30 Kasım 2011 Çarşamba

CC 1/4 Final: Chelsea 0 - 2 Liverpool

9 gün sonra yeniden mağlup olduk Liverpool'a... Ve yine kendi evimizde... Carling Cup'tan elendiğimize değil, buna ve Chelsea'nin bu durumuna üzülüyorum. Tamam, Liverpool bu sene büyük takımlara karşı çok iyi performanslar ortaya koyuyor fakat 10 gün içinde Stamford'da Liverpool'a iki kez yenilecek takım mıyız?.. Hayır, kesinlikle gerçek Chelsea bu değil. Fakat şu anki gerçek ne yazık ki bu. Gidişat kötü. Önümüzdeki zorlu fikstür öncesi Carling Cup yarı final biletini almak çok güzel olurdu ama başaramadık. Yolumuza devam ediyoruz.

Maça kısaca bakacak olursak ilk 45'te oyunda üstünlük sağlamakta ciddi şekilde zorlandık. Lukaku'nun direği yalayan kafa vuruşundan başka ciddi pozisyonumuz yok. Hatta maçtaki tek önemli pozisyonumuz oydu desek yalan olmaz. İlk yarının en kritik anı tabii ki Liverpool'un penaltısıydı ama onun gol olmasını da kalecimiz Turnbull'un başarılı kurtarışıyla önledik. İkinci yarıya ilk yarıya nazaran daha iyi başladık. Daha etkiliydik rakip sahada. Herkes Chelsea'den gol beklerken 5 dakikada yediğimiz iki golle resmen yıkıldık. 58'de Henderson'un Bellamy'ye harika pasından gelişen pozisyonu içerideki bomboş Maxi Rodriguez iyi değerlendirdi. Ardından 63. dakikada yine ceza alanında boş kalan başka bir Liverpoollu, Martin Kelly, frikikten gelen ortayı gole çevirdi ve skor böylece belirlenmiş oldu. Devam eden dakikalarda oyuna sonradan giren Mata ve Anelka'yla tekrar kendimize gelip maçta etkinliğimizi arttırmaya çalışsak da artık iyice defansa yüklenen Liverpool karşısında doğru düzgün bir pozisyon geliştiremedik. Nihayetinde de maç 2-0 Liverpool'un galibiyetiyle sonuçlandı. 9 gün sonra, yine Stamford'da, Liverpool karşısında yine gerçek Chelsea yoktu sahada. Nasıl Liverpool bu sezon büyük maçlarda çok iyi dedik; bizse tam tersi şekilde bu sezon oynadığımız tüm büyük maçlarda sahadan hüsranla, hezimetle ayrıldık. Bu işin böyle gitmeyeceği kesin. Bir an önce ne yapıp yapıp kendimize gelmemiz şart.

Haftada 2 maç yaptığımız için bu maça daha yedek ağırlıklı bir kadroyla çıkmak zorunda kaldık. Defansımızın yediğimiz gollerdeki hatası büyük. Onun dışında Romeu bugün iyi bir performans ortaya koydu diyebiliriz. Hafta sonu Wolves karşısında da 90 dakika oynamıştı, bugün de takdire şayan bir 90 dakika daha oynadı. Orta alanda Lampard'ın özellikle yenilen iki golden sonra kendisine düşen misyonu yapmadığını, bir kaptan olarak takımı yeterince ateşleyemediğini düşünüyorum. Oysa ki daha yarım saat daha vardı maçın bitimine. Çok rahat bir şekilde sonucu değiştirebilirdik. Kesinlikle o güçteyiz. Daha doğrusu gerçek Chelsea dediğimiz takım o güçtedir. Ama bir süredir izlediğimiz takım hakkında bir fikrim yok... İlerideyse ne yazık ki 90 dakika boyunca ruh gibi, varlığı yokluğu bir olan bir Torres izledik yine. Sezon başında bir dönem iyi bir çıkış yakalamıştı, artık düzeldi diyorduk, yine geçen sezonki görüntüsünü çizmeye devam ediyor İspanyol oyuncu. Çok üzücü gerçekten... Kesinlikle böyle sürmemeli.

Carling Cup'tan elenmiş olduk bu mağlubiyetle dediğim gibi ama şimdi önümüzde çok kritik maçlar var. Önce, bu hafta sonu bu sezon lige çok çok iyi bir başlangıç yapan Newcastle deplasmanına gidiyoruz. Kesinlikle zorlu bir mücadele bizi bekliyor. Ve ardından Valencia'yla çok önemli bir maça çıkacağız Stamford'da. Şampiyonlar Ligi'ndeki kaderimiz oradan çıkacak sonuca bağlı. Devamında ise lider Man City ile maçımız var. Görüldüğü üzere fikstür zorlu, gidişat kötü. Şu 3 maç aslında bu sezonki birçok şeyin kaderini belirleyecek. Bu nedenle çok önemli bir dönem bizleri bekliyor. Bakalım nasıl sonuçlarla ayrılacağız şu maçlardan, göreceğiz. Daha sonra görüşmek üzere.

***
Goller: Maxi 57; Kelly 63

Chelsea (4-1-2-1-2): Turnbull; Bosingwa, Alex, David Luiz, Bertrand; Romeu; Lampard (k), Malouda (Anelka 63); McEachran (Ramires 40); Lukaku (Mata 63), Torres

Liverpool (4-2-3-1): Reina; Kelly, Carragher (k), Coates, Jose Enrique; Lucas (Adam 70), Spearing; Henderson, Bellamy (Kuyt 78), Maxi (89); Carroll

Hakem: Philip Dowd // Seyirci: 40,511

28 Kasım 2011 Pazartesi

Carling Cup Çeyrek Final Programı

Salı, 29 Kasım 2011
21.45 Cardiff City - Blackburn Rovers
21.45 Chelsea - Liverpool
22.00 Arsenal - Manchester City

Çarşamba, 30 Kasım 2011
21.45 Manchester United - Crystal Palace

27 Kasım 2011 Pazar

PL 13. Hafta: Chelsea 3 - 0 Wolves

Beklenen ve bizim arzuladığımız şekilde bir karşılaşma oldu. Normal şartlarda alınması gereken sonucu ve puanı aldık. Man City'nin puan kaybetmesiyle de zirveye 2 puan yaklaşmış olduk, fakat fark hala çok fazla. Sezonun başında hedefimiz şampiyonluktu ama bu hedef yavaş yavaş "ilk 3'ü zorlamak" şeklinde değişmekte ne yazık ki. Takımımız Abramovich dönemindeki en kötü sezon başlangıcını yapmış olsa da bunu değiştirmek arka arkaya alacağımız galibiyetlere bakar. Umarım bu serinin ilki de bu galibiyet olur.

45 dakikada bitirdiğimiz maçlardan birini oynadık yine. İlk yarıda bulduğumuz 3 golle karşılaşmaya son noktayı da koymuş olduk. İkinci yarıyı formalite gereği oynasak da ilk yarıdaki güzel oyunumuzu sürdürüp gol pozisyonları bulmaya devam ettik. İlk 45'e tekrar dönecek olursak ilk golü 6. dakikada kaptanın kafasından bulduk. Ardından 28'de karşılaşmanın şüphesiz en iyisi Sturridge'le durumu 2-0 yaptık. İlk yarının sonlarına doğru da Mata'nın ayağından skoru belirleyen golü bulduk. 90 dakikanın her anında, her anlamda bizim üstünlüğümüzün olduğu bir maç oldu kısacası. Yani olması gerektiği gibi... Bu maçın asıl konuşulması gereken ismine gelirsek... Sturridge, aslında sadece Wolves maçının değil 2011/12 sezonunun en iyi Chelsealisi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Drogba, Torres ve Anelka'nın bu sezon ligde attıkları toplam gol sayısı 4, Sturridge'inse tek başına 6... Durumu çok net özetleyen bir istatistik. Arada birkaç kötü maçı olsa da genel olarak bu sezon şimdiye dek Chelsea'ye çok iyi katkı yaptı, yapmaya da devam edecektir bir aksilik olmazsa. Zaten Drogba ve Torres'in yaptığı katkı da o seviyede olsaydı şimdi Man City ile zirve yarışında olurduk. Ama "olsaydı"larla konuşmak anlamsız tabii. Neyse, nihayetinde evimizdeki bu rahat karşılaşmadan 3 puan alarak ayrıldık ve lig tablosundaki puanımızı 25'e yükselttik. Böylece Leverkusen mağlubiyetinin moral bozukluğunu biraz da olsa üzerimizden atmış olduk ve hafta içi oynayacağımız Liverpool maçına daha moralli gidiyoruz.

Şimdi sırada, dediğim gibi Carling Cup çeyrek final mücadelesinde Liverpool ile karşılaşacağız. Geçen haftaki lig mağlubiyetinin karşılığını vermek için iyi fırsat. Tek ayaklı karşılaşmayı evimizde oynuyoruz. Bu şansı iyi değerlendirip yarı final biletini almalıyız. Daha sonra görüşmek üzere.

Son olarak maçın özeti...


***
Goller: Terry 6; Sturridge 28; Mata 44

Chelsea (4-3-3): Cech; Ivanovic (Bosingwa 76), Luiz, Terry (k), Cole; Ramires, Romeu, Meireles (Lampard 69); Sturridge, Drogba (Torres 76), Mata

Wolves (4-2-3-1): Hennessey; Zubar (Forde 75), Johnson (k), Berra, Elokobi; Henry, Milijas (Ebanks-Blake 37); Jarvis, Edwards, Ward; Fletcher (Guedioura 83)

Hakem: Lee Mason // Seyirci: 41,648

25 Kasım 2011 Cuma

Premier League'de 13. Hafta Programı

Cumartesi, 26 Kasım 2011
14.45 Stoke City - Blackburn Rovers
17.00 Manchester United - Newcastle United
17.00 Bolton Wanderers - Everton
17.00 Norwich City - Queens Park Rangers
17.00 Sunderland - Wigan Athletic
17.00 West Bromwich Albion - Tottenham Hotspur
17.00 Chelsea - Wolverhampton Wanderers
19.30 Arsenal - Fulham

Pazar, 27 Kasım 2011
15.30 Swansea City - Aston Villa
18.00 Liverpool - Manchester City

24 Kasım 2011 Perşembe

ŞL: B. Leverkusen 2 - 1 Chelsea

Her iki takımın da 3 puanı istediği bir karşılaşma izledik. Ama belki bugün bunu biraz daha fazla isteyen ve iyi mücadele eden taraf Leverkusen'di. Nihayetinde de 3 puanı kendi sahalarında aldılar. Bizse bu yenilgiyle gruptan birinci çıkma ihtimalimizi fazlasıyla zora soktuk. Gruptaki son durum Leverkusen=9, Chelsea=8, Valencia=8... Kısacası son maçlar bir hayli heyecanlı geçecek. Daha doğrusu sadece Chelsea-Valencia maçı öyle olacak, çünkü Leverkusen'in Genk deplasmanından galibiyetle dönmesi rahat gözüküyor. Zaten durum bu olursa Valencia maçından alacağımız beraberlik ya da galibiyetle ikinci olarak çıkabileceğiz gruptan ne yazık ki. Mağlubiyet ihtimalini ise düşünemiyorum bile. Şimdilik tek dileğimiz Leverkusen'in Belçika'da puan kaybetmesi ve tabii ki takımımızın da Stamford'da galibiyete uzanması... Başkalarının puan kaybına bel bağlayan bir Chelsea görmek gerçekten üzücü fakat durum bu...

Maça kısaca bakacak olursak dediğim gibi bugün bu maçı biraz daha fazla isteyen daha doğrusu öyle oynayan taraftı Alman ekibi. Tüm maç boyunca iki takımda ciddi şanslar yakaladı. Skor dışında dengeli -belki Leverkusen'in biraz daha iyi olduğu- bir maçtı desek yanlış olmaz. Maçın ilk yarısında gol sesi çıkmadı. İkinci yarıya Drogba'nın golüyle ve ilk yarıya göre daha iyi bir görüntü çizerek başladık. Ardından 2-0 için de çok net şanslar yakaladık ama olmadı. 58'de Ballack'ın arka arakaya yakaladığı ve Cech'in başarılı kurtarışlar yaptığı iki net pozisyon harikaydı. Devamında, 72. dakikada Leverkusen, Türk asıllı oyuncusu Eren Derdiyok'la beraberliği yakaladı. Drogba'nın 76. dakikada ceza sahasında yerde kaldığı pozisyon tartışmasız penaltıydı fakat Macar hakem görmedi. Gerçekten çok çok net bir penaltıydı ve belki de galibiyeti kaçırmış olduk böylece. Ve maç tam da bitti, son maçlara grup lideri olarak giriyoruz derken kornerden gelen kafa golüyle yıkıldık. Friedrich, takımını öne geçiren golü attı ve bizi de bitirmiş oldu. Alman ekibini gerçekten tebrik ediyorum. 90 dakika boyunca iyi bir mücadele gösterdiler. Arzuluydular galibiyet için ve aldılar. Biz de fena değildik fakat yeterince iyi de değildik. Drogba takımımızın en iyisiydi diyebiliriz. Elinden geleni yaptı ama olmadı. Bu sezon takıma en çok katkıyı yapan oyuncularımızdan Sturridge'den daha fazla şey görmek isterdim bugün ama o da olmadı. Ne yazık ki girişte de dediğim gibi şimdi yapılabilecek tek şey son maçlarda Valencia karşısında 3 puanı alıp Belçika'dan gelen sonucu beklemek olacak. Daha sonra görüşmek üzere.

Son olarak izlemek isteyenler için maçın geniş özeti...


***
Goller: Drogba 47 - Derdiyok 72; Friedrich 90

Chelsea (4-3-3): Cech; Ivanovic, Luiz (Alex 68), Terry (k), Bosingwa; Ramires, Meireles (Mikel 79), Lampard; Sturridge, Drogba, Mata (Malouda 65)

Leverkusen (4-2-3-1): Leno; Schwaab (Schürrle 56), Friedrich, Toprak, Kadlec (Derdiyok 70); Bender, Rolfes (k); Castro, Ballack, Sam; Kiessling (Oczipka 81)

Hakem: Viktor Kassai (Macaristan) // Seyirci: 29,285

22 Kasım 2011 Salı

Şampiyonlar Ligi 22-23 Kasım Maçları

Salı, 22 Kasım 2011
19.00 CSKA Moscow - Lille
21.45 Lyon - Ajax
21.45 Real Madrid - Dinamo Zagreb
21.45 Manchester United - Benfica
21.45 Otelul Galati - Basel
21.45 Trabzonspor - Internazionale
21.45 FC Bayern München - Villarreal
21.45 Napoli - Manchester City

Çarşamba, 23 Kasım 2011
19.00 Zenit St Petersburg - Apoel Nicosia
20.00 BATE Borisov - Viktoria Plzen
21.45 Bayer 04 Leverkusen - Chelsea
21.45 Milan - Barcelona
21.45 Arsenal - Borussia Dortmund
21.45 Valencia - KRC Genk
21.45 Shakhtar Donetsk - FC Porto
21.45 Marseille - Olympiakos

20 Kasım 2011 Pazar

PL 12. Hafta: Chelsea 1 - 2 Liverpool

Gidişat hiç iyi değil... 2002'den bu yana lig maçlarında, sahamızda üst üste iki kez yenildiğimiz olmamıştı; bugün o da oldu. Galibiyet golünü ararken son dakikalarda gelen eski Chelseali Glen Johnson'ın golüyle yıkıldık. Zirvenin bir üç puan gerisine daha düştük ve tam tamına 12 puan fark var Man City ile aramızda. Bu fark kapanır mı göreceğiz ama bu gidişin Chelsea'ye yakışmadığı kesin.

Maç ilk yarı itibariyle Liverpool'un, ikinci yarısı itibariyle de Chelsea'nin lehineydi. Her ne kadar topu ayağımızda tutup pozisyona girmek için çabalasak da saçma bir hatadan yedik ilk golü, daha doğrusu bu şansı rakibe sunduk. Cech gereksizce ve defansı zor durumda bırakırcasına Mikel'e verdi pasını. Rakipten baskıyı yiyen Mikel topu kaybetti ve hazırlıksız yakalanan defansımız hiç bir şey yapamadı. Bu golden önce maçın henüz 19. dakikasında Drogba'yla kaçırdığımız ve Reina'nın yerinden dahi kıpırdayamadığı frikiği gole çevirebilsek bugün her şey muhtemelen daha farklı olurdu ama ne yazık ki olamadı. İkinci yarı ise dediğim gibi daha etkili olduğumuz ve daha fazla şans yakaladığımız bir devre oldu. Oyuna devre arasında giren Sturridge, Malouda'nın güzel pasında yine yükselen kalitesini ve yeteneğini konuşturup 54'te beraberliği yakalamamızı sağladı. Zaten bu golden sonra da sağlam bir şekilde gitmeye başladık Liverpool kalesine. Çabaladık, fakat bir türlü ikinci golü bulamadık. Kimi pozisyonları biz değerlendiremedik, kimilerindeyse Reina çok başarılıydı. Yorgunluğun da etkisiyle durulduğumuz maçın son dakikalarında Glen Johnson, zaten bugün pek de iyi olmayan defansımızı alt edip takımını öne geçirmeyi bildi. Sağ kanattan iyi geldi, içeriye sokulup golünü attı eski Chelseali. Galibiyet için uğraşırken, üstelik kimi dakikalarda çok da yaklaşmışken, son 4 dakikada en azından 1 puanı kurtarabilmek için oynamamız çok üzücüydü. Nihayetinde Liverpool'a 2-1 yenilerek sahamızda üst üste ikinci mağlubiyetimizi almış olduk. Bu sezon bir ara tutturduğumuz gidişattan eser yok gerçekten de. Hep övündüğümüz defansımız ve Cech'ten bir süredir kötü performanslar izliyoruz. Durum üzücü. Ne yapıp yapıp bu durumdan kurtulmak ve arka arkaya galibiyetlerle çok uzaklaştığımız zirveye yaklaşmak şart.

Çarşamba günü Almanya'dayız. Yolumuza Şampiyonlar Ligi'nde Bayer Leverkusen maçıyla devam edeceğiz. Zorlu bir deplasman olacak. Grupta lideriz fakat ilk 3 sıranın puanları birbirine çok yakın. Galibiyetle dönmek, zirvedeki yerimizi sağlamlaştırmamız ve moral bulmamız adına önemli. Umarım gerçekleştiririz. Daha sonra görüşmek üzere.

Son olarak maçın golleri...


***
Goller: Sturridge 54 - Rodriguez 34; Johnson 87

Chelsea (4-3-3): Cech; Ivanovic, David Luiz, Terry (k), Cole; Ramires (Meireles 83), Mikel (Sturridge DA), Lampard; Mata, Drogba (Torres 83), Malouda

Liverpool (4-2-3-1): Reina; Johnson, Skrtel, Agger, Jose Enrique; Lucas, Adam; Maxi (Downing 77), Bellamy (Henderson 65), Kuyt (k); Suarez (Carroll 89)

Hakem: Lee Probert

18 Kasım 2011 Cuma

Premier League'de 12. Hafta Programı

Cumartesi, 19 Kasım 2011
14.45 Norwich City - Arsenal
17.00 Everton - Wolverhampton Wanderers
17.00 Manchester City - Newcastle United
17.00 Stoke City - Queens Park Rangers
17.00 Wigan Athletic - Blackburn Rovers
17.00 Sunderland - Fulham
17.00 West Bromwich Albion - Bolton Wanderers
19.30 Swansea City - Manchester United

Pazar, 20 Kasım 2011
18.00 Chelsea - Liverpool

Pazartesi, 21 Kasım 2011
22.00 Tottenham Hotspur - Aston Villa

17 Kasım 2011 Perşembe

Sturridge: "Amacım, İngiltere'nin 9 Numarası Olmak"

"Chelsea'de devamlı olarak oynamak ve forvet mevkinde görev almak istiyorum. Oradan da İngiltere Milli Takımı'nın forveti olmak... Amacım bu... İngiltere'nin 9 numarası olmak.

Umarım İngiltere menajeri beni bir forvet oyuncusu olarak görüp gelecek maç bana o mevkide görev verir. Çünkü inanıyorum ki o bölge, benim en iyi olduğum yer.

12 Kasım 2011 Cumartesi

Jose Mourinho'dan Reklam Filmi

Eski menajerimiz Mourinho, Türk inşaat firması Sinpaş GYO'nun reklam filminde oynadı...

7 Kasım 2011 Pazartesi

Sturridge, A Milli Takım Kadrosunda...

Daniel Sturridge sonunda bu seneki performansının/muhteşem yükselişinin karşılığını aldı... Fabio Capello, genç oyuncuyu İngiltere'nin İspanya ve İsveç ile oynayacağı hazırlık maçlarının kadrosuna dahil etti. İlk defa A Milli Takım'a çağrılan Sturridge, U21 seviyesinde 15 kez milli formayı giymiş ve 4 gol atmıştı.

Sturrigde'in dışında milli takımın asları Terry, Cole ve Lampard da Capello tarafından kadroya çağrılan isimler arasında. 25 kişilik kadro şu şekilde...

Kaleci
Scott Carson (Bursaspor), Joe Hart (Manchester City), David Stockdale (Ipswich Town - Fulham'dan kiralık)

Defans
Leighton Baines (Everton), Gary Cahill (Bolton Wanderers), Ashley Cole (Chelsea), Phil Jagielka (Everton), Glen Johnson (Liverpool), Phil Jones (Manchester United), Joleon Lescott (Manchester City), John Terry (Chelsea), Kyle Walker (Tottenham Hotspur)

Orta saha
Gareth Barry (Manchester City), Stewart Downing (Liverpool), Adam Johnson (Manchester City), Frank Lampard (Chelsea), James Milner (Manchester City), Scott Parker (Tottenham Hotspur), Jack Rodwell (Everton), Theo Walcott (Arsenal)

Forvet
Gabby Agbonlahor (Aston Villa), Darren Bent (Aston Villa), Daniel Sturridge (Chelsea), Danny Welbeck (Manchester United), Bobby Zamora (Fulham)

6 Kasım 2011 Pazar

PL 11. Hafta: Blackburn 0 - 1 Chelsea

Her şeyden önemlisi 3 puandı bizim için, onu da Lampard'ın kafasından gelen tek golle aldık. Ligde iki haftadır hasret olduğumuz puana Blackburn deplasmanında ulaştık. Aldığımız mağlubiyetlerle 4. sıraya kadar düştüğümüz lig tablosunda yerimizi ve zirveyle aramızdaki puan farkını bu galibiyetle koruyoruz...

90 dakikaya kısaca bakalım... Son 10 dakika hariç tüm maç bizim pozisyon üstünlüğümüz ve top hakimiyetimiz altında geçti. İlk yarı her iki takım da fazla risk almadan oynadı. Önemli bir gol pozisyonu izlemedik ilk 45'te. Bir tek Cech'in sakatlandığı ve yaklaşık 7 dakika oyunun durmasına sebep olan pozisyon akıllarda kalmıştır yorumunda bulunabiliriz ilk yarıya ilişkin. Bu devrede Sturridge'e ileri üçlünün ortasında görev veren AVB, genç oyuncu o bölgede hiç etkili olamayınca devre arasında Torres'i Malouda'yla değiştirip Sturridge'i kanada çekti. Torres'in de ikinci yarıda pek iş yaptığı söylenemez gerçi ama Sturridge'in kanatlarda daha iyi performans sergilediği kesin. Maçın genelinde ufak ufak gol şansları yakaladık. Özellikle Sturridge'le çok kaçırdık. Ama 50. dakikada gelen bir pozisyonu da Lampard'la gole çevirdik. Bu da galibiyet için yeterli oldu. Blackburn ise kimi dakikalarda çok etkili geldi kalemize. Özellikle son 10 dakika iyiydiler (ya da ligin dibinden kurtulmak için istekliydiler diyebiliriz) biz de aynı şekilde iyi savunma yaptık. Yoksa 1 puana razı olup sahadan ayrılmak işten değildi. Nihayetinde 1-0'la ve 3 puanla ayrıldık Blackburn deplasmanından ve milli maç arasına biraz olsun moralli gidiyoruz. Bu galibiyet ligde uzun süre sonra gol yemeden aldığımız ilk galibiyet oldu. Bu da önemli bir başarı bizim adımıza. Ayrıca Lampard, bu sezon takımın en golcü oyuncusu durumunda. İkinci kaptanımıza bu yaşına rağmen takıma yaptığı bu derece büyük katkı için teşekkürler diyoruz.

Şimdi sırada Liverpool karşılaşması var. Fakat ondan önce yukarıda da dediğim gibi bir haftalık bir milli maç arası olacak. Bu sürede Drogba iyileşecek ve umuyorum ki milli takımlarına giden oyuncularımız da sakatlanmadan dönecekler. Liverpool karşısında eksiksiz bir kadroya galibiyete uzanmak tek dileğimiz ve de Man City'nin mağlup olmasını beklemekten başka çaremiz yok zirveye yaklaşmak için. Umarım iki haftada kaybettiğimizi geri almamız uzun sürmez. Daha sonra görüşmek üzere.

Son olarak, izlemek isteyenler için maçın özeti...


***
Goller: Lampard 50

Chelsea (4-3-3): Cech; Ivanovic, Alex, Terry (k), Cole; Ramires (Romeu 90+2), Mikel, Lampard; Malouda (Torres DA), Sturridge, Mata (Meireles 82)

Blackburn (4-2-3-1): Robinson; Lowe, Samba (k) (Hanley 45) Givet, Olsson; Nzonzi, Pedersen; Rochina (Dunn 71), Formica, Hoilett; Yakubu

Hakem: Mike Dean // Seyirci: 21,985

4 Kasım 2011 Cuma

Premier League'de 11. Hafta Programı

Cumartesi, 5 Kasım 2011
14.45 Newcastle United - Everton
17.00 Liverpool - Swansea City
17.00 Arsenal - West Bromwich Albion
17.00 Aston Villa - Norwich City
17.00 Blackburn Rovers - Chelsea
17.00 Manchester United - Sunderland
19.30 Queens Park Rangers - Manchester City

Pazar, 6 Kasım 2011
15.30 Wolverhampton Wanderers - Wigan Athletic
17.00 Bolton Wanderers - Stoke City
18.00 Fulham - Tottenham Hotspur

Essien Aralık Sonunda Dönüyor

Villas-Boas takımdaki sakat oyuncularla ilgili son bilgileri verdi...

Obi Mikel - "Genk deplasmanından döndükten sonra yavaş yavaş antrenmanlara başladı ve Cumartesi günkü maç için seçenek dahilinde olacak."

Hilario - "Tam zamanlı çalışmalara başladı fakat milli maç arasından sonra tam olarak düzelmiş olacak."

Drogba - "Antrenmanlara 1-2 hafta sonra başlayacak. Liverpool maçına hazır olmasını umuyoruz."

Essien - "İyi bir ilerleme kaydediyor. Aralık sonunda döneceğini düşünüyoruz."

2 Kasım 2011 Çarşamba

ŞL: Genk 1 - 1 Chelsea

Yeterince iyi olmadığımız bir akşamdı. Şanssızdık da... Devre arasına çok rahat bir 3-0'la gidebilir ve maçı orada bitirebilirdik ama olmadı. Herkesin Chelsea için formalite maçı niteliğinde olacak diye düşündüğü karşılaşmadan, Belçika'dan 1 puanla dönüyoruz. Valencia'nın Leverkusen karşısında galip gelmesiyle zirvedeki yerimizi koruyoruz fakat ilk üç takım arasındaki puanlar oldukça yakın. Son 2 maçta her şey olabilir fakat Chelsea'nin gruptan lider olarak çıkması tabii ki kuvvetle muhtemel olan ve tek isteğimiz. Umarım bu sonuca ulaşırız.

Maça kısaca bakalım... Maçın ilk 20 dakikasında ciddi derecede yetersiz bir performans ortaya koyduk. Grup lideri olarak grup sonuncusu karşısında doğru düzgün gol pozisyonuna bile giremiyorduk. Fakat Ramires'in 25. dakikada gelen golüyle öne geçtik ve rakip kaleyi daha rahat zorlamaya başladık. Yukarıda da dediğim gibi Ramires'in golünün ardından Meireles'in direkten dönen şutu ve Luiz'in kaçırdığı penaltıyla durumu 3-0 yapmaya inanılmaz yaklaştık fakat şans izin vermedi. 1-0'la soyunma odasının yolunu tuttuk... İkinci yarıda ise birkaç pozisyon dışında yine o maçın başındaki Chelsea sahadaydı. Ciddi anlamda kötüydük. Chelsea'ye yakışmayacak bir maç oldu çoğu bölümü itibariyle, fakat şanssızlık da tartışmasız yakamızdaydı. Ramires'in ve Meireles'in %100 gollük kafa şutları, Lampard ve son dakikalarda Malouda'nın kaçırdığı şutlar... Bunlar gole en çok yaklaştığımız ve şanssız olduğumuz pozisyonlardı. Yine de Chelsea tüm bunlara rağmen kazanmalıydı ama o seviyede bir Chelsea de yoktu sahada. 25'te attığımız gole 60'ta cevap veren Genk'e hak ettiğini veya olması gerekeni veremedik ve 1-1 ayrıldık Belçika'dan.

Torres bugün Ramires'in golüne verdiği pas haricinde vasat bir oyun ortaya koydu. İyiye gidiyor diyorduk, fakat bugün onu göremedik. Ramires, Meireles ve Malouda bu maçın iyi isimleriydi ama galibiyet için yeterli olamadılar. Yediğimiz gole bakacak olursak bize yakışmayacak bir defans sergiledik o pozisyonda. İçeri kateden/tutulması gereken tek adam Vossen olmasına rağmen ceza sahasındaki beş oyuncumuz sadece gelen ortayı ve golü izlemekle yetindi. Şu dakikadan sonra yapılacak bir şey yok. Olan oldu, yolumuza devam edeceğiz.

Söylediğim gibi gruptaki liderliğimiz devam ediyor... 8 puanla zirvedeyiz. İkinci Leverkusen 6, Valencia'nın ise 5 puanı mevcut. Ligdeki mağlubiyetlerden sonra Genk karşısında moral buluruz dedik, olmadı. Sırada Blackburn deplasmanı var. Cumartesi günü oynanacak karşılaşma ligin zirvesinden erkenden kopmamamız için önemli. Galibiyeti alıp tekrar kendimize gelmemiz şart. Daha sonra görüşmek üzere.

Son olarak maçın özeti...



***
Goller: Ramires 25; Vossen 60

Genk (4-4-2): Koteles; Vanden Borre, Hyland, Nadson, Ngongca; Buffel (Ndabashinze 68), Camus, Tozser (k), De Bruyne; Vossen (Barda 86), Nwanganga (Limbombe 81)

Chelsea (4-3-3): Cech (k); Bosingwa, Ivanovic, David Luiz, Cole; Ramires (Lampard 65), Romeu (Mata 76), Meireles; Anelka (Sturridge 65), Torres , Malouda

Hakem: Svein Oddvar Moen (Norveç) // Seyirci: 22,584