son maçlarda olduğu gibi üstünlüğü kurup 50-55 metrede geçen 45'lerdendi. Öyle net, öyle kritik pozisyonlar yakaladık ki izleyen herkes maçı Chelsea'ye verir. Fakat işler öyle olmuyor tabii... Pozisyonları gole çeviremedikten sonra... Sonuç olarak olmadı. Malouda'nın çok net olan penaltı pozisyonunu verseydi hakem çok farklı olabilirdi her şey. Hak ettiğimizi almış olurduk. Son dakika da Fulham lehine verdiği penaltı da şaka gibiydi gerçekten. O pozisyon Türkiye'de verilse bir de üstelik daha önce kendilerine yapılan penaltı verilmemiş olsa hakemin oradan sağ çıkması çok zor olurdu. Ama tabii orası İngiltere ve doğru yapılan da sonuçta maçın hakimi hakemin kararlarına saygılı olmak. Neyse, sonuçta hakem yüzünden yenilmedik (ama ramak kalmıştı) bu yüzden hakemi eleştirmeyeceğim fazla. Ama bu güzel performansa rağmen hak ettiğimiz galibiyeti de ne yazık ki alamadık.

Bir de maçtan önce muhtemel kadro ve formasyon diye düşündüğümüz baklava modeli taktikle sahada olmadığımız konusuna değinmek istiyorum. Eski taktikle (4-3-3) sahadaydık ve sanıyorum Ancelotti önümüzdeki FA Cup ve tabii ki Şampiyonlar Ligi maçlarını düşünmüş olacak ki (o daha önce bırakmış ligi düşünmeyi bence) rotasyona da gitti. Torres'i aynı eskiden Drogba'nın oynadığı mevkide oynattı ve kanatlarda Malouda-Anelka'yı kullandı. Drogba'yı 70. dakikada Torres'i çıkarıp oyuna soktu. Orta sahada da Mikel'i dinlendirdi ve onun yerine Ramires'i oynattı. Defans, maçtan önceki tahminimiz gibi oldu ve Luiz'i ortada oynatıp Ivanovic'i sağa çekti. Luiz iyiydi, fakat Torres yine yetersizdi. Luiz alışma sürecini çabuk atlattı gibi görünüyor. Torres için hala bekliyoruz. Son hamleler ve topla buluşmalarda hala sıkıntılar var. Ama bekliyoruz, inanıyoruz.

Şimdi sırada daha çok düşünmemiz gereken kulvarlardan FA Cup'ta 4. tur rövanş maçımız var. 1-1'in ardından Stamford'da Everton'ı ağırlayacağız ve 3 gün sonra bir diğer artık daha çok ağırlık vermemiz gereken kulvar olan Şampiyonlar Ligi'nde Kopenhag deplasmanına gideceğiz. İlk maçın orada olması avantajdır. Ama bu performans yeter mi? Şüpheli... Daha iyi olmak gerek. Özellikle Torres'in bekleneni artık vermesi ve bütün oyuncuların %100'lerini ortaya koymaları gerek. Kopenhag=kolay maç diye düşünülmemeli. Şampiyonlar Ligi'nde her maç zordur. Hiç beklemediğin takım hezimet yaşatabilir sana. Ama bu kadro bir %90'lara 100'lere çıkabilse önünde duracak takım yok da... İşte... Sonra görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder