31 Aralık 2010 Cuma

Ancelotti: "Yeni Yıla İnançla Başlamalıyız"

"Şimdi Bruma'yı kullanma zamanı. Çok genç ve iyi bir defans. Çok yetenekli, bu sezon birkaç maçta oynadı ve gelişmekte olan bir oyuncu. Terry, Ivanovic ve Alex'e çok yakın çalışıyor. Ve artık onu oynatmanın zamanı geldi. Eminim ki elinden gelen en iyisini yapacaktır.

Terry, Bruma'ya maçta çok büyük destek sağlayacak. Antrenmanlarda çok iyi çalışıyor ve ne zaman harekete geçip müdahale edeceğini çok iyi biliyor ama bu Terry'yle birlikte daha kolay olacak.

Aston Villa'yı yenmemiz ve Bolton maçının ikinci yarısındaki performansımızı kanıtlamamız gerek. Tablodaki yerimizi geliştirmeliyiz. Şu anda her şeyin yolunda olduğuna emin değiliz. Bunu iyi bir performansla onaylamamız ve yeni yıla inançla başlamamız gerekiyor.

Aston Villa şu anda problemler yaşıyor. Bu yüzden maçta daha dikkatli olmalıyız çünkü artık onlar için her maç önemli. Belki de tekrar yükselmek için bizim maçımızı kullanmak isteyeceklerdir ve bütün enerjilerini ortaya koyacaklardır.

Duran toplarda bu sezon iyiyiz. Arsenal'e karşı duran toptan bir gol bulduk. Belki kornerlerden gol bulamadık ama duran toplardan hiç gol yemedik. Bu da defansif olarak duran toplarda ne kadar iyi olduğumuzu gösteriyor. Geçen sezon ilk maçlarda çok fazla gol yiyorduk ve şu an daha fazla odaklanmış durumdayız. Lampard da döndü ve kornerleri kullanmakta çok iyi. Onunla beraber daha fazla şans yakalayabiliriz."

Premier League'de 21. Hafta Programı

1 Ocak 2011 - Cumartesi
14:45
WBA - Manu
17:00
Liverpool - Bolton
Man City - Blackpool
Stoke City - Everton
Sunderland - Blackburn
Tottenham - Fulham
West Ham Utd - Wolves
19:30
Birmingham - Arsenal
---------
2 Ocak 2011 - Pazar
15:30
Chelsea - Aston Villa
18:00
Wigan - Newcastle Utd

Gerçekten çok sıkı bir program içindeyiz. Geçen Pazartesi Arsenal deplasmanındaydık. Daha sonra Çarşamba günü Bolton'la karşılaştık. 4 gün sonra yani Pazar günü Aston Villa'yla oynayıp hafta arası da Wolves'la oynayacağız. Yani 10 gün içinde tam 4 maça çıkıyoruz. İkisini geride bıraktık. Arsenal deplasmanından mağlup ayrıldık ama sonra Bolton karşısında galibiyeti bulduk. Hem de çok uzun bir süre sonra. Bu 3 puan iyi bir çıkışın başlangıcı olacak diye umut ediyorum. Ve bu çıkışı devam ettirmek için bu hafta Aston Villa'yı Stamford'da devirmemiz şart. Açıkçası bu sene gerçekten kötü bir durumda Aston Villa kendi kalitesine göre. Ligde şu an 15.'ler ve son 6 maçlarının 5'inden yenilgiyle ayrıldılar. Bu sezon A. Villa'yla 8. haftada karşılaşmış ve berabere kalmıştık. Umarım bu sefer galibiyete ulaşırız. Kadroda bir tek Ivanovic kart cezalısı olduğu için eksik. Onun dışında tam kadro çıkacağız sahaya gibi duruyor şimdilik. Mikel'in de bir sakatlık durumu söz konusuydu Bolton maçında sonra ama tam bir açıklama yok. Maç saatinde göreceğiz. Ivanovic'ten boşalan yeri ise büyük ihtimalle Ferreira dolduracaktır. Bruma'yla çıkmaktansa Ferreira o bölge için iyidir diye düşünüyorum. Terry'yle uyumsuzluk problemi yaşamazlarsa defansta bir sıkıntı çekmeyiz. Rakibin eksiklerine gelecek olursak orada da Luke Young, Sidwell ve Delph yok. Ancelotti'nin de dediği gibi tekrar kendimize gelebilmek için maçların arasında yeterli zaman yok. Bu yüzden sadece sahaya çıkıp en iyisini yapmamız gerek. Ve tabii tek amaç mutlak galibiyet... Umarım Bolton'la başlayacağını umduğumuz bir galibiyet serisi yaratabiliriz.

30 Aralık 2010 Perşembe

Ancelotti: "Bolton Maçı Önemli Bir Adımdı"

"İlerlememiz için bu galibiyete ihtiyacımız vardı. Kötü zamanları unutmak için kazanmak önemliydi. Şimdi geleceğe daha inançla bakıyoruz.

İlk yarı o kadar iyi değildik. Biraz korkak oynadık. Kazanmak istiyorduk ve bunun için ikinci yarı daha iyi oynadık.

Kontrataklarda iyiydik. Birçok şans yakaladık ve golü bulduk. Defansif olarak da oyunun kontrolü bizdeydi.

Beklememiz gerek. Bu zafer ve performans önemli bir adımdı. Ama her şeyin iyi olacağına emin değilim. Bu performansın da üzerine koymalıyız.

Bolton da iyi oynadı. İleride çok fazla adam kullandılar ve tehlikeliydiler. Uzun toplar için savaşmamız gerekti. Ama defansımız Davies ve Elmander'le çok iyi baş etti."

29 Aralık 2010 Çarşamba

PL 20. Hafta: Chelsea 1 - 0 Bolton

Sonunda... Yaklaşık 1,5 aydır beklediğimiz o galibiyet geldi. Ve de gayet güzel denebilecek bir performansla. Bu performans kesinlikle artık böyle skorların geleceğinin göstergesi. Umuyorum öyle olur.

Kısaca maçtan bahsedecek olursak ilk yarı iyi bir oyunla ve geliştirebildiğimiz ataklarla gole gitmeye çalıştık fakat Bolton izin vermedi. İkinci yarı ise daha istekliydik ve ataklarımızı sıklaştırdık. Ve sonunda muhteşem ve bugünü milat kılabilecek o golü bulduk. Essien topu ileri çok iyi taşıdı ve ardından Drogba'ya verdi (sanıyorum orada bir ofsayt vardı fakat hakemin görmemesi iyi oldu). Drogba da topu Malouda'yla buluşturdu ve onun ayaklarından golü bulduk. Gerçekten bir izleyici olarak uzun zaman sonra bir maçta bizi öne geçiren golün heyecanını hissetmek çok güzel bir duygu. Bu maç dediğim gibi umuyorum çok uzun sürecek bir galibiyet serisinin ilki olur. Neyse... 60. dakikada Malouda'yla golü bulduktan sonra da birçok pozisyon yakaladık fakat değerlendiremedik. Rakibin de bulduğu çok kritik pozisyonlar vardı. Özellikle attığımız golden 1 dakika sonra kaçırdıkları muhteşem bir şut vardı ki atsalar belki her şey daha farklı olabilirdi. Ama tabii iyi ki atamadılar.

Bu maç gerçekten çok önemliydi. Aldık... Bu galibiyet çok şey katacak tüm takıma. Artık tam anlamıyla başlıyoruz. Çünkü performans onu gösteriyor. Gerçekten devamı gelecek bunun. Şimdi önümüzde Pazar günü yine Stamford'da Aston Villa maçı var. Ivanovic bugün gördüğü sarı karttan dolayı o maçta kart cezalısı durumuna düştü. O olmayacak. Büyük ihtimalle onun yerine Ferreira'yı kullanacaktır Ancelotti. Belki de Bruma'yı kullanır ama sanmıyorum. Bakalım, göreceğiz. Hafta sonu görüşmek üzere.

PL 20. Hafta: Chelsea - Bolton / Maç Öncesi

Maça yaklaşık 5 saat kaldı. Gerçekten çok önemli bir maç olacak bizim için. Artık o 10 Kasım'dan beri beklediğimiz galibiyete ulaşmamız gerek. Hep aynı şeyi söylüyoruz bakalım inşallah bugün alırız istediğimiz 3 puanı. Kadroya gelecek olursak:

Cech
Bosingwa - Ivanovic - Terry - Cole
Ramires - Essien - Lampard
Anelka - Drogba - Malouda

Ancelotti maç öncesi basın toplantısında Lampard'ın tekrar bir 90 dakika daha oynayabileceğini çünkü tam olarak hazır olduğunu söyledi. 3 ay sahalardan uzak kalmanın kolay olmadığını ve maç oynayarak tekrar güçleneceğini belirtti. Ayrıca taktiksel olarak Bolton maçına Arsenal maçından önce hazırlandıklarını ve bu konuda bir problemin olmadığını söyledi. Tek problemin Arsenal maçından sonra tam olarak kendimize gelmemiz için yeterli zamanın olmadığını belirtti.

28 Aralık 2010 Salı

Ancelotti: "İnancımız Yok"

"Birçok pas hatası yaptık ve hiç iyi oynayamadık. İkinci yarıya kötü başladık, 3 dakikada 2 gol yedik ve zaten bundan sonra da oyunu çevirmek imkansızdı.

İyi bir karşı oyun sergiledik fakat yetersizdi. Zor anlar yaşamaya devam ediyoruz ama 2 gün içinde bir maçımız daha var ve bu maçta değişebiliriz.

Daha iyi olmasını dilerdim. Takım bu 2 hafta boyunca çok iyi çalıştı fakat yeterli gelmedi. Çok iyi oynayamadık, oyuna %100 odaklanamadık. İlk yarı defansif olarak iyiydik ama ileriye iyi çıkışlar yapamadık.

Bu performansa şaşırdım çünkü hafta içi çok iyi bir çalışma dönemi geçirdik. Endişeliyim çünkü 6-7 maçtır kazanamıyoruz. İstediğimiz takım oyununu göremiyorum. Oyunumuzu oynamak için çok zorlanıyoruz. İşte endişem bu. Bu da çok normal.

Açıkçası maçı izlediyseniz inancımızın olmadığını görürsünüz. Uyuyorduk. Bu takımın bir gerçeği. İyi bir takıma karşı oynuyorsanız ve uyursanız, kaybedersiniz."

27 Aralık 2010 Pazartesi

PL 19. Hafta: Arsenal 3 - 1 Chelsea

Bugün Emirates'ten çıkarabildiğimiz skor bu: 3-1. Bu mağlubiyetle birlikte zaten zor olan işleri iyice zora soktuk. İlk 6 hafta sonunda yaptığımız 2010-11 sezonu şampiyonluk planları şimdi yerini tamamen imkansızlığa bırakıyor. Aslında bu tamamen bizim elimizdeydi, bu haftaya kadar o performansı sürdürüp adımızı bir kez daha şampiyonluk için yazdırma yolunda sendelemeden ilerleyebilirdik. Ama yapılması gereken şeylerin çoğunu yapamayınca ve üstüne takımın çok önemli oyuncularının sakatlıklarıyla boğuşmak zorunda kalınca ortaya çıkan sonuç da bu oluyor.

Maçla ilgili bir şeyler söyleyecek olursak ilk yarı iki tarafında pozisyonlar bulduğu ama çoğunlukla Arsenal'in iyi oyunuyla geçen bir 45 dakika oldu. Devrenin sonlarına doğru kargaşadan bir gol buldular. Ama bu, bizim bu kritik maçı almamız için bir engel değildi tabii ki. İkinci yarı çıkıp iki golle işi bitirebilirdik. Ama hiç de öyle olmadı. Arsenal ikinci 45 dakika çıktı sahaya ve 2 dakikada 2 golle işi bitirdiler. 3-0'dan sonra ne yapılabilir ki zaten. Yaklaşık bir 5 dakika sonra Ivanovic'in kafasından güzel bir gol bulduk ama o çöken moralle hem de Emirates'te nasıl kolay kolay çevrilebilir bir maç. Gerçekten çok zor. Ki zaten çeviremedik ve 90 dakikayı 3-1'lik skorla bitirdik. Aslında 3 golü yedikten sonra pek de fena oynamadık ama oyun puan getirmiyor sonuçta. İcraat yani gol ve skor üstünlüğü gerek. Sonuç olarak 0 puanla bu haftayı da geçirdik. Artık galibiyetsiz kaçıncı haftamız tam olarak bilemiyorum. Yani saymıyorum artık. Galibiyete öyle hasretiz ki...

Galibiyete hasretiz tüm Chelsea taraftarları olarak ama artık galibiyetler arka arkaya gelmedikçe bu sene şampiyonluk gerçekten çok zor. Öndeki 3 takım da arayı çok fena açmakta. Özellikle lider Manu önemli puan bir farkıyla 1.'liğini sürdüyor. Denecek bir şey yok. Her hafta artık bu hafta başlayacağız diyoruz ama bir türlü olmuyor, galibiyet gelmiyor.

Çarşamba günü Stamford'da Bolton'u ağırlıyoruz. Umarım galibiyet gelir demek istiyorum ama çok boş bir laf artık. Kaç haftadır diyoruz fakat bir türlü gelmiyor o galibiyet. Ama biz yine de diyelim: Umuyoruz ve tüm kalbimizle, Chelsea taraftarları olarak galibiyetin gelmesini diliyoruz. Ve istiyoruz ki artık bir son verelim şu çöküş dönemine.

Mikel: "Hazırız ve Ne Yapacağımızı Biliyoruz"

"Umuyorum ki bugün yine aynı şey olacak. Genellikle Arsenal'e karşı iyi bir oyun sergileriz ve umarım yine bunu gerçekleştiririz. Eğer böyle oynarsak 3 puanı alacağımıza eminim.

Arsenal hep Arsenal. 4 büyük takıma karşı da iyi sonuçlar alarak ligde iyi bir yerde olmaya çalışıyorlar. Ama yine son zamanlarda düşüş içindeler.

Bunlara rağmen Arsenal iyi bir takım. Şu an iyi oynuyorlar ve bu yarışın içinde kalabilmek için iyi sonuçlar alıyorlar.

Eğer şimdi Arsenal'den konuşacaksak Nasri'den de mutlaka söz etmeliyiz. Şu anki en iyi oyuncuları Nasri. Takımın yıldızı. İzlenmesi gereken bir oyuncu.

Jack Wilshere muhteşem bir genç yetenek, Alex Song da uzun zamandır o takımda ve o da çok iyi. Ama geçen hafta iptal olan maçın bize çok yararı olacak. Çalışmak için çok zamanımız oldu. Biliyoruz ki her şeyi birlikte takım olarak yapıyoruz. Kondisyonumuzu yükseltiyoruz, taktiksel tavsiyeler alıyoruz... Bu maçta da gerçekten hazır ve ne yapacağını bilen bir takım sahada olacak."

24 Aralık 2010 Cuma

Premier League'de 19. & 20. Hafta Programı

26 Aralık 2010 - Pazar
14:00
Fulhan - West Ham Utd
17:00
Blackburn - Stoke City
Blackpool - Liverpool
Bolton - WBA
Everton - Birmingham
Manu - Sunderland
Newcastle Utd - Man City
Wolves - Wigan
19:30
Aston Villa - Tottenham
---------
27 Aralık 2010 - Pazartesi
22:00
Arsenal - Chelsea
---------
28 Aralık 2010 - Salı
17:00
Man City - Aston Villa
Stoke City - Fulham
Sunderland - Blackpool
Tottenham - Newcastle Utd
WBA - Blackburn
19:30
West Ham Utd - Everton
22:00
Birmingham - Manu
---------
29 Aralık 2010 - Çarşamba
21:45
Chelsea - Bolton
Wigan - Arsenal
22:00
Liverpool - Wolves

19. ve 20. hafta programlarını birleştirerek yazdım. Çünkü 3-4 günde 2 maç oynayacak bütün takımlar. Biz de 3 gün içinde önce Arsenal deplasmanına gideceğiz. Sonra ise Stamford'da Bolton'u ağırlayacağız. Çok kritik iki maç bizi bekliyor. Şu 3 günün sonunda elimizde 6 puanla dönebilirsek harika bir çıkış olur bizim için. Gerçekten muhteşem olur. Pazartesi günü saat 22:00'da Emirates Stadı'nda olacağız. Bu sezon daha önce Arsenal'le 7. haftada karşılaşmıştık ve 2-0'lık güzel bir skorla ayrılmıştık sahadan. Yine böyle bir sonucu Emirates'ten çıkarabileceğimize eminim. As kadromuzu yeniden sağladık. Güzel bir galibiyetle Arsenal'i lig tablosunda arkamızda bırakabiliriz. Ve 3 gün sonra yani Çarşamba günü saat 21:45'te Bolton'la karşı karşıya geleceğiz. Bolton da bu sene iyi bir performans sergiliyor. Şu anda 26 puanla 7. sıradalar. Oynadıkları son 3 maçın ikisinde yenildiler (Man City ve Sunderland'e). Biz de Arsenal maçından sonra herhangi bir sakatlık veya cezalı sorunu ya da aşırı bir yorgunluk olmazsa rahat bir galibiyet alabiliriz. Gerçekten dediğim gibi bu iki maçtan 6 puanla ayrılmamız gerek. Çok çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Bizim için bu zorlu dönemi atlatıp tekrar çıkışa geçmek için kötü bir fikstür gibi gözükebilir 3 günde 2 tane çok kaliteli takımla oynanacak maçlar, fakat eninde sonunda bu maçlar oynanacak zaten. Ha şimdi, ha sonra. Ne kadar zorlu olursa olsun bunu başarabilecek bir takım Chelsea. Gerçekten bu sene de şampiyon olabileceğimize çok inanıyorum. Umarım bunu, bu iki maçı alarak sadece kendimize değil herkese kanıtlarız.

23 Aralık 2010 Perşembe

Ertelenen ManU Maçıyla İlgili Duyuru

Geçtiğimiz Pazar günü oynanması gereken fakat yoğun kar yağışından dolayı ertelenen Chelsea - Manu maçının yeni tarih ve saati açıklandı: 1 Mart 2011 Salı günü, saat 22:00

Terry: "Kenetlenme Zamanı"

"Önemli zamanlarda önemli oyuncularımızdan yoksun kaldık. Şu Noel döneminde bütün oyuncularımızı fit tutmamız gerek. 3 günde 2 maç oynayacağız.

Eskiden rotasyona uygun geniş bir kadromuz vardı. Şimdi ise durum böyle değil. Çoğu oyuncumuz genç ve şimdi herkesin beraber olup bundan itibaren de her zaman olacağımız gibi kenetlenme zamanı.

Zorlu dönemi atlatmaktayız. Bundan sonra devam edip diğer takımların hata yapmalarını bekleyeceğiz."

21 Aralık 2010 Salı

Kakuta 2015'e Kadar Chelsea'de

Gael Kakuta, kendisini takıma 4,5 yıl daha bağlayacak sözleşmeye bugün imzasını attı. Her iki taraf için de güzel bir karar. Kakuta çok istikrarlı bir futbolcu olmasa da şans bulduğu zaman bir şeyler yapmaya çalışan hırslı bir insan. Henüz 19 yaşında... Gelecekte bu istikrarı sağlayacağına inanıyorum. Sonuçta Kakuta ve kulüpteki onun gibi diğer gençler (Sturridge, McEachran, Van Aanholt vb.) geleceğin Chelsea'sini oluşturacak adamlar. Tabii hep yüksek düzeyde ve bu takımda oynayan bir oyuncuya yakışır bir performans ortaya koyabilirlerse.

Kakuta'nın imza törenindeki açıklamaları:

"16 yaşında Chelsea'ye geldiğimde tek düşündüğüm şey as takımın bir parçası olabilmekti. Şimdi birçok kez as takımla sahaya çıktım. Bu 4,5 yıllık kontratı imzalıyorum ve mutlaka ilk 11 oyuncusu olmam gerekiyor bu süreç içinde. Böylelikle rüyalarım gerçek olacak.

Menajer bana oynamam için uygun zamanı gösterdi ve ben de aynı şekilde düşündüm. En iyisini yapmam, daha sık oynamam ve çalıştırıcımıza takım için yeterli olduğumu göstermem gerek.

Gençken Şampiyonlar Ligi'nde oynamak gerçekten bir rüyadır. Umarım daha fazla maçta oynarım.

Tecrübeli oyuncularla beraber oynamak her zaman çok iyidir. Daha hızlı öğrenir ve kendinizi daha hızlı geliştirirsiniz."

20 Aralık 2010 Pazartesi

Gourlay: "Öğreneceğiz"

"Bu dönemden (10 Kasım'dan beri kazanamıyoruz) çok şey öğreneceğiz. Bu inanılmaz çekişmeli ligde her maçı kazanmak zordur.

Formumuzu kaybettik. Her şey çok güzel gidiyordu. Özgüvenimiz yüksekti ve sonra 3-4 önemli oyuncumuzu kaybettik. Her şey bundan sonra oldu.

Şampiyonlar Ligi'nde tüm ekip ve Carlo'yla birlikte çok deneyimliyiz. Oyuncularımız da bu konuda çok deneyimliler."

18 Aralık 2010 Cumartesi

ManU Maçı Ertelendi !

Yarın Manu ile oynayacağımız kader maçı niteliğinde olan karşılaşma Londra'daki yoğun kar yağışı nedeniyle ertelendi. Yeni tarih ve saat belli olunca paylaşacağım.

17 Aralık 2010 Cuma

Rakip Kopenhag !

Bugün yapılan Şampiyonlar Ligi Son 16 eşleşmelerinde rakibimiz Danimarka'nın en güçlü takımı Kopenhag oldu. Bizim için çok şanslı ve güzel bir kura oldu diyebiliriz. Ama tabii diğer alternatifleri düşününce bunu diyebiliyorum. Yoksa Kopenhag takımı da gerçekten çok kaliteli bir ekip. Barcelona'nın olduğu gruptan, oynadıkları maçlardan gayet iyi sonuçlar alarak 10 puanla 2. çıktılar. Danimarka Ligi'nde şu an tam 19 puan farkla liderler. Yani gayet iyi bir takımla oynayacağız. Yüksek kalitede, Şampiyonlar Ligi'ne yakışır maçlar izleyeceğiz.

Diğer eşleşmeler:

AS Roma (ITA) v FC Shakhtar Donetsk (UKR)
AC Milan (ITA) v Tottenham Hotspur FC (ENG)
Valencia CF (ESP) v FC Schalke 04 (GER)
FC Internazionale Milano (ITA) v FC Bayern München (GER)
Olympique Lyonnais (FRA) v Real Madrid CF (ESP)
Arsenal FC (ENG) v FC Barcelona (ESP)
Olympique de Marseille (FRA) v Manchester United FC (ENG)

Ancelotti, eşleşme hakkında...

"İyi bir kura olduğunu düşünüyorum ama Kopenhag gruplarda iyi bir performans gösterdi.

Barcelona'yla evlerinde oynadıkları maçta berabere kaldılar. Deplasmanda da çok iyi bir oyun sergilediler.

Şampiyonlar Ligi'nde fazla tecrübeleri yok ama dikkat etmeliyiz. Çünkü bu oyun için mental olarak çok iyi hazırlanıp gelebilirler. Şu an Danirmarka Ligi'nde kış arası (Mart'a kadar) ve maçtan önce iyi bir antrenman dönemi geçirebilirler. Bu bir avantaj olabilir onlar için."

...ve Malouda:

"Maça çıkana kadar nasıl bir kura olduğunu asla bilemezsiniz.

Barcelona'yla oynamaktan iyidir ama Kopenhag da grup aşamasının sürpriz takımlarından biri oldu.

Özellikle oradaki maç zor olacak, buna hazır olmalıyız. Maçlara kadar olan dönemde kış aramız yok, bu yüzden o maçlar geldiğinde hazır olduğumuzdan emin olmalıyız."

Premier League'de 18. Hafta Programı

18 Aralık 2010 - Cumartesi
14:45
Sunderland - Bolton
17:00
Arsenal - Stoke City
Birmingham - Newcastle Utd
Blackburn - West Ham Utd
Wigan - Aston Villa
19:30
Liverpool - Fulham
---------
19 Aralık 2010 - Pazar
14:00
WBA - Wolves
15:30
Blackpool - Tottenham
18:00
Chelsea - Manu
---------
20 Aralık 2010 - Pazartesi
22:00
Man City - Everton

Geldik 3 haftalık kader fikstürünün 2. maçına... Geçen hafta bu 3 maçtan (Tottenham-Manu-Arsenal) ilki olan Tottenham deplasmanından beraberlikle ayrıldık. Tabii ki bu bizim için hiç de iyi bir skor ve durum değil. Neyse... Artık o haftayı unutmalı ve önümüzdeki her maçtan sadece 3 puanla ayrılmak için oynamak zorundayız. Liderlik yarışından kopmamak istiyorsak bu şart. Aslında bu cümleyi kuracağım aklıma bile gelmezdi 5.-6. haftada ama artık öyle bir durumdayız ki son 7 maçtan sadece 1 galibiyet çıkarabildik. Üstelik çoğu da çok rahat yenebileceğimiz rakiplere karşı. Dediğim gibi artık onlar geçmişte kaldı ama üzerimizdeki etkisi büyük oldu ve bir an önce buna dur deyip tekrar bir ivme kazanmak için bu haftaki Manu maçı büyük fırsat. Üstelik bu maç neredeyse tam kadro sahada olacağız diyebiliriz. Lampard'ın hazır olması biraz uzun sürdü ama tam da maçına yetişti. Göstersin geri döndüğünü bize ve diğer takımlara. Tahmini kadro: Cech, Ferreira-Ivanovic-Terry-Cole, Ramires-Essien-Lampard, Anelka-Drogba-Malouda. Bakalım, geleceğimiz için çok önemli olan bu maçta neler olacak, nasıl bir sonuç ortaya çıkacak hep birlikte göreceğiz.

15 Aralık 2010 Çarşamba

"Son 16"daki Rakibimiz Belli Oluyor

Şampiyonlar Ligi'nde son 16'ya kalan takımların eşleşmeleri cuma günü TSİ 13:00'da belli oluyor.

6'da 5 yaparak lider olarak çıktığımız F Grubu'ndan sonra yolumuza hangi takımla devam edeceğiz henüz belli değil, cuma günü belli olacak dediğim gibi ama "Rakibimiz kim olabilir?" sorusunun cevabı belli. İşte muhtemel rakipler:

Inter
Lyon
Valencia
København
Roma
Milan

Hepsi birbirinden zorlu 6 takım yukarıda duruyor... Şampiyonlar Ligi'nde nasıl oynadıkları konusunda tam olarak bir fikrim olmasa da sanıyorum Kopenhag'ın gelmesi iyi bir kura olacaktır bizim için. En azından geçen seneki gibi son 16'dan dönmeyiz evimize. Bakalım... Cuma günü öğreneceğiz.

Ayrıca maçların ilk ayağı 15-16 ve 22-23 Şubat, ikinci ayağı ise 8-9 ve 15-16 Mart 2011 tarihlerinde oynanacak.

13 Aralık 2010 Pazartesi

Lampard: "En İyimizle Bu İşi Başarabiliriz"

"Eğer maçları aynı Tottenham maçındaki gibi bir ruhla oynarsak ligi kazanmamız konusunda bir şüphe olamaz. Çünkü takım olarak yüksek bir kaliteye sahibiz.

Sakatlıklar bizi çok zorluyor. Ama eğer böyle oynamaya devam edersek bu işi başaracağımıza tamamen inanırım.

Gerçekten çok zor. Bu hafta önümüze Man City de geçti. Zaten Manu ve Arsenal vardı. Ayrıca bir de arkadan Tottenham gibi takımlar da bizi zorluyor.

En iyimizi göstermek zorundayız. Düşünüyorum ki eğer en iyi şekilde oynarsak işte o zaman yolumuza devam edip bunu kazanabiliriz."

12 Aralık 2010 Pazar

PL 17. Hafta: Tottenham 1 - 1 Chelsea

Bir "Oh!" çekemedik. Tam da artık 3 puan geliyor, şöyle güzel bir oh çekip rahatlayacağız, tekrar kendimize geldiğimizi hissedeceğiz derken ilk golü atan Drogba, penaltıyı kaçırınca yine bütün umutlar haftaya kaldı. Tabii yavaş yavaş ligin zirvesinden de uzaklaşarak.

Maça bakacak olursak ilk yarı iyi, ikinci yarı ise çok iyiydik diyebiliriz. Yani 90 dakikayı böyle özetleyebiliriz. Çok kritik pozisyonlar bulduk her iki yarıda da. Özellikle Kalou'yla bulduğumuz birçok pozisyon vardı ama değerlendiremedik. Yine bir Drogba'yla başlamama durumu yaşadık aynı Liverpool maçında olduğu gibi. Ama ikinci yarıya yenik başlayacak olmamız Ancelotti'yi aynen o maçtaki gibi harekete geçirip Drogba'yı oyuna sokmasına neden oldu. Bilemiyorum Drogba oyuna ilk yarı başlasaydı her şey farklı olur muydu ama oyunda olduğu dakikalar çok iyiydi bence. Takımın atak gücünü çok etkiledi, katkı sağladı. Zaten attığımız golde onun o marifetli ayaklarından geldi. Ah bir de son dakikadaki penaltıyı atmış olsa şu an öyle bir rahatlayacaktık ki... Gerçekten muhteşem bir galibiyet serinin başlangıcı olabilirdi bugünkü maç.

Rakibin golüne gelecek olursak biliyorum o pozisyonun başlangıcında Defoe açık bir şekilde ofsayttaydı ama hakemlerin bunu göz ardı etmesi ve pozisyonun devamında golü yememiz belki de ofsaytı görüp de devam ettiren hakemin içine oturmuştur diye düşünüyorum. Yani kısacası geçen haftaki kadar olmasa da bugün de hakem mağduru olduk diyebiliriz.

Aslında maçı tekrar düşündüğümüzde sadece son 5 dakikayı izlesek bir şey kaybetmeyiz. Çünkü sonuçta o ana kadar maç berabere gidiyordu -tabii oyun olarak değil skor olarak-. Penaltı olduğunda her şey penaltıyı kullanacak olan adamın, Drogba'nın ellerindeydi. Sadece penaltıyı atıp 3 puanı hanemize yazdıracaktı. Ama Gomes doğru tarafı seçip atlayınca dediğim gibi umutlar da bitti.

Ayrıca bugün Lampard da uzun bir aradan sonra, yaklaşık bir 15 dakika oynadı. Tabii o kadar aradan sonra hem de 15 dakika içinde ne kadar etkili olabilir bir oyuncu. Umarım haftaya Manu karşısında ilk 11'de başlar maça ve eski gücüne kavuştuğunu gösterir.

Şimdi yapılacak tek şey önümüzdeki 2 maçtan -Manu ve Arsenal- 6 puanı alıp liderlikten uzaklaşmadan, belki de tekrar oraya, ait olduğumuz yere dönerek yolumuza devam etmek. Ancelotti'nin de dediği gibi kaderimiz bu maçlara bağlı. Tottenham'dan iyi dönemedik belki ama şans hala bitmiş değil. Kaderimiz bizim ellerimizde, yani ayaklarımızda. Daha sonra görüşmek üzere.

11 Aralık 2010 Cumartesi

Ancelotti: "Roman ve Oyuncular Arkamda"

"Çarşamba günkü maçtan sonra Roman'la (Abramovic) konuştum. Bana tam destek verdi ve takımın problemlerini anladığını söyledi. Kulüpteki herkese bütün desteğini vermekte çok iyi.

İşimle ilgili bir korkum yok. Bütün oyuncularımdan destek görüyorum ve bu en önemli şey.

Bu desteklerden dolayı her şeyin düzeleceğine eminim.

Herkes biliyor ki şu an bizim için pek iyi bir dönem değil. Bir an önce değişmek için her şeyi yapmalıyız. Çünkü takım şu an pek mutlu değil. Bunu (ilerlemeyi) gerçekleştirmek için çok çalışıyorlar. Kolay şeyler bile çok zor bizim için şu anda. Ama güvenimizi kaybetmemeliyiz.

Sakin kalmalı, korkmamalıyız. Çünkü bu (korku), futbolda kötü bir dönem yaşadığınız zamanlarda olan bir şeydir.

Şimdiki hedefimiz önümüzdeki 3 maç: Spurs, Manu ve Arsenal. Kaderimiz bu maçlara bağlı.

Liderlik savaşı için yeterli yeteneğe sahibiz. İlerlemeye Spurs maçıyla başlayacağız. Bilmiyorum mümkün mü ama elimizden gelenin en iyisini yapacağız.

Antrenman sahasında özgüvenimizi geliştirmeliyiz, defansif ve ofansif olarak. Bundan başka yok bilmiyorum (düzelmek için).

Mutlu değilim. Sadece Chelsea kazandığında mutlu olabilirim. Ama bu, şu an motive değilim anlamına gelmiyor.

Şu anda herkes Chelsea'nin liderlik savaşı için yeterli olmadığını düşünüyor. Çünkü son maçta iyi değildik ama ben tekrar bu savaşın içinde olacağımızı düşünüyorum."

10 Aralık 2010 Cuma

Futbol Efsaneleri #10

Pelé (Brezilya)
1970 Dünya Kupası finalinde (Brezilya 4-1 İtalya) attığı golden sonra

Premier League'de 17. Hafta Programı

11 Aralık 2010 - Cumartesi
17:00

Aston Villa - WBA
Everton - Wigan
Fulham - Sunderland
Stoke City - Blackpool
West Ham Utd - Man City
19:30
Newcastle - Liverpool
---------
12 Aralık 2010 - Pazar
15:30

Bolton - Blackburn
Wolves - Birmingham
18:00
Tottenham - Chelsea
---------
13 Aralık 2010 - Pazartesi
22:00

Manu - Arsenal

Geldik 17. maçlara... Geçtiğimiz 4 haftada kolay rakiplerle oynadığımız ve çok rahat kazanmamız gereken maçlardan elimiz boş döndük. 12 puanlık fikstürden sadece 2 puan alabildik. Yapılması gerekeni, kalitemizin gerektirdiği şeyi yapamadık. Şimdi önümüzde ligin en kritik dönemi diyebileceğimiz bir fikstür var: Tottenham-Manu-Arsenal maçları... Bunlardan ilki, yani Tottenham maçı Pazar günü. Çok zorlu bir maç olacak. Rakip çok moralli. Son 5 lig maçında yenilmediler, üstelik Arsenal, Liverpool gibi önemli takımları mağlup ettiler. Ayrıca hafta içi Şampiyonlar Ligi'nde Inter'in olduğu gruptan birinci olarak çıktılar. Yani bizim için durum pek iyi değil. Bir de üstelik White Hart Lane'e gidiyoruz, 2005'ten beri kazanamadığımız yere. Ama buradan çıkarılacak bir 3 puan tam bir altın değerinde olacak. Çünkü bu hafta bir de Manu-Arsenal maçı var. Oradan çıkacak bir beraberlik çok çok işimize yarayabilir, bu haftayı çok karlı bir şekilde kapatabiliriz. Ama dediğim gibi işimiz gerçekten çok zor. Bu haftaki kadroya gelecek olursak kalece Cech, defansta Ferreira-Ivanovic-Terry-Cole, orta sahada Essien-Mikel-Malouda, ileride Anelka-Drogba-Kalou. Görüldüğü gibi Bosingwa sakat, bu hafta yok. Lampard ise uzun bir aradan sonra oyunun bir bölümünde oynayabilirmiş. Ama kesin değil. Tam olarak hazır olmasını iple çekiyoruz kaç haftadır, bu nasıl iş anlamadım. Bu kadar uzun mu sürer tekrar form tutma dönemi. Artık dönsün, göstersin etkinliğini ve tekrar bizi sezon başındaki günlere götürsün. Maçtan sonra görüşmek üzere.

8 Aralık 2010 Çarşamba

ŞL: Marsilya 1 - 0 Chelsea

Yine umduğumuzu bulamadığımız bir maç oldu. Ligdeki salgın buraya da sıçradı diyebiliriz. Ama en nihayetinde gruptan 15 puanla lider çıkarak Şampiyonlar Ligi'ndeki yolumuza devam ediyoruz.

Bugün açıkçası bizi yakan tek şey hakem oldu. Maçı izlemeyenler sonuca bahane aradığımı düşünebilirler ama gerçekten de öyleydi. 16. dakikada çok çok net bir penaltımızı vermedi hakem. Üstelik önce penaltı kararı verip sonra yardımcısına danışarak kararını korner olarak değiştirdi. Bu çok açık penaltıyı gole çevirip maçın başında üstünlüğü yakalasaydık kesinlikle maçın gidişatı çok farklı olurdu. Zaten Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk maçına çıkmış hakem; tecrübesiz olduğu her halinden belliydi. Hatası sadece bu pozisyonda değildi üstelik. Maçın genelinde bir hakimiyet eksikliği, kararlarda emin olamama vardı. Bence her ne kadar artık gruptaki yerler kesinleşmiş olsa da Marsilya-Chelsea gibi bir maça verilmeyecek bir hakemdi.

Tabii sadece hakem konuşmak doğru değil. Maçı genel olarak değerlendirecek olursak yine çok fazla gol pozisyonu bulamadığımız fakat Marsilya deplasmanı için bu kadroyla iyi sayılabilecek bir oyun oynadığımıza inanıyorum. En iyi şekilde performansımızı gösterdiğimiz bölümler ilk yarının 15 ve 45. dakikaları arası ve ikinci yarının ilk 10 dakikası diyebiliriz. Bu anlarda diğer bölümlere göre daha çok pozisyona girdik. Onun dışında ortalama bir oyun ortaya koyduk. Marsilya ise maçta çoğu zaman hakimiyetini kurdu. Kimi zaman çok iyi ataklarla geldiler, iyi pozisyonlar yakaladılar. 80'de de golü buldular. Oyuncu performanslarına bakacak olursak özellikle Valbuena'yı bugün çok beğendim diyebilirim. Onları da bu oyunlarından ve gruptan 2. olarak çıkmalarından dolayı tebrik ediyorum.

Ayrıca bugün maç dışında kaybettiğimiz bir şey de eğer bu maçtan da galibiyetle ayrılsaydık Şampiyonlar Ligi gruplarında 6'da 6 yapan ilk İngiliz takımı olacaktık. Ama olmadı. Neyse... Şimdi önemli olan lig; hem de önümüzde çok çok önemli 3 maç ardı ardına bizi bekliyor. Bu maçları bir sıralayalım:

12 Aralık - Tottenham deplasmanı
19 Aralık - Manu'yla Stamford'da
27 Aralık - Arsenal deplasmanı

Bu maçlara çıkarken parola mutlak galibiyet olmalı. Zaten isterse olmasın, başka şansımız yok. 3'te 3 yapıp Chelsea olduğumuzu artık hatırlamamızın zaman geldi diye düşünüyorum. Bu hafta bu seriyi Tottenham'la açacağız. Buna inanıyorum. Sonraki yazıda görüşmek üzere.

7 Aralık 2010 Salı

JT, 30 Oluyor !

Kaptan, bugün 30 yaşına giriyor. Bu yaş, bir kaptan ve defans oyuncusunun tam dönemi aslında. Hem tecrübe dolu muhteşem futbol anlayışına sahip hem de defansta ne yapacağına artık bütün bu tecrübelerle daha rahat ve kolay karar verebilen bir isim Terry... Olgunlaştıkça da bunu geliştirmeye devam ediyor. Doğum günün kutlu olsun JT Captain, Leader, Legend.

5 Aralık 2010 Pazar

Ancelotti: "Endişeliyim"

"Hayal kırıklığına uğradım ve üzgünüm. Ama sadece sonuçtan dolay değil. İlk yarı güzel futbol oynadık. İkinci yarı ise tamamen farklıydı. Sürekli uzun top oynadık. Biraz da korkmuş gibiydik. Bundan hiç hoşlanmadım.

Özel bir futbol oynamak için çalışıyoruz ama bunu neden değiştirdiğimizi anlamıyorum. Buna tekrar bakıp, anlayıp, eski haline çevirmeliyiz.

Problemin konsantrasyon eksikliği olduğunu düşünmüyorum. Herkes bu maçın, hala içinde bulunduğumuz zor durumdan kurtulmamız için çok önemli olduğunu biliyordu.

Antrenmanlarda gün gün daha iyi çalışmalar yapıp şimdikinden daha sıkı çalışmalıyız. Bu durumdan kurtulmanın bildiğim tek yolu bu.

Problem sahada oluyor. Bunu çözmeye çalışmamız gerek. İlk yarı iyi bir ruh yakaladık. Oyuncular konsantre bir şekilde ve iyi bir taktik disiplini ile oynuyorlardı. Fakat ikinci yarı korktular ve uzun toplar oynamaya başladılar.

Genel olarak defansta ve ikinci yarı daha iyi olmamız gerekiyordu. Bizim oynadığımız yanlış bir futboldu.

Endişeliyim çünkü birçok oyunu kazanamadık. İkinci yarı tamamen hatalıydık. Daha iyisini yapmalıyız."

Oylar Drogba'ya !

BBC'nin her sene düzenlediği Yılın Afrikalı Futbolcusu ödülünün bu seneki adayları Asamoah Gyan, Andre Dede Ayew, Samuel Eto'o, Yaya Toure ve Didier Drogba. 2006'da Essien'in kazandığı bu ödülü geçen sene de yine aday olan Drogba kazanmıştı. Umarız bu sene de kazanır. Sonuçlar 17 Aralık'ta belli olacak. Haydi, oylar Drogba'ya...

4 Aralık 2010 Cumartesi

PL 16. Hafta: Chelsea 1 - 1 Everton

Yine puan kaybı. Alıştık artık. 3 maçlık puan kaybı serisi bununla birlikte 4'e çıktı. Ayrıca Arsenal'in Fulham'ı mağlup etmesiyle 3. sıraya düştük. Sezon başını hatırlıyorum da öyle bir başlangıç olamaz demiştim. Muhteşemdik. Bir de şimdiye bakıyorum. İnanılmaz gerçekten. Böyle bir dengesizlik pek fazla görülen bir şey değildir sanıyorum.

Maça gelecek olursak, ilk yarı gayet iyi denebilecek, topa genel olarak hakim olduğumuz bir 45 dakika oldu. İki takımında iyi mücadele gösterdiği, çoğunlukla bizim ataklarımızla geçen devrede sonlara doğru Anelka'yla bulduğumuz penaltıyı Drogba gole çevirdi ve soyunma odasına iyi bir şekilde gitme imkanı yakaladık. Bütün taraftarlara ilk yarı, artık bugün galibiyet geliyor dedirtmiştir diye düşünüyorum.

İkinci yarı ise açıkçası ilk yarıdaki performansımızın yarısını bile gösteremedik. Topa hakimiyetimiz çok azdı. Pozisyon açısından rakibin üstün olduğu bir devre izledik. Gerçekten kötüydük diyebiliriz ikinci yarı için. Çok kritik pozisyonlar yakaladı Everton ve maçın sonlarına doğru 58. dakikada Saha'nın yerine oyuna giren Beckford'la golü buldu. İkinci yarıdaki oyunlarıyla bunu hakettiler diye düşünüyorum. Geç buldular (85'te) ama bulmaları gereken bir goldü zaten. Biz ise golden sonraki sürede de etkisizdik. Oyuna giren Sturridge ve Ramires de pek bir etkinlik gösteremedi. Cech'in gözüne kramponunu sokan Cahill'in yaptığı bu hareketten dolayı oyun 7 dakika uzadı. Bu sürede de bir baskı, rakip kalede önemli bir pozisyon bulduğumuz söylenemez. Kısacası ikinci yarıdaki oyunla beraber yine yandık, 1 puana razı olmak zorunda kaldık.

İlk yarıdaki oyunumuzu düşünecek olursak bütün oyuncularımız gerçekten iyiydi. Özellikle şunlar iyiydi diyemem. Ama Terry uzun süredir oynamamasına rağmen iyi bir performans serigledi. Bir de ilk yarıda Terry'nin direğe çarpan aşırtma tarzı şutuyla heyecanlanmıştık ama olmadı. Belki ilk yarıda 2-0'ı bulsaydık her şey çok farklı olabilirdi. Ama tabi keşkelerle konuşmak boş.

Artık ne yapılacak bilmiyorum ama bir an önce bir şey gerek. Bunun ne olduğunu gerçekten hiç bilmiyorum. Belki bir sihirli değnek... Ya da takım içinde önemli bir değişiklik gerekebilir. Şimdi olmasa bile en azından Ocak'ta böyle bir şey olabilir ki eğer düzelmemiz için bir değişiklik gerekiyorsa -takımın hangi alanında olduğu önemli değil- mutlaka yapılmalı.

Hafta arası Şampiyonlar Ligi gruplarında artık tamamen bir formalite maçı olacak Marsilya'ya konuk oluyoruz. Grupta liderliği garantiledik zaten, onu geçelim. Şimdi önümüzde çok çok önemli lig maçları var: Tottenham, Manu ve Arsenal maçları... Çok zorlu geçecek 3 maç. Yapılması gereken tek şey, bu üç maçtan da GALİBİYET almaktır. Çünkü başka yolu yok. Çünkü eğer böyle gitmeye devam ederse liderlikten uzaklaşıp Avrupa kupalarına kalma hesapları yapar halde bulacağız kendimizi. Umarım böyle bir şey olmaz. İnşallah... Daha sonra görüşmek üzere.

3 Aralık 2010 Cuma

Premier League'de 16. Hafta Programı

4 Aralık 2010 - Cumartesi
17:00
Arsenal - Fulham
Birmingham - Tottenham
Blackburn - Wolves
Chelsea - Everton
Man City - Bolton
Wigan - Stoke City
19:30
Blackpool - Manu
---------
5 Aralık 2010 - Pazar
15:30
WBA - Newcastle Utd
18:00
Sunderland - West Ham Utd
---------
6 Aralık 2010 - Pazartesi
22:00
Liverpool - Aston Villa

Sezonu yarılamamıza sadece 4 maç kaldı. Bu hafta Stamford Bridge'de Everton'u konuk ediyoruz. Açıkçası bu hafta Terry ve Essien'in dönüşüyle takım kendine gelmeye başlıyacaktır diye düşünüyorum. Çünkü bir takımda kaptanın yokluğu çok büyük eksidir. Hem mental olarak hem de Terry gibi bir oyuncu olunca bu, defansif açıdan da büyük eksiklik oluyor. Ayrıca Essien'in dönüşü de çok iyi oldu takım adına. Orta sahadaki etkinliğini bu maçta göstermesini bekliyoruz. Yaklaşık 3 aydır olmayan Lampard ve onun dışında Zhirkov da oynayamayacak. Alex ise ameliyat olduğu için 2 ay kadar sahalardan uzak. Sonuç olarak tahmini kadroya gelirsek, kalede Cech, defansta Bosingwa-Ivanovic-Terry-Cole, orta sahada Essien-Mikel-Ramires(Malouda) ve ileride Anelka-Drogba-Kalou oynayacak. Artık as kadrodan bir tek Lampard eksik diyebiliriz. Belki bir de Alex'i sayarsak 2 as eksiğiyle çıkacağız sahaya. Artık o 3-4 hafta önceki fazla sayıda eksikle baş etme derdi bitti sayılır. Biraz da Everton'dan bahsedecek olursak şu anda ligde 16.'lar ve durumları pek iyi değil. Son 5 haftada sadece 3 puan alabildiler ve sanıyorum ki yarın onları şöyle güzel bir oyunla mağlup etmemiz pek de zor olmayacak. Zaten durum her ne olursa olsun yenmeliyiz ki geçen hafta düştüğümüz ikinci sıradan bir an önce kurtulalım. Bunun için tabii ki öncelikle Manu'nun puan kayıplarını beklemeliyiz. Umarım bir an önce, fazla uzatmadan liderliğe muhteşem bir dönüş yaparız.

2 Aralık 2010 Perşembe

2018 Rusya & 2022 Katar

2018 ve 2022 Dünya Kupaları'nın ev sahipleri bugün yapılan törenle açıklandı.

2018 Dünya Kupası Rusya'da yapılacak. Açıkçası ben İngilitere'nin olacağını düşünüyordum ama öyle olmadı. Bir açıdan daha önce uluslararası bir futbol organizasyonu düzenlememiş olan bir ülkenin seçilmesi daha adaletli bir karar. Ama bu konuda tecrübeli olmamaları da başka bir durum. Hep birlikte nasıl bir turnuva hazırlayacaklar göreceğiz. Ayrıca bu karar Abramovic'i de sevindirmiştir diye düşünüyorum.

2022 Dünya Kupası ise Katar'da yapılacak. Çok ilginç bir turnuva olacaktır. Hem o kadar güçlü rakipleri arasından (ABD, Japonya, Güney Kore, Avustralya) seçilmiş olması hem de bir orta doğu ülkesinin ilk defa ev sahipliği yapacak olması turnuvayı daha değişik kılıyor. FIFA, Katar'ın seçilmesini hem yerel saatin her ülkeye uygun olması hem de maddi açıdan çok güçlü bir ülke olmasıyla açıkladı. Öyle düşününce Katar tabii ki diğer adaylar arasından rahatça sıyrılıyor. Onlara da bu yolda başarılar diliyorum.

30 Kasım 2010 Salı

Cobham'da Karlı Antrenman



Bugünkü idmanda yoğun kar yağışı etkisini gösterince yukarıdaki görüntüler ortaya çıktı.

Her ne koşulda olursa olsun çalışmak gerek. Çünkü oyalanmak için zaman yok.

29 Kasım 2010 Pazartesi

Drogba: "Geriye Düşmek İşleri Zorlaştırıyor"

"Newcastle maçında birçok şans yakaladık ve bir gol daha bulabilirdik. Ama problem bu değil. Problem, maçın başında gol yememiz. Bu yüzden maçta takip eden taraf olmak zorunda kaldık.

Takip etmek zorunda kalınca daha fazla alan yaratırsınız ve aynı zamanda daha fazla yorulursunuz. Bu nedenle gelen şansları değerlendirmek pek kolay olmaz.

Futbolda böyle anların yaşanması normal. Bunları değiştirmek bize bağlı. Goller atmak ve gol yememek...

Birçok kez maçları gol yemeden tamamladık. Şimdi ise her maç gol yiyoruz. Tekrar ligin zirvesine dönmek istiyorsak bu durumu değiştirmek zorundayız.

İnsanlar Chelsea'den her oyunu kazanmasını bekliyorlar ve kazanmadığımız zaman şaşırıyorlar. Ama bu bizim ligin en iyi ekiplerinden biri olduğumuzu gösteriyor. Beklentilerin yüksek olmasının nedeni de bu. Yani almamız gereken bir sorumluluk var."

28 Kasım 2010 Pazar

PL 15. Hafta: Newcastle Utd 1 - 1 Chelsea

Rövanşı alamadık. Carling Cup'ta bizi eleyen Newcastle'ı ligde de mağlup edemedik. Böylelikle son 5 maçta alabileceğimiz 15 puandan sadece 4 puan alarak yolumuza devam ediyoruz. Liderliği de 2 puan farkla Manu'ya verdik, bundan güzel ne olabilir?!

Bu sitemim sadece skora aslında, oyunda genel anlamıyla fazla problem yok. Yediğimiz gol zaten Alex-Cech anlaşmazlığından doğan saçma sapan bir gol. Bu golden sonra biraz oyundan düşsek de ilk yarının sonuna doğru güzelleşen oyunla beraber Kalou'dan gelen güzel gol ve ardından ikinci yarıdaki muhteşem oyuna diyecek bir şey yok. O oyuna rağmen golü bulamamamız gerçekten çok garip. Aslında maçın 2. yarısı Zilina maçına çok benziyor. O kadar atağa rağmen 86'da gelmişti gol o maçta. Bugün ise bir türlü bulamadık.

Yine söylüyorum oynadığımız oyuna edilecek laf yok. Gerçekten güzel... Bu kadar eksik olsa bile. Ama kendi hatamızın -yediğimiz gol- altından kalkamadık, telafi edemedik, 1 puanı anca kurtarabildik. Yapılacak bir şey yok. Takımda herkes çok iyi oynadı. Kalou, Malouda, Drogba, Anelka, Bosingwa, Ivanovic en iyileriydi. A. Cole bile ayağına her top gelişinde o kadar yuhalanmasına rağmen çok iyiydi. Sonradan oyuna giren Sturridge de güzel top oynadı. Ancelotti'nin bugün sadece 1 değişiklik hakkını kullanabilmesi de tabii ki sakatlıkların fazlalığından doğan bir durum. Zhirkov, Essien, Lampard, Terry... Artık dönün! Essien'in son cezalı maçıydı. Haftaya bir sakatlık falan olmazsa dönecek. Zhirkov da büyük ihtimalle haftaya hazır olacak. Diğerlerinin durumu her zamanki gibi belirsiz. Alex'in sanırım ameliyattan önceki son maçıydı bu. O da bir süre aramızda olmayacak. Yani Terry dönmezse işimiz gerçekten çok zor.

Rakibin mücadelesi de gerçekten takdire şayandı. Özellikle ilk yarı oyunun her anındaki presleriyle çok iyi bir oyun sergilediler. Onları da tebrik etmeli.

Haftaya kendi evimizdeyiz. Everton'ı ağırlıyoruz. Ligde ilk defa liderliği kaybetmişken fazla beklememeli, her maçta daha fazla mücadele ederek artık Manu'nun puan kaybını beklemeliyiz. Başka yapacak bir şey yok. Biz üstümüze düşen mücadeleyi gösterelim de... Bugünlük bu kadar. Son olarak tüm takıma ve rakibe, gösterdikleri mücadeleden dolayı tebrikler. Daha sonra görüşmek üzere.

Arnesen Ayrılıyor

Kulübün sportif direktörü Frank Arnesen sezon sonunda kontratının bitmesiyle birlikte Chelsea'den ayrılacağını açıkladı. Açıklamasında: "Altı muhteşem yıldan sonra yeni bir macera aramaya karar verdim. Çok güzel bir yolculuktu. Herkese çok teşekkürler. Özellikle Abramovich'e bana kulübün altyapısını yetenekli bir ekiple beraber yaratma şansı verdiği için teşekkürler." dedi.

Bize de Arnesen'e kulübe yaptığı katkılardan dolayı teşekkür etmek düşer. Bundan sonraki hayatında da başka başarılara ulaşması dileğiyle.

26 Kasım 2010 Cuma

Premier League'de 15. Hafta Programı

27 Kasım 2010 - Cumartesi
14:45
Aston Villa - Arsenal
17:00
Bolton - Blackpool
Everton - WBA
Fulham - Birmingham
Manu - Blackburn
Stoke City - Man City
West Ham Utd - Wigan
Wolves - Sunderland
---------
28 Kasım 2010 - Pazar
15:30
Newcastle Utd - Chelsea
18:00
Tottenham - Liverpool

Artık kazanmak gerek... Başka yolu yok. Newcastle deplasmanından 3 puanla dönemezsek çok yüksek ihtimalle liderliğe veda edeceğiz. Ve bir daha liderliğe dönmemiz de zor olabilir. Çünkü moral olarak kötü bir düşüş olacaktır. Umarım öyle bir durum olmaz. Zaten averajla liderliğe tutunduğumuz şu günlerde kazanmaktan başka şansımız yok. Ligde son 4 maçın 3'ünden yenilgiyle ayrıldık. Hafta arası Zilina'yı gayet güzel bir oyunla mağlup ettik. Umarım o maç yeni bir galibiyet serisinin başlangıcı olur. Yine birçok eksik var. Terry, Zhirkov, Lampard, Essien ve Benayoun yok. Essien'in son cezalı maçı. Terry, Lampard ve Zhirkov hala düzelemedi. Benayoun zaten daha 4-5 ay yok. Tahmini kadro: Cech, Bosingwa-Ivanovic-Alex-Cole, Ramires-Mikel-Malouda, Anelka-Drogba-Kakuta(Sturridge). Yine çok eksikli bir kadro ama umarım galibiyeti almaya yeter. Maçtan sonra görüşmek üzere.

"Dünyanın 11'i"ne Chelsea'den 6 Aday

Ballon d'Or ile aynı törende verilecek olan 55 adayın yarıştığı ve 50.000 profesyonel futbolcu tarafından seçilecek Dünyanın En İyi 11'ine Chelsea'den 6 aday katılacak. Bu 11 için 1 kaleci, 4 defans, 3 orta saha ve 3 forvet seçilecek. Geçen sene Terry'nin kazandığı bir ödül olan Fifa/FifPro World XI'ı umarız ki bu sene bütün oyuncularımız kazanır. Dünyanın 11'i, 10 Ocak'ta Zürih'te yapılacak törende açıklanacak.

Kaleci Adayları: Gianluigi Buffon (Italy, Juventus FC), Iker Casillas (Spain, Real Madrid C.F.), Petr Cech (Czech Republic, Chelsea FC), Julio Cesar (Brazil, F.C. Internazionale), Edwin van der Sar (Netherlands, Manchester United FC)

Defans Adayları: Daniel Alves (Brazil, FC Barcelona), Gareth Bale (Wales, Tottenham Hotspur), Michel Bastos (Brazil, Olympique Lyonnais), Ashley Cole (England, Chelsea FC), Patrice Evra (France, Manchester United FC), Rio Ferdinand (England, Manchester United FC), Philipp Lahm (Germany, FC Bayern Munchen), Lucio (Brazil, F.C. Internazionale), Maicon (Brazil, F.C. Internazionale), Marcelo (Brazil, Real Madrid C.F.), Alessandro Nesta (Italy, AC Milan), Pepe (Portugal, Real Madrid C.F.), Gerard Pique (Spain, FC Barcelona), Carles Puyol (Spain, FC Barcelona), Sergio Ramos (Spain, Real Madrid C.F.), Walter Samuel (Argentina, F.C. Internazionale), John Terry (England, Chelsea FC), Thiago Silva (Brazil, AC Milan), Nemanja Vidic (Serbia, Manchester United FC), Javier Zanetti (Argentina, F.C. Internazionale)

Orta Saha Adayları: Esteban Cambiasso (Argentina, F.C. Internazionale), Michael Essien (Ghana, Chelsea FC), Cesc Fabregas (Spain, Arsenal FC), Steven Gerrard (England, Liverpool FC), Andres Iniesta (Spain, FC Barcelona), Ricardo Kaka (Brazil, Real Madrid C.F.), Frank Lampard (England, Chelsea FC), Javier Mascherano (Argentina, FC Barcelona), Thomas Muller (Germany, FC Bayern Munchen), Mesut Ozil (Germany, Real Madrid C.F.), Andrea Pirlo (Italy, AC Milan), Bastian Schweinsteiger (Germany, FC Bayern Munchen), Wesley Sneijder (Netherlands, F.C. Internazionale), Xabi Alonso (Spain, Real Madrid C.F.), Xavi (Spain, FC Barcelona)

Forvet Adayları: Dimitar Berbatov (Bulgaria, Manchester United FC), Didier Drogba (Ivory Coast, Chelsea FC), Samuel Eto'o (Cameroon, F.C. Internazionale), Diego Forlán (Uruguay, Atletico Madrid), Gonzalo Higuain (Argentina, Real Madrid C.F.), Zlatan Ibrahimovic (Sweden, AC Milan), Lionel Messi (Argentina, FC Barcelona), Diego Milito (Argentina, F.C. Internazionale), Arjen Robben (Netherlands, FC Bayern München), Ronaldinho (Brazil, AC Milan), Cristiano Ronaldo (Portugal, Real Madrid C.F.), Wayne Rooney (England, Manchester United FC), Carlos Tevez (Argentina, Manchester City FC), Fernando Torres (Spain, Liverpool FC), David Villa (Spain, FC Barcelona)

24 Kasım 2010 Çarşamba

Sturridge: "Gol Attığım İçin Mutluyum"

"Kendimi çok enerjik hissediyorum. Son oyunlarda bazı şanslar buldum ve bu maçta da golle buluşmak çok iyiydi.

Umuyorum ki önümüzdeki maçlarda da şans bulacağım ve devamlı oynadığımda neler yapabildiğimi göstereceğim.

Tam olarak mevkiimde oynadığım için mutluyum. Orada oynayabilmek gerçekten çok güzel.

Ancelotti bana inandı ve bende gol atabildiğim için çok mutluyum."

23 Kasım 2010 Salı

ŞL: Chelsea 2 - 1 MSK Zilina

Sonunda... Kolay olmadı ama gidişat iyi. Genç bir kadroyla çıktığımız maçta başta hafif afallasak da yediğimiz golden sonra ve özellikle 2. yarı kaç maçtır aradığımız performansı ve golleri bulduk. O kadar eksiğe rağmen genç oyuncular Sturridge, McEachran ve Van Aanholt süperdi. Özellikle Sturridge harikalar yarattı. Çok çok kritik pozisyonlar buldu ve bir tanesini de gole çevirdi. McEachran da çok genç olmasına rağmen orta saha da çok atik ve yetenekli bir oyuncu. Van Aanholt ise defansif yönüyle ve ileri çıkışlarıyla çok iyi. O da A. Cole'ü aratmadı. Bruma için pek aynı şeyi söyleyemeyeceğim. O kadar iyi bir defans olduğuna ve olacağına inanmıyorum. Alex'in veya Terry'nin boşluğunu doldurması imkansız. Ayrıca yediğimiz golde de onun hatası yok değil. O bölgeye mutlaka bir takviye yapılmalı.

Maçı genel olarak inceleyecek olursak ilk 30 dakika Zilina'nın daha iyi olduğu fakat sonrasında tamamen Chelsea üstünlüğüyle geçen bir mücadele oldu. Gençlerin çoğunlukta olduğu kadromuz maça alışmakta biraz zorlandı sanıyorum fakat sonrasında Drogba, Malouda, Kalou gibi tecrübeli oyuncularla mükemmel bir güç oluşturup atakları sıklaştırdık ve 2 maçtır gol bulmaktaki şanssızlığımızı Sturridge'le kırdık. O kadar atağa rağmen 2. gol biraz geç geldi. 86'da Malouda'yla bulduk galibiyet golünü. Güzel oldu bu 3 puan. Hem gruptan 1. çıkmayı garantiledik hem de uzun zaman sonra güzel bir oyunla güzel bir galibiyete ulaştık.

Şimdi önümüze bakmalı ve bir galibiyet serisi oluşturmak için çalışmalıyız. Önce şu sakatlık problemlerini aşmalıyız. Özellikle defanstaki durumu bir an önce çözmeliyiz. Böylelikle galibiyetlere daha kolay ulaşacağımıza inanıyorum.

Hafta sonu ligde Newcastle deplasmanına gidiyoruz. Oradan da liderliğe devam etmek ve özgüveni yüksek tutmak için mutlak bir 3 puan şart. Ama bugün o gençlerden gördüğüm iyi performanslardan sonra fazla tedirgin değilim. Gerçekten iyilerdi. Dediğim gibi sadece defans konusunda biraz sorunumuz var. Umarım en kısa sürede aşarız. Sonraki yazıda görüşmek üzere.

22 Kasım 2010 Pazartesi

Kalou: "Galibiyetlere Başlıyoruz"

"Kendimize güvenimizi yitirmemeliyiz ve maçları kazanmaya çalışmalıyız. Bu futbol, ve futbolda hep sakatlıklar, formsuzluklar olur. Bunlar üzerinde çalışıp güçlü bir şekilde geri dönmeliyiz.

Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Sezon başında oyunumuz çok iyiydi. Tekrar öyle oynamaya başlamalıyız. O zaman sonuçlar da gelecektir.

Eskiden 3 veya 4 golle kazanıyorduk maçları ama kimi zaman oyunlar zorlaşıyor ve şans bulamıyorsunuz. Bu futbolun bir parçası. İnişler ve çıkışlar olacaktır. Şu anda biraz düşüşteyiz ama çalışmaya devam etmeliyiz. Bazı oyuncularımızdan yoksunuz ama endişelenmeye gerek yok. Sakinliğimizi sürdürüp odağımızı ve güvenimizi kaybetmemeliyiz.

Kazanamadığımızı biliyoruz ama bu sadece 2 oyundur böyle. Soyunma odasında hala aynıyız. Hiçbir şey değişmedi. İstediğimiz sonuçları alamıyoruz fakat şundan eminim ki önümüzdeki maç, galibiyetlere tekrar başlamamız için iyi bir başlangıç olacaktır."

Ancelotti hakkında...

"İyi olan şu ki Ancelotti, oyuncuları hiçbir zaman baskı altında bırakmıyor. Sonuçlar iyi olmasa bile oyunun tadını çıkarmamıza izin veriyor. Şu durumda bile kendimizi baskı altında hissetmiyoruz.

Normal bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz ve tekrar Chelsea seviyesine -iyi oyunlar, goller- dönmek için çalışıyoruz. Son maç Sunderland maçından daha iyiydi. Çok şans bulduk fakat golü bulamadık. Şundan eminim ki tekrar kazanmaya başlayacağız."

Ancelotti: "Eleştiriye Hazırım"

"Eleştirilmeye hazırım. Bu bir çalıştırıcının hayatıdır. Takımınız kazanamadığı zaman sizin sorumluluğunuz da artıyor. Ama bu normal. İyi skorlar alamadım ve sorumluluğumun daha da fazlalaşması normal. Taraftarlarla ve üzerime düşen sorumluluklarla herhangi bir problemim yok.

Her yıl bu zor durumlardan çıkıp yola devam etmek daha da zorlaşıyor. Bunu başarabilecek güçteyiz. Sunderland'e karşı kötü oynadık ama Birmingham karşısında iyiydik.

Son 4 maçımızdan 3'ünü kaybettiğimizi biliyoruz. Ve bu Chelsea için hiç iyi değil. Bunun sorumluluğunu üzerime almalıyım ama takımım konusunda endişeli değilim. Çünkü tekrar iyi oynayabileceğimizi biliyorum. Artık önümüzdeki Zilina ve Newcastle maçlarına bakmalıyız.

Son 4 maçtan 3 yenilgi almamızın bir nedeni de sadece 1 gol atmış olmamız. Bu konuda da kendimizi geliştirmeliyiz."

20 Kasım 2010 Cumartesi

PL 14. Hafta: Birmingham 1 - 0 Chelsea

Bu oyunun karşılığı bu olmamalıydı. Maçın tamamında oyunun kontrolü bizdeydi. Yaklaşık 25 tane gol girişimimiz vardı. Hiçbirini gole çevirememiz nasıl bir durum anlamadım. Rakipse sadece 1 kez gol pozisyonuna girebildi ve onu da gole çevirdi. Tottenham'ın da Arsenal'i yendiği bir günde puan farkını arttırma şansımız varken bunu değerlendiremedik. Sonuç olarak son 4 lig maçından sadece birini kazanarak 3 puan alabildik. Chelsea'ye hiç de yakışır bir durum değil bu. Ayrıca ne zaman kendimize geleceğimiz de tam bir muamma.

Yukarıda da dediğim gibi bütün maç bizim birbirinden kritik ataklarımızla geçti. O kadar önemli pozisyonları kaçırdık ki gerçekten şaka gibiydi. Direkten dönen toplar, kaleci Ben Foster'ın birbirinden güzel hamleleri... Ama o kadar pozisyon içinden birini de gole çevirememiz çok büyük şanssızlık. Başka adı yok bunun. Kötü oynayıp da yenilsek tamam. Ama böyle bir oyuna bu skor... Üstelik puan farkını açabileceğimiz bir haftada... Bu şanssızlık değil de nedir?

Birmingham da böylelikle düşme hattından kendini kurtarmış oldu. 18.'yken 12.'liğe yükseldi. Yatıp kalkıp Ben Foster'a teşekkür etsinler. Çok iyi bir performans ortaya koydu. Tabii onun dışında şans da yanlarındaydı. Ya da şanssızlık bizim...

Maçı izlemeyenler abarttığımı düşünebilir ama gerçekten 90 dakika bu kadar iyi oynayıp da kaybettiğimiz bir maçı hatırlamıyorum ben. Özellikle Birmingham gibi bir takıma.

Yediğimiz gol hakkında konuşmak gerekirse Alex'in hatası diye düşünüyorum. Oradaki boşluktan yararlanan rakip oyuncuya arkadaşı topu kafayla indirdi ve oyuncu da topu kaleye bıraktı. Adamın ileriye doğru koştuğunu görmesi gerekirdi Alex'in ve orayı kapatması gerekirdi. Ama ne yazık ki tüm maç boyunca verdiğimiz tek açığı iyi değerlendirdiler.

Böylelikle biz hala 28 puanla ilk sıradayız. Ama Wigan'ı evinde 2-0 mağlup eden Manu da 28 puana yükseldi ve bizim averaj farkımızdan dolayı 2. sırada. Görüldüğü üzere her hafta biraz daha yaklaşmakta rakipler. Artık bu hafta son olmalı bu kötü gidiş. Daha da kötüye gitmeden durdurmalıyız. Gerçi bugünkü puan kaybı için kötü oyun değil şanssızlık büyük etkendi ama olsun. Artık hem kötü oyunu hem de şanssızlığı aşmalı bu takım.

Salı günü Şampiyonlar Ligi'nde Zilina ile evimizde oynuyoruz. Zaten gruptan çıkmayı garantiledik. Rahat bir maç bizleri bekliyor. Artık bu maç mutlaka golle buluşup bir an önce üstümüzden atmalıyız şu şanssızlığı. Ve şu sakatlık durumunu da bir an önce çözmeliyiz. Terry'yi ve Zhirkov'u bekliyoruz haftaya Newcastle deplasmanına. Sanırım Alex ameliyat için ülkesine gidecek. Yaklaşık 2 ay uzak kalacak. Bu dönemde Terry'nin toparlanması şart. Şimdilik bu kadar. Daha sonra görüşmek üzere.

Michael Emenalo Kimdir ?

Ancelotti'nin yeni yardımcısı Michael Emenalo hakkında genel bilgi...

1965'te Nijerya'da doğdu. Boston Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler ve Politika okurken aynı zamanda okulun futbol takımında oynadı. Daha sonra birçok kulüpte(Notts County, Maccabi Tel Aviv, San Jose Clash...) defans oyuncusu olarak görev yaptı. 1995'te Notts County'de oynarken Anglo-İtalya Kupası final maçında 15 dakika oynama şansı buldu. 14 kez milli formayı giydi ve 1994 Dünya Kupası'nda 2 maçta oynadı. İspanya 2. Ligi takımlarından Llieda'da oynarken takımın teknik direktörü Juande Ramos'tu. Futbolu bıraktıktan sonra Amerika'da çalıştırıcılık yaptı. 2007'de Avram Grant (Maccabi Tel Aviv'de oynarken takımın başındaydı) onu baş gözlemci olarak Chelsea'ye getirdi. Emenalo, geçtiğimiz 18 ayda Ancelotti'ye çok yakın çalıştı ve kulüp buna karşılık olarak onu bu göreve getirme kararı aldı. Şimdi, asistanlık görevini yürütürken aynı zamanda eski görevini de sürdürmeye devam edecek.

19 Kasım 2010 Cuma

Ancelotti: "Alex Oynayacak & Zhirkov Yok"

"Yarın Alex hazır olacak (ameliyat durumu şimdilik ertelendi). Bu hafta milli takımıyla antrenmanlara çıktı ama şunu biliyoruz ki mutlaka ameliyat olması gerek. Ameliyatı erteleyerek oyuncunun durumunu riske atmıyoruz. Alex'in ameliyatı şu anda ertelenebilir bir durumda.

Geçen maçta arka dörtlünün hepsini beklerden oluşturmuştuk. Ama bu yüzden kaybetmedik. Kaybettik çünkü takım olarak kötü oynadık. Sanırım ben burdayken yaşadığımız ilk kötü mağlubiyetti.

Bir an önce harekete geçmeli ve galibiyete ulaşmalıyız. Bu, yarın Alex oynayacağı için değil, tüm takımın çok çalışıp yüksek bir mücadele ruhu göstermesiyle olacak.

Sunderland maçını muhteşem bir performansla unutmak istiyoruz. İyi oynayıp liderliğimizi sürdürebiliriz. Ne yazık ki lig yarın bitmiyor. Eğer yarın ki maç son maçımız olsaydı şampiyon olma şansımız çok yüksek olurdu. Ama daha oynamamız gereken birçok maçımız var.

Yarın iyi bir kadroyla sahada olacağız. Cech, Alex, Ivanovic, Cole, Malouda, Mikel, Ramires, Kalou, Drogba ve Anelka oynayacak. Sağ bekte kimin oynayacağına henüz karar veremedim. Bosingwa 90 dakika boyunca İspanya'ya karşı oynadı. Ferreira'ysa zinde. Ama Bosingwa da öyle ve sanırım yarın o oynayabilir.

Zhirkov ile ilgili bir problemimiz var. Çünkü milli takımdayken suni çimde oynadı ve baldırında bir gerginlik var. Yarın oynaması mümkün olmayacak."

Terry'nin durumuyla ilgili...

"Kasında gerginlik ve sinir kayması var. Bu yüzden acı hissediyor. Şimdi bu kası rahatlatmalıyız. Aylarca oynayamayacağı gibi haberler çıkıyor. Bu doğru değil. Durumunu gün gün takip ediyoruz. Bugün acı hissediyor ve yarın oynamayacak. Ama sonraki maça hazır olabilir."

Premier League'de 14. Hafta Programı

20 Kasım 2010 - Cumartesi
14:45
Arsenal - Tottenham
17:00
Birmingham - Chelsea
Blackpool - Wolves
Bolton - Newcastle Utd
Manu - Wigan
WBA - Stoke City
19:30
Liverpool - West Ham Utd
---------
21 Kasım 2010 - Pazar
15:30
Blackburn - Aston Villa
18:00
Fulham - Man City
---------
22 Kasım 2010 - Pazartesi
22:00
Sunderland - Everton

Ligde 14. haftaya geldik. İkinci Arsenal'le puan farkı sadece 2. Çok sıkıntılı ve kritik bir haftadayız. Birçok sakatlık problemi yaşıyoruz. Bununla birlikte stresli liderlik yolculuğumuzu da sürdürmek istiyoruz. Bu liderliği korumak için birçok eksiğe rağmen bu hafta da Birmingham deplasmanından 3 puanla dönmek şart. Yoksa takım olarak büyük problemler yaşayabiliriz. Bir daha liderliği ele geçirmemiz zor olabilir. Çünkü Arsenal çok iyi geliyor ve onlar ne kadar iyiyse biz de onlar kadar veya daha iyi olmalıyız. Son haftalarda aldığımız kötü mağlubiyetlerle kendimizden beklenmeyen oyunlar sergiliyoruz. Bir an önce sene başındaki performansımızı yakalayıp öyle devam etmemiz gerek. Ama tabii bu sakatlarla durum biraz zor. Bu hafta yine geçen hafta olduğu gibi defansta Terry ve Alex yok. Orta sahada zaten çok uzun zamandır olmayan Lampard, Benayoun ve kart cezalısı Essien de yok. Yani çok önemli oyuncularımızdan yoksun olacağımız bir maç daha bizi bekliyor. Umarım Arsenal evinde Tottenham'a puan kaybeder de biz de şöyle iyi bir galibiyetle döneriz oradan ve biraz rahatlarız. Tahmini kadro: Cech, Bosingwa-Ferreira-Ivanovic-Cole, Ramires-Mikel-Zhirkov, Anelka-Drogba-Malouda

18 Kasım 2010 Perşembe

Yeni Asistan: Emenalo

Ray Wilkins'in gidişinden sonra Ancelotti'nin yardımcılığına kimin atanacağı konuşuluyordu. Kulüp bugün yeni ismi açıkladı: Michael Emenalo. Zaten Chelsea'de gözlemci olarak çalışan ve daha önce de bu pozisyon için ismi geçen biriydi. Bugün resmileşti. Ancelotti ve tüm takım için yararlı bir karar olması dileğiyle.

17 Kasım 2010 Çarşamba

Futbol Efsaneleri #9

Daniel Passarella (Arjantin)
Arjantin'in ilk dünya şampiyonluğu
(1978 Dünya Kupası)

Defansa David Luiz Takviyesi

Geçen sezon Portekiz Ligi'nin en iyi futbolcusu seçilen Benfica'nın defans oyuncusu David Luiz'in adı Chelsea'yle geçmeye başladı. Alex'in uzun sakatlığı ve Terry'nin ne zaman döneceğinin belli olmaması böyle haberlerin çıkmasını daha da destekliyor tabii ki ama bu transferin gerçekleşmesi takım için gerçekten iyi olabilir. Çok genç bir oyuncu ve açıkçası şu anda bulunduğumuz defans sıkıntısını gelecekte de yaşamamız durumunda çok yardımcı olacaktır. Ocağa kadar önümüzde birçok zorlu maç var. Nasıl atlatacağız bu dönemi bilmiyorum. Alex en az 8 hafta yok, Terry belirsiz ama umarım bir an önce döner. Ocağa kadar bütün turnuvalarda şu anki durumumuzu koruyabilirsek gerçekten çok iyi. Ama transfer döneminde de David Luiz gibi bir oyuncu takviyesi yapmak tüm takım için en iyisi olur.

16 Kasım 2010 Salı

Alex 6-8 Hafta Yok

Son iki maçımızda oynayamayan Alex, Brezilya'nın Arjantin'le oynayacağı maçın kadrosundan da çıkarıldı. Hem bizim hem de Brezilya milli takım doktorlarının yaptığı incelemelere göre sağ dizinden ameliyat olması gereken Alex'in 6-8 hafta sahalardan uzak kalacağı belirtildi.

Takımımızın önemli bir defans oyuncusunu yaklaşık 2 ay kaybedecek olmak insanı tedirgin etmiyor değil. Ivanovic veya Terry'nin herhangi bir sakatlığında defansın ortasını Ferreira'ya ya da Bruma'ya emanet edecek olmak çok da içime sinmiyor açıkçası. Geçen maçta gördük Ivanovic-Ferreira ikilisinin defansta verdiği boşlukları. Belki sezon ortasında o bölgeye bir takviye yapmak iyi olabilir. En kısa sürede dönmesi dileğiyle, geçmiş olsun Alex.