31 Aralık 2010 Cuma

Ancelotti: "Yeni Yıla İnançla Başlamalıyız"

"Şimdi Bruma'yı kullanma zamanı. Çok genç ve iyi bir defans. Çok yetenekli, bu sezon birkaç maçta oynadı ve gelişmekte olan bir oyuncu. Terry, Ivanovic ve Alex'e çok yakın çalışıyor. Ve artık onu oynatmanın zamanı geldi. Eminim ki elinden gelen en iyisini yapacaktır.

Terry, Bruma'ya maçta çok büyük destek sağlayacak. Antrenmanlarda çok iyi çalışıyor ve ne zaman harekete geçip müdahale edeceğini çok iyi biliyor ama bu Terry'yle birlikte daha kolay olacak.

Aston Villa'yı yenmemiz ve Bolton maçının ikinci yarısındaki performansımızı kanıtlamamız gerek. Tablodaki yerimizi geliştirmeliyiz. Şu anda her şeyin yolunda olduğuna emin değiliz. Bunu iyi bir performansla onaylamamız ve yeni yıla inançla başlamamız gerekiyor.

Aston Villa şu anda problemler yaşıyor. Bu yüzden maçta daha dikkatli olmalıyız çünkü artık onlar için her maç önemli. Belki de tekrar yükselmek için bizim maçımızı kullanmak isteyeceklerdir ve bütün enerjilerini ortaya koyacaklardır.

Duran toplarda bu sezon iyiyiz. Arsenal'e karşı duran toptan bir gol bulduk. Belki kornerlerden gol bulamadık ama duran toplardan hiç gol yemedik. Bu da defansif olarak duran toplarda ne kadar iyi olduğumuzu gösteriyor. Geçen sezon ilk maçlarda çok fazla gol yiyorduk ve şu an daha fazla odaklanmış durumdayız. Lampard da döndü ve kornerleri kullanmakta çok iyi. Onunla beraber daha fazla şans yakalayabiliriz."

Premier League'de 21. Hafta Programı

1 Ocak 2011 - Cumartesi
14:45
WBA - Manu
17:00
Liverpool - Bolton
Man City - Blackpool
Stoke City - Everton
Sunderland - Blackburn
Tottenham - Fulham
West Ham Utd - Wolves
19:30
Birmingham - Arsenal
---------
2 Ocak 2011 - Pazar
15:30
Chelsea - Aston Villa
18:00
Wigan - Newcastle Utd

Gerçekten çok sıkı bir program içindeyiz. Geçen Pazartesi Arsenal deplasmanındaydık. Daha sonra Çarşamba günü Bolton'la karşılaştık. 4 gün sonra yani Pazar günü Aston Villa'yla oynayıp hafta arası da Wolves'la oynayacağız. Yani 10 gün içinde tam 4 maça çıkıyoruz. İkisini geride bıraktık. Arsenal deplasmanından mağlup ayrıldık ama sonra Bolton karşısında galibiyeti bulduk. Hem de çok uzun bir süre sonra. Bu 3 puan iyi bir çıkışın başlangıcı olacak diye umut ediyorum. Ve bu çıkışı devam ettirmek için bu hafta Aston Villa'yı Stamford'da devirmemiz şart. Açıkçası bu sene gerçekten kötü bir durumda Aston Villa kendi kalitesine göre. Ligde şu an 15.'ler ve son 6 maçlarının 5'inden yenilgiyle ayrıldılar. Bu sezon A. Villa'yla 8. haftada karşılaşmış ve berabere kalmıştık. Umarım bu sefer galibiyete ulaşırız. Kadroda bir tek Ivanovic kart cezalısı olduğu için eksik. Onun dışında tam kadro çıkacağız sahaya gibi duruyor şimdilik. Mikel'in de bir sakatlık durumu söz konusuydu Bolton maçında sonra ama tam bir açıklama yok. Maç saatinde göreceğiz. Ivanovic'ten boşalan yeri ise büyük ihtimalle Ferreira dolduracaktır. Bruma'yla çıkmaktansa Ferreira o bölge için iyidir diye düşünüyorum. Terry'yle uyumsuzluk problemi yaşamazlarsa defansta bir sıkıntı çekmeyiz. Rakibin eksiklerine gelecek olursak orada da Luke Young, Sidwell ve Delph yok. Ancelotti'nin de dediği gibi tekrar kendimize gelebilmek için maçların arasında yeterli zaman yok. Bu yüzden sadece sahaya çıkıp en iyisini yapmamız gerek. Ve tabii tek amaç mutlak galibiyet... Umarım Bolton'la başlayacağını umduğumuz bir galibiyet serisi yaratabiliriz.

30 Aralık 2010 Perşembe

Ancelotti: "Bolton Maçı Önemli Bir Adımdı"

"İlerlememiz için bu galibiyete ihtiyacımız vardı. Kötü zamanları unutmak için kazanmak önemliydi. Şimdi geleceğe daha inançla bakıyoruz.

İlk yarı o kadar iyi değildik. Biraz korkak oynadık. Kazanmak istiyorduk ve bunun için ikinci yarı daha iyi oynadık.

Kontrataklarda iyiydik. Birçok şans yakaladık ve golü bulduk. Defansif olarak da oyunun kontrolü bizdeydi.

Beklememiz gerek. Bu zafer ve performans önemli bir adımdı. Ama her şeyin iyi olacağına emin değilim. Bu performansın da üzerine koymalıyız.

Bolton da iyi oynadı. İleride çok fazla adam kullandılar ve tehlikeliydiler. Uzun toplar için savaşmamız gerekti. Ama defansımız Davies ve Elmander'le çok iyi baş etti."

29 Aralık 2010 Çarşamba

PL 20. Hafta: Chelsea 1 - 0 Bolton

Sonunda... Yaklaşık 1,5 aydır beklediğimiz o galibiyet geldi. Ve de gayet güzel denebilecek bir performansla. Bu performans kesinlikle artık böyle skorların geleceğinin göstergesi. Umuyorum öyle olur.

Kısaca maçtan bahsedecek olursak ilk yarı iyi bir oyunla ve geliştirebildiğimiz ataklarla gole gitmeye çalıştık fakat Bolton izin vermedi. İkinci yarı ise daha istekliydik ve ataklarımızı sıklaştırdık. Ve sonunda muhteşem ve bugünü milat kılabilecek o golü bulduk. Essien topu ileri çok iyi taşıdı ve ardından Drogba'ya verdi (sanıyorum orada bir ofsayt vardı fakat hakemin görmemesi iyi oldu). Drogba da topu Malouda'yla buluşturdu ve onun ayaklarından golü bulduk. Gerçekten bir izleyici olarak uzun zaman sonra bir maçta bizi öne geçiren golün heyecanını hissetmek çok güzel bir duygu. Bu maç dediğim gibi umuyorum çok uzun sürecek bir galibiyet serisinin ilki olur. Neyse... 60. dakikada Malouda'yla golü bulduktan sonra da birçok pozisyon yakaladık fakat değerlendiremedik. Rakibin de bulduğu çok kritik pozisyonlar vardı. Özellikle attığımız golden 1 dakika sonra kaçırdıkları muhteşem bir şut vardı ki atsalar belki her şey daha farklı olabilirdi. Ama tabii iyi ki atamadılar.

Bu maç gerçekten çok önemliydi. Aldık... Bu galibiyet çok şey katacak tüm takıma. Artık tam anlamıyla başlıyoruz. Çünkü performans onu gösteriyor. Gerçekten devamı gelecek bunun. Şimdi önümüzde Pazar günü yine Stamford'da Aston Villa maçı var. Ivanovic bugün gördüğü sarı karttan dolayı o maçta kart cezalısı durumuna düştü. O olmayacak. Büyük ihtimalle onun yerine Ferreira'yı kullanacaktır Ancelotti. Belki de Bruma'yı kullanır ama sanmıyorum. Bakalım, göreceğiz. Hafta sonu görüşmek üzere.

PL 20. Hafta: Chelsea - Bolton / Maç Öncesi

Maça yaklaşık 5 saat kaldı. Gerçekten çok önemli bir maç olacak bizim için. Artık o 10 Kasım'dan beri beklediğimiz galibiyete ulaşmamız gerek. Hep aynı şeyi söylüyoruz bakalım inşallah bugün alırız istediğimiz 3 puanı. Kadroya gelecek olursak:

Cech
Bosingwa - Ivanovic - Terry - Cole
Ramires - Essien - Lampard
Anelka - Drogba - Malouda

Ancelotti maç öncesi basın toplantısında Lampard'ın tekrar bir 90 dakika daha oynayabileceğini çünkü tam olarak hazır olduğunu söyledi. 3 ay sahalardan uzak kalmanın kolay olmadığını ve maç oynayarak tekrar güçleneceğini belirtti. Ayrıca taktiksel olarak Bolton maçına Arsenal maçından önce hazırlandıklarını ve bu konuda bir problemin olmadığını söyledi. Tek problemin Arsenal maçından sonra tam olarak kendimize gelmemiz için yeterli zamanın olmadığını belirtti.

28 Aralık 2010 Salı

Ancelotti: "İnancımız Yok"

"Birçok pas hatası yaptık ve hiç iyi oynayamadık. İkinci yarıya kötü başladık, 3 dakikada 2 gol yedik ve zaten bundan sonra da oyunu çevirmek imkansızdı.

İyi bir karşı oyun sergiledik fakat yetersizdi. Zor anlar yaşamaya devam ediyoruz ama 2 gün içinde bir maçımız daha var ve bu maçta değişebiliriz.

Daha iyi olmasını dilerdim. Takım bu 2 hafta boyunca çok iyi çalıştı fakat yeterli gelmedi. Çok iyi oynayamadık, oyuna %100 odaklanamadık. İlk yarı defansif olarak iyiydik ama ileriye iyi çıkışlar yapamadık.

Bu performansa şaşırdım çünkü hafta içi çok iyi bir çalışma dönemi geçirdik. Endişeliyim çünkü 6-7 maçtır kazanamıyoruz. İstediğimiz takım oyununu göremiyorum. Oyunumuzu oynamak için çok zorlanıyoruz. İşte endişem bu. Bu da çok normal.

Açıkçası maçı izlediyseniz inancımızın olmadığını görürsünüz. Uyuyorduk. Bu takımın bir gerçeği. İyi bir takıma karşı oynuyorsanız ve uyursanız, kaybedersiniz."

27 Aralık 2010 Pazartesi

PL 19. Hafta: Arsenal 3 - 1 Chelsea

Bugün Emirates'ten çıkarabildiğimiz skor bu: 3-1. Bu mağlubiyetle birlikte zaten zor olan işleri iyice zora soktuk. İlk 6 hafta sonunda yaptığımız 2010-11 sezonu şampiyonluk planları şimdi yerini tamamen imkansızlığa bırakıyor. Aslında bu tamamen bizim elimizdeydi, bu haftaya kadar o performansı sürdürüp adımızı bir kez daha şampiyonluk için yazdırma yolunda sendelemeden ilerleyebilirdik. Ama yapılması gereken şeylerin çoğunu yapamayınca ve üstüne takımın çok önemli oyuncularının sakatlıklarıyla boğuşmak zorunda kalınca ortaya çıkan sonuç da bu oluyor.

Maçla ilgili bir şeyler söyleyecek olursak ilk yarı iki tarafında pozisyonlar bulduğu ama çoğunlukla Arsenal'in iyi oyunuyla geçen bir 45 dakika oldu. Devrenin sonlarına doğru kargaşadan bir gol buldular. Ama bu, bizim bu kritik maçı almamız için bir engel değildi tabii ki. İkinci yarı çıkıp iki golle işi bitirebilirdik. Ama hiç de öyle olmadı. Arsenal ikinci 45 dakika çıktı sahaya ve 2 dakikada 2 golle işi bitirdiler. 3-0'dan sonra ne yapılabilir ki zaten. Yaklaşık bir 5 dakika sonra Ivanovic'in kafasından güzel bir gol bulduk ama o çöken moralle hem de Emirates'te nasıl kolay kolay çevrilebilir bir maç. Gerçekten çok zor. Ki zaten çeviremedik ve 90 dakikayı 3-1'lik skorla bitirdik. Aslında 3 golü yedikten sonra pek de fena oynamadık ama oyun puan getirmiyor sonuçta. İcraat yani gol ve skor üstünlüğü gerek. Sonuç olarak 0 puanla bu haftayı da geçirdik. Artık galibiyetsiz kaçıncı haftamız tam olarak bilemiyorum. Yani saymıyorum artık. Galibiyete öyle hasretiz ki...

Galibiyete hasretiz tüm Chelsea taraftarları olarak ama artık galibiyetler arka arkaya gelmedikçe bu sene şampiyonluk gerçekten çok zor. Öndeki 3 takım da arayı çok fena açmakta. Özellikle lider Manu önemli puan bir farkıyla 1.'liğini sürdüyor. Denecek bir şey yok. Her hafta artık bu hafta başlayacağız diyoruz ama bir türlü olmuyor, galibiyet gelmiyor.

Çarşamba günü Stamford'da Bolton'u ağırlıyoruz. Umarım galibiyet gelir demek istiyorum ama çok boş bir laf artık. Kaç haftadır diyoruz fakat bir türlü gelmiyor o galibiyet. Ama biz yine de diyelim: Umuyoruz ve tüm kalbimizle, Chelsea taraftarları olarak galibiyetin gelmesini diliyoruz. Ve istiyoruz ki artık bir son verelim şu çöküş dönemine.

Mikel: "Hazırız ve Ne Yapacağımızı Biliyoruz"

"Umuyorum ki bugün yine aynı şey olacak. Genellikle Arsenal'e karşı iyi bir oyun sergileriz ve umarım yine bunu gerçekleştiririz. Eğer böyle oynarsak 3 puanı alacağımıza eminim.

Arsenal hep Arsenal. 4 büyük takıma karşı da iyi sonuçlar alarak ligde iyi bir yerde olmaya çalışıyorlar. Ama yine son zamanlarda düşüş içindeler.

Bunlara rağmen Arsenal iyi bir takım. Şu an iyi oynuyorlar ve bu yarışın içinde kalabilmek için iyi sonuçlar alıyorlar.

Eğer şimdi Arsenal'den konuşacaksak Nasri'den de mutlaka söz etmeliyiz. Şu anki en iyi oyuncuları Nasri. Takımın yıldızı. İzlenmesi gereken bir oyuncu.

Jack Wilshere muhteşem bir genç yetenek, Alex Song da uzun zamandır o takımda ve o da çok iyi. Ama geçen hafta iptal olan maçın bize çok yararı olacak. Çalışmak için çok zamanımız oldu. Biliyoruz ki her şeyi birlikte takım olarak yapıyoruz. Kondisyonumuzu yükseltiyoruz, taktiksel tavsiyeler alıyoruz... Bu maçta da gerçekten hazır ve ne yapacağını bilen bir takım sahada olacak."

24 Aralık 2010 Cuma

Premier League'de 19. & 20. Hafta Programı

26 Aralık 2010 - Pazar
14:00
Fulhan - West Ham Utd
17:00
Blackburn - Stoke City
Blackpool - Liverpool
Bolton - WBA
Everton - Birmingham
Manu - Sunderland
Newcastle Utd - Man City
Wolves - Wigan
19:30
Aston Villa - Tottenham
---------
27 Aralık 2010 - Pazartesi
22:00
Arsenal - Chelsea
---------
28 Aralık 2010 - Salı
17:00
Man City - Aston Villa
Stoke City - Fulham
Sunderland - Blackpool
Tottenham - Newcastle Utd
WBA - Blackburn
19:30
West Ham Utd - Everton
22:00
Birmingham - Manu
---------
29 Aralık 2010 - Çarşamba
21:45
Chelsea - Bolton
Wigan - Arsenal
22:00
Liverpool - Wolves

19. ve 20. hafta programlarını birleştirerek yazdım. Çünkü 3-4 günde 2 maç oynayacak bütün takımlar. Biz de 3 gün içinde önce Arsenal deplasmanına gideceğiz. Sonra ise Stamford'da Bolton'u ağırlayacağız. Çok kritik iki maç bizi bekliyor. Şu 3 günün sonunda elimizde 6 puanla dönebilirsek harika bir çıkış olur bizim için. Gerçekten muhteşem olur. Pazartesi günü saat 22:00'da Emirates Stadı'nda olacağız. Bu sezon daha önce Arsenal'le 7. haftada karşılaşmıştık ve 2-0'lık güzel bir skorla ayrılmıştık sahadan. Yine böyle bir sonucu Emirates'ten çıkarabileceğimize eminim. As kadromuzu yeniden sağladık. Güzel bir galibiyetle Arsenal'i lig tablosunda arkamızda bırakabiliriz. Ve 3 gün sonra yani Çarşamba günü saat 21:45'te Bolton'la karşı karşıya geleceğiz. Bolton da bu sene iyi bir performans sergiliyor. Şu anda 26 puanla 7. sıradalar. Oynadıkları son 3 maçın ikisinde yenildiler (Man City ve Sunderland'e). Biz de Arsenal maçından sonra herhangi bir sakatlık veya cezalı sorunu ya da aşırı bir yorgunluk olmazsa rahat bir galibiyet alabiliriz. Gerçekten dediğim gibi bu iki maçtan 6 puanla ayrılmamız gerek. Çok çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Bizim için bu zorlu dönemi atlatıp tekrar çıkışa geçmek için kötü bir fikstür gibi gözükebilir 3 günde 2 tane çok kaliteli takımla oynanacak maçlar, fakat eninde sonunda bu maçlar oynanacak zaten. Ha şimdi, ha sonra. Ne kadar zorlu olursa olsun bunu başarabilecek bir takım Chelsea. Gerçekten bu sene de şampiyon olabileceğimize çok inanıyorum. Umarım bunu, bu iki maçı alarak sadece kendimize değil herkese kanıtlarız.

23 Aralık 2010 Perşembe

Ertelenen ManU Maçıyla İlgili Duyuru

Geçtiğimiz Pazar günü oynanması gereken fakat yoğun kar yağışından dolayı ertelenen Chelsea - Manu maçının yeni tarih ve saati açıklandı: 1 Mart 2011 Salı günü, saat 22:00

Terry: "Kenetlenme Zamanı"

"Önemli zamanlarda önemli oyuncularımızdan yoksun kaldık. Şu Noel döneminde bütün oyuncularımızı fit tutmamız gerek. 3 günde 2 maç oynayacağız.

Eskiden rotasyona uygun geniş bir kadromuz vardı. Şimdi ise durum böyle değil. Çoğu oyuncumuz genç ve şimdi herkesin beraber olup bundan itibaren de her zaman olacağımız gibi kenetlenme zamanı.

Zorlu dönemi atlatmaktayız. Bundan sonra devam edip diğer takımların hata yapmalarını bekleyeceğiz."

21 Aralık 2010 Salı

Kakuta 2015'e Kadar Chelsea'de

Gael Kakuta, kendisini takıma 4,5 yıl daha bağlayacak sözleşmeye bugün imzasını attı. Her iki taraf için de güzel bir karar. Kakuta çok istikrarlı bir futbolcu olmasa da şans bulduğu zaman bir şeyler yapmaya çalışan hırslı bir insan. Henüz 19 yaşında... Gelecekte bu istikrarı sağlayacağına inanıyorum. Sonuçta Kakuta ve kulüpteki onun gibi diğer gençler (Sturridge, McEachran, Van Aanholt vb.) geleceğin Chelsea'sini oluşturacak adamlar. Tabii hep yüksek düzeyde ve bu takımda oynayan bir oyuncuya yakışır bir performans ortaya koyabilirlerse.

Kakuta'nın imza törenindeki açıklamaları:

"16 yaşında Chelsea'ye geldiğimde tek düşündüğüm şey as takımın bir parçası olabilmekti. Şimdi birçok kez as takımla sahaya çıktım. Bu 4,5 yıllık kontratı imzalıyorum ve mutlaka ilk 11 oyuncusu olmam gerekiyor bu süreç içinde. Böylelikle rüyalarım gerçek olacak.

Menajer bana oynamam için uygun zamanı gösterdi ve ben de aynı şekilde düşündüm. En iyisini yapmam, daha sık oynamam ve çalıştırıcımıza takım için yeterli olduğumu göstermem gerek.

Gençken Şampiyonlar Ligi'nde oynamak gerçekten bir rüyadır. Umarım daha fazla maçta oynarım.

Tecrübeli oyuncularla beraber oynamak her zaman çok iyidir. Daha hızlı öğrenir ve kendinizi daha hızlı geliştirirsiniz."

20 Aralık 2010 Pazartesi

Gourlay: "Öğreneceğiz"

"Bu dönemden (10 Kasım'dan beri kazanamıyoruz) çok şey öğreneceğiz. Bu inanılmaz çekişmeli ligde her maçı kazanmak zordur.

Formumuzu kaybettik. Her şey çok güzel gidiyordu. Özgüvenimiz yüksekti ve sonra 3-4 önemli oyuncumuzu kaybettik. Her şey bundan sonra oldu.

Şampiyonlar Ligi'nde tüm ekip ve Carlo'yla birlikte çok deneyimliyiz. Oyuncularımız da bu konuda çok deneyimliler."

18 Aralık 2010 Cumartesi

ManU Maçı Ertelendi !

Yarın Manu ile oynayacağımız kader maçı niteliğinde olan karşılaşma Londra'daki yoğun kar yağışı nedeniyle ertelendi. Yeni tarih ve saat belli olunca paylaşacağım.

17 Aralık 2010 Cuma

Rakip Kopenhag !

Bugün yapılan Şampiyonlar Ligi Son 16 eşleşmelerinde rakibimiz Danimarka'nın en güçlü takımı Kopenhag oldu. Bizim için çok şanslı ve güzel bir kura oldu diyebiliriz. Ama tabii diğer alternatifleri düşününce bunu diyebiliyorum. Yoksa Kopenhag takımı da gerçekten çok kaliteli bir ekip. Barcelona'nın olduğu gruptan, oynadıkları maçlardan gayet iyi sonuçlar alarak 10 puanla 2. çıktılar. Danimarka Ligi'nde şu an tam 19 puan farkla liderler. Yani gayet iyi bir takımla oynayacağız. Yüksek kalitede, Şampiyonlar Ligi'ne yakışır maçlar izleyeceğiz.

Diğer eşleşmeler:

AS Roma (ITA) v FC Shakhtar Donetsk (UKR)
AC Milan (ITA) v Tottenham Hotspur FC (ENG)
Valencia CF (ESP) v FC Schalke 04 (GER)
FC Internazionale Milano (ITA) v FC Bayern München (GER)
Olympique Lyonnais (FRA) v Real Madrid CF (ESP)
Arsenal FC (ENG) v FC Barcelona (ESP)
Olympique de Marseille (FRA) v Manchester United FC (ENG)

Ancelotti, eşleşme hakkında...

"İyi bir kura olduğunu düşünüyorum ama Kopenhag gruplarda iyi bir performans gösterdi.

Barcelona'yla evlerinde oynadıkları maçta berabere kaldılar. Deplasmanda da çok iyi bir oyun sergilediler.

Şampiyonlar Ligi'nde fazla tecrübeleri yok ama dikkat etmeliyiz. Çünkü bu oyun için mental olarak çok iyi hazırlanıp gelebilirler. Şu an Danirmarka Ligi'nde kış arası (Mart'a kadar) ve maçtan önce iyi bir antrenman dönemi geçirebilirler. Bu bir avantaj olabilir onlar için."

...ve Malouda:

"Maça çıkana kadar nasıl bir kura olduğunu asla bilemezsiniz.

Barcelona'yla oynamaktan iyidir ama Kopenhag da grup aşamasının sürpriz takımlarından biri oldu.

Özellikle oradaki maç zor olacak, buna hazır olmalıyız. Maçlara kadar olan dönemde kış aramız yok, bu yüzden o maçlar geldiğinde hazır olduğumuzdan emin olmalıyız."

Premier League'de 18. Hafta Programı

18 Aralık 2010 - Cumartesi
14:45
Sunderland - Bolton
17:00
Arsenal - Stoke City
Birmingham - Newcastle Utd
Blackburn - West Ham Utd
Wigan - Aston Villa
19:30
Liverpool - Fulham
---------
19 Aralık 2010 - Pazar
14:00
WBA - Wolves
15:30
Blackpool - Tottenham
18:00
Chelsea - Manu
---------
20 Aralık 2010 - Pazartesi
22:00
Man City - Everton

Geldik 3 haftalık kader fikstürünün 2. maçına... Geçen hafta bu 3 maçtan (Tottenham-Manu-Arsenal) ilki olan Tottenham deplasmanından beraberlikle ayrıldık. Tabii ki bu bizim için hiç de iyi bir skor ve durum değil. Neyse... Artık o haftayı unutmalı ve önümüzdeki her maçtan sadece 3 puanla ayrılmak için oynamak zorundayız. Liderlik yarışından kopmamak istiyorsak bu şart. Aslında bu cümleyi kuracağım aklıma bile gelmezdi 5.-6. haftada ama artık öyle bir durumdayız ki son 7 maçtan sadece 1 galibiyet çıkarabildik. Üstelik çoğu da çok rahat yenebileceğimiz rakiplere karşı. Dediğim gibi artık onlar geçmişte kaldı ama üzerimizdeki etkisi büyük oldu ve bir an önce buna dur deyip tekrar bir ivme kazanmak için bu haftaki Manu maçı büyük fırsat. Üstelik bu maç neredeyse tam kadro sahada olacağız diyebiliriz. Lampard'ın hazır olması biraz uzun sürdü ama tam da maçına yetişti. Göstersin geri döndüğünü bize ve diğer takımlara. Tahmini kadro: Cech, Ferreira-Ivanovic-Terry-Cole, Ramires-Essien-Lampard, Anelka-Drogba-Malouda. Bakalım, geleceğimiz için çok önemli olan bu maçta neler olacak, nasıl bir sonuç ortaya çıkacak hep birlikte göreceğiz.

15 Aralık 2010 Çarşamba

"Son 16"daki Rakibimiz Belli Oluyor

Şampiyonlar Ligi'nde son 16'ya kalan takımların eşleşmeleri cuma günü TSİ 13:00'da belli oluyor.

6'da 5 yaparak lider olarak çıktığımız F Grubu'ndan sonra yolumuza hangi takımla devam edeceğiz henüz belli değil, cuma günü belli olacak dediğim gibi ama "Rakibimiz kim olabilir?" sorusunun cevabı belli. İşte muhtemel rakipler:

Inter
Lyon
Valencia
København
Roma
Milan

Hepsi birbirinden zorlu 6 takım yukarıda duruyor... Şampiyonlar Ligi'nde nasıl oynadıkları konusunda tam olarak bir fikrim olmasa da sanıyorum Kopenhag'ın gelmesi iyi bir kura olacaktır bizim için. En azından geçen seneki gibi son 16'dan dönmeyiz evimize. Bakalım... Cuma günü öğreneceğiz.

Ayrıca maçların ilk ayağı 15-16 ve 22-23 Şubat, ikinci ayağı ise 8-9 ve 15-16 Mart 2011 tarihlerinde oynanacak.

13 Aralık 2010 Pazartesi

Lampard: "En İyimizle Bu İşi Başarabiliriz"

"Eğer maçları aynı Tottenham maçındaki gibi bir ruhla oynarsak ligi kazanmamız konusunda bir şüphe olamaz. Çünkü takım olarak yüksek bir kaliteye sahibiz.

Sakatlıklar bizi çok zorluyor. Ama eğer böyle oynamaya devam edersek bu işi başaracağımıza tamamen inanırım.

Gerçekten çok zor. Bu hafta önümüze Man City de geçti. Zaten Manu ve Arsenal vardı. Ayrıca bir de arkadan Tottenham gibi takımlar da bizi zorluyor.

En iyimizi göstermek zorundayız. Düşünüyorum ki eğer en iyi şekilde oynarsak işte o zaman yolumuza devam edip bunu kazanabiliriz."

12 Aralık 2010 Pazar

PL 17. Hafta: Tottenham 1 - 1 Chelsea

Bir "Oh!" çekemedik. Tam da artık 3 puan geliyor, şöyle güzel bir oh çekip rahatlayacağız, tekrar kendimize geldiğimizi hissedeceğiz derken ilk golü atan Drogba, penaltıyı kaçırınca yine bütün umutlar haftaya kaldı. Tabii yavaş yavaş ligin zirvesinden de uzaklaşarak.

Maça bakacak olursak ilk yarı iyi, ikinci yarı ise çok iyiydik diyebiliriz. Yani 90 dakikayı böyle özetleyebiliriz. Çok kritik pozisyonlar bulduk her iki yarıda da. Özellikle Kalou'yla bulduğumuz birçok pozisyon vardı ama değerlendiremedik. Yine bir Drogba'yla başlamama durumu yaşadık aynı Liverpool maçında olduğu gibi. Ama ikinci yarıya yenik başlayacak olmamız Ancelotti'yi aynen o maçtaki gibi harekete geçirip Drogba'yı oyuna sokmasına neden oldu. Bilemiyorum Drogba oyuna ilk yarı başlasaydı her şey farklı olur muydu ama oyunda olduğu dakikalar çok iyiydi bence. Takımın atak gücünü çok etkiledi, katkı sağladı. Zaten attığımız golde onun o marifetli ayaklarından geldi. Ah bir de son dakikadaki penaltıyı atmış olsa şu an öyle bir rahatlayacaktık ki... Gerçekten muhteşem bir galibiyet serinin başlangıcı olabilirdi bugünkü maç.

Rakibin golüne gelecek olursak biliyorum o pozisyonun başlangıcında Defoe açık bir şekilde ofsayttaydı ama hakemlerin bunu göz ardı etmesi ve pozisyonun devamında golü yememiz belki de ofsaytı görüp de devam ettiren hakemin içine oturmuştur diye düşünüyorum. Yani kısacası geçen haftaki kadar olmasa da bugün de hakem mağduru olduk diyebiliriz.

Aslında maçı tekrar düşündüğümüzde sadece son 5 dakikayı izlesek bir şey kaybetmeyiz. Çünkü sonuçta o ana kadar maç berabere gidiyordu -tabii oyun olarak değil skor olarak-. Penaltı olduğunda her şey penaltıyı kullanacak olan adamın, Drogba'nın ellerindeydi. Sadece penaltıyı atıp 3 puanı hanemize yazdıracaktı. Ama Gomes doğru tarafı seçip atlayınca dediğim gibi umutlar da bitti.

Ayrıca bugün Lampard da uzun bir aradan sonra, yaklaşık bir 15 dakika oynadı. Tabii o kadar aradan sonra hem de 15 dakika içinde ne kadar etkili olabilir bir oyuncu. Umarım haftaya Manu karşısında ilk 11'de başlar maça ve eski gücüne kavuştuğunu gösterir.

Şimdi yapılacak tek şey önümüzdeki 2 maçtan -Manu ve Arsenal- 6 puanı alıp liderlikten uzaklaşmadan, belki de tekrar oraya, ait olduğumuz yere dönerek yolumuza devam etmek. Ancelotti'nin de dediği gibi kaderimiz bu maçlara bağlı. Tottenham'dan iyi dönemedik belki ama şans hala bitmiş değil. Kaderimiz bizim ellerimizde, yani ayaklarımızda. Daha sonra görüşmek üzere.

11 Aralık 2010 Cumartesi

Ancelotti: "Roman ve Oyuncular Arkamda"

"Çarşamba günkü maçtan sonra Roman'la (Abramovic) konuştum. Bana tam destek verdi ve takımın problemlerini anladığını söyledi. Kulüpteki herkese bütün desteğini vermekte çok iyi.

İşimle ilgili bir korkum yok. Bütün oyuncularımdan destek görüyorum ve bu en önemli şey.

Bu desteklerden dolayı her şeyin düzeleceğine eminim.

Herkes biliyor ki şu an bizim için pek iyi bir dönem değil. Bir an önce değişmek için her şeyi yapmalıyız. Çünkü takım şu an pek mutlu değil. Bunu (ilerlemeyi) gerçekleştirmek için çok çalışıyorlar. Kolay şeyler bile çok zor bizim için şu anda. Ama güvenimizi kaybetmemeliyiz.

Sakin kalmalı, korkmamalıyız. Çünkü bu (korku), futbolda kötü bir dönem yaşadığınız zamanlarda olan bir şeydir.

Şimdiki hedefimiz önümüzdeki 3 maç: Spurs, Manu ve Arsenal. Kaderimiz bu maçlara bağlı.

Liderlik savaşı için yeterli yeteneğe sahibiz. İlerlemeye Spurs maçıyla başlayacağız. Bilmiyorum mümkün mü ama elimizden gelenin en iyisini yapacağız.

Antrenman sahasında özgüvenimizi geliştirmeliyiz, defansif ve ofansif olarak. Bundan başka yok bilmiyorum (düzelmek için).

Mutlu değilim. Sadece Chelsea kazandığında mutlu olabilirim. Ama bu, şu an motive değilim anlamına gelmiyor.

Şu anda herkes Chelsea'nin liderlik savaşı için yeterli olmadığını düşünüyor. Çünkü son maçta iyi değildik ama ben tekrar bu savaşın içinde olacağımızı düşünüyorum."

10 Aralık 2010 Cuma

Futbol Efsaneleri #10

Pelé (Brezilya)
1970 Dünya Kupası finalinde (Brezilya 4-1 İtalya) attığı golden sonra

Premier League'de 17. Hafta Programı

11 Aralık 2010 - Cumartesi
17:00

Aston Villa - WBA
Everton - Wigan
Fulham - Sunderland
Stoke City - Blackpool
West Ham Utd - Man City
19:30
Newcastle - Liverpool
---------
12 Aralık 2010 - Pazar
15:30

Bolton - Blackburn
Wolves - Birmingham
18:00
Tottenham - Chelsea
---------
13 Aralık 2010 - Pazartesi
22:00

Manu - Arsenal

Geldik 17. maçlara... Geçtiğimiz 4 haftada kolay rakiplerle oynadığımız ve çok rahat kazanmamız gereken maçlardan elimiz boş döndük. 12 puanlık fikstürden sadece 2 puan alabildik. Yapılması gerekeni, kalitemizin gerektirdiği şeyi yapamadık. Şimdi önümüzde ligin en kritik dönemi diyebileceğimiz bir fikstür var: Tottenham-Manu-Arsenal maçları... Bunlardan ilki, yani Tottenham maçı Pazar günü. Çok zorlu bir maç olacak. Rakip çok moralli. Son 5 lig maçında yenilmediler, üstelik Arsenal, Liverpool gibi önemli takımları mağlup ettiler. Ayrıca hafta içi Şampiyonlar Ligi'nde Inter'in olduğu gruptan birinci olarak çıktılar. Yani bizim için durum pek iyi değil. Bir de üstelik White Hart Lane'e gidiyoruz, 2005'ten beri kazanamadığımız yere. Ama buradan çıkarılacak bir 3 puan tam bir altın değerinde olacak. Çünkü bu hafta bir de Manu-Arsenal maçı var. Oradan çıkacak bir beraberlik çok çok işimize yarayabilir, bu haftayı çok karlı bir şekilde kapatabiliriz. Ama dediğim gibi işimiz gerçekten çok zor. Bu haftaki kadroya gelecek olursak kalece Cech, defansta Ferreira-Ivanovic-Terry-Cole, orta sahada Essien-Mikel-Malouda, ileride Anelka-Drogba-Kalou. Görüldüğü gibi Bosingwa sakat, bu hafta yok. Lampard ise uzun bir aradan sonra oyunun bir bölümünde oynayabilirmiş. Ama kesin değil. Tam olarak hazır olmasını iple çekiyoruz kaç haftadır, bu nasıl iş anlamadım. Bu kadar uzun mu sürer tekrar form tutma dönemi. Artık dönsün, göstersin etkinliğini ve tekrar bizi sezon başındaki günlere götürsün. Maçtan sonra görüşmek üzere.

8 Aralık 2010 Çarşamba

ŞL: Marsilya 1 - 0 Chelsea

Yine umduğumuzu bulamadığımız bir maç oldu. Ligdeki salgın buraya da sıçradı diyebiliriz. Ama en nihayetinde gruptan 15 puanla lider çıkarak Şampiyonlar Ligi'ndeki yolumuza devam ediyoruz.

Bugün açıkçası bizi yakan tek şey hakem oldu. Maçı izlemeyenler sonuca bahane aradığımı düşünebilirler ama gerçekten de öyleydi. 16. dakikada çok çok net bir penaltımızı vermedi hakem. Üstelik önce penaltı kararı verip sonra yardımcısına danışarak kararını korner olarak değiştirdi. Bu çok açık penaltıyı gole çevirip maçın başında üstünlüğü yakalasaydık kesinlikle maçın gidişatı çok farklı olurdu. Zaten Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk maçına çıkmış hakem; tecrübesiz olduğu her halinden belliydi. Hatası sadece bu pozisyonda değildi üstelik. Maçın genelinde bir hakimiyet eksikliği, kararlarda emin olamama vardı. Bence her ne kadar artık gruptaki yerler kesinleşmiş olsa da Marsilya-Chelsea gibi bir maça verilmeyecek bir hakemdi.

Tabii sadece hakem konuşmak doğru değil. Maçı genel olarak değerlendirecek olursak yine çok fazla gol pozisyonu bulamadığımız fakat Marsilya deplasmanı için bu kadroyla iyi sayılabilecek bir oyun oynadığımıza inanıyorum. En iyi şekilde performansımızı gösterdiğimiz bölümler ilk yarının 15 ve 45. dakikaları arası ve ikinci yarının ilk 10 dakikası diyebiliriz. Bu anlarda diğer bölümlere göre daha çok pozisyona girdik. Onun dışında ortalama bir oyun ortaya koyduk. Marsilya ise maçta çoğu zaman hakimiyetini kurdu. Kimi zaman çok iyi ataklarla geldiler, iyi pozisyonlar yakaladılar. 80'de de golü buldular. Oyuncu performanslarına bakacak olursak özellikle Valbuena'yı bugün çok beğendim diyebilirim. Onları da bu oyunlarından ve gruptan 2. olarak çıkmalarından dolayı tebrik ediyorum.

Ayrıca bugün maç dışında kaybettiğimiz bir şey de eğer bu maçtan da galibiyetle ayrılsaydık Şampiyonlar Ligi gruplarında 6'da 6 yapan ilk İngiliz takımı olacaktık. Ama olmadı. Neyse... Şimdi önemli olan lig; hem de önümüzde çok çok önemli 3 maç ardı ardına bizi bekliyor. Bu maçları bir sıralayalım:

12 Aralık - Tottenham deplasmanı
19 Aralık - Manu'yla Stamford'da
27 Aralık - Arsenal deplasmanı

Bu maçlara çıkarken parola mutlak galibiyet olmalı. Zaten isterse olmasın, başka şansımız yok. 3'te 3 yapıp Chelsea olduğumuzu artık hatırlamamızın zaman geldi diye düşünüyorum. Bu hafta bu seriyi Tottenham'la açacağız. Buna inanıyorum. Sonraki yazıda görüşmek üzere.

7 Aralık 2010 Salı

JT, 30 Oluyor !

Kaptan, bugün 30 yaşına giriyor. Bu yaş, bir kaptan ve defans oyuncusunun tam dönemi aslında. Hem tecrübe dolu muhteşem futbol anlayışına sahip hem de defansta ne yapacağına artık bütün bu tecrübelerle daha rahat ve kolay karar verebilen bir isim Terry... Olgunlaştıkça da bunu geliştirmeye devam ediyor. Doğum günün kutlu olsun JT Captain, Leader, Legend.

5 Aralık 2010 Pazar

Ancelotti: "Endişeliyim"

"Hayal kırıklığına uğradım ve üzgünüm. Ama sadece sonuçtan dolay değil. İlk yarı güzel futbol oynadık. İkinci yarı ise tamamen farklıydı. Sürekli uzun top oynadık. Biraz da korkmuş gibiydik. Bundan hiç hoşlanmadım.

Özel bir futbol oynamak için çalışıyoruz ama bunu neden değiştirdiğimizi anlamıyorum. Buna tekrar bakıp, anlayıp, eski haline çevirmeliyiz.

Problemin konsantrasyon eksikliği olduğunu düşünmüyorum. Herkes bu maçın, hala içinde bulunduğumuz zor durumdan kurtulmamız için çok önemli olduğunu biliyordu.

Antrenmanlarda gün gün daha iyi çalışmalar yapıp şimdikinden daha sıkı çalışmalıyız. Bu durumdan kurtulmanın bildiğim tek yolu bu.

Problem sahada oluyor. Bunu çözmeye çalışmamız gerek. İlk yarı iyi bir ruh yakaladık. Oyuncular konsantre bir şekilde ve iyi bir taktik disiplini ile oynuyorlardı. Fakat ikinci yarı korktular ve uzun toplar oynamaya başladılar.

Genel olarak defansta ve ikinci yarı daha iyi olmamız gerekiyordu. Bizim oynadığımız yanlış bir futboldu.

Endişeliyim çünkü birçok oyunu kazanamadık. İkinci yarı tamamen hatalıydık. Daha iyisini yapmalıyız."

Oylar Drogba'ya !

BBC'nin her sene düzenlediği Yılın Afrikalı Futbolcusu ödülünün bu seneki adayları Asamoah Gyan, Andre Dede Ayew, Samuel Eto'o, Yaya Toure ve Didier Drogba. 2006'da Essien'in kazandığı bu ödülü geçen sene de yine aday olan Drogba kazanmıştı. Umarız bu sene de kazanır. Sonuçlar 17 Aralık'ta belli olacak. Haydi, oylar Drogba'ya...

4 Aralık 2010 Cumartesi

PL 16. Hafta: Chelsea 1 - 1 Everton

Yine puan kaybı. Alıştık artık. 3 maçlık puan kaybı serisi bununla birlikte 4'e çıktı. Ayrıca Arsenal'in Fulham'ı mağlup etmesiyle 3. sıraya düştük. Sezon başını hatırlıyorum da öyle bir başlangıç olamaz demiştim. Muhteşemdik. Bir de şimdiye bakıyorum. İnanılmaz gerçekten. Böyle bir dengesizlik pek fazla görülen bir şey değildir sanıyorum.

Maça gelecek olursak, ilk yarı gayet iyi denebilecek, topa genel olarak hakim olduğumuz bir 45 dakika oldu. İki takımında iyi mücadele gösterdiği, çoğunlukla bizim ataklarımızla geçen devrede sonlara doğru Anelka'yla bulduğumuz penaltıyı Drogba gole çevirdi ve soyunma odasına iyi bir şekilde gitme imkanı yakaladık. Bütün taraftarlara ilk yarı, artık bugün galibiyet geliyor dedirtmiştir diye düşünüyorum.

İkinci yarı ise açıkçası ilk yarıdaki performansımızın yarısını bile gösteremedik. Topa hakimiyetimiz çok azdı. Pozisyon açısından rakibin üstün olduğu bir devre izledik. Gerçekten kötüydük diyebiliriz ikinci yarı için. Çok kritik pozisyonlar yakaladı Everton ve maçın sonlarına doğru 58. dakikada Saha'nın yerine oyuna giren Beckford'la golü buldu. İkinci yarıdaki oyunlarıyla bunu hakettiler diye düşünüyorum. Geç buldular (85'te) ama bulmaları gereken bir goldü zaten. Biz ise golden sonraki sürede de etkisizdik. Oyuna giren Sturridge ve Ramires de pek bir etkinlik gösteremedi. Cech'in gözüne kramponunu sokan Cahill'in yaptığı bu hareketten dolayı oyun 7 dakika uzadı. Bu sürede de bir baskı, rakip kalede önemli bir pozisyon bulduğumuz söylenemez. Kısacası ikinci yarıdaki oyunla beraber yine yandık, 1 puana razı olmak zorunda kaldık.

İlk yarıdaki oyunumuzu düşünecek olursak bütün oyuncularımız gerçekten iyiydi. Özellikle şunlar iyiydi diyemem. Ama Terry uzun süredir oynamamasına rağmen iyi bir performans serigledi. Bir de ilk yarıda Terry'nin direğe çarpan aşırtma tarzı şutuyla heyecanlanmıştık ama olmadı. Belki ilk yarıda 2-0'ı bulsaydık her şey çok farklı olabilirdi. Ama tabi keşkelerle konuşmak boş.

Artık ne yapılacak bilmiyorum ama bir an önce bir şey gerek. Bunun ne olduğunu gerçekten hiç bilmiyorum. Belki bir sihirli değnek... Ya da takım içinde önemli bir değişiklik gerekebilir. Şimdi olmasa bile en azından Ocak'ta böyle bir şey olabilir ki eğer düzelmemiz için bir değişiklik gerekiyorsa -takımın hangi alanında olduğu önemli değil- mutlaka yapılmalı.

Hafta arası Şampiyonlar Ligi gruplarında artık tamamen bir formalite maçı olacak Marsilya'ya konuk oluyoruz. Grupta liderliği garantiledik zaten, onu geçelim. Şimdi önümüzde çok çok önemli lig maçları var: Tottenham, Manu ve Arsenal maçları... Çok zorlu geçecek 3 maç. Yapılması gereken tek şey, bu üç maçtan da GALİBİYET almaktır. Çünkü başka yolu yok. Çünkü eğer böyle gitmeye devam ederse liderlikten uzaklaşıp Avrupa kupalarına kalma hesapları yapar halde bulacağız kendimizi. Umarım böyle bir şey olmaz. İnşallah... Daha sonra görüşmek üzere.

3 Aralık 2010 Cuma

Premier League'de 16. Hafta Programı

4 Aralık 2010 - Cumartesi
17:00
Arsenal - Fulham
Birmingham - Tottenham
Blackburn - Wolves
Chelsea - Everton
Man City - Bolton
Wigan - Stoke City
19:30
Blackpool - Manu
---------
5 Aralık 2010 - Pazar
15:30
WBA - Newcastle Utd
18:00
Sunderland - West Ham Utd
---------
6 Aralık 2010 - Pazartesi
22:00
Liverpool - Aston Villa

Sezonu yarılamamıza sadece 4 maç kaldı. Bu hafta Stamford Bridge'de Everton'u konuk ediyoruz. Açıkçası bu hafta Terry ve Essien'in dönüşüyle takım kendine gelmeye başlıyacaktır diye düşünüyorum. Çünkü bir takımda kaptanın yokluğu çok büyük eksidir. Hem mental olarak hem de Terry gibi bir oyuncu olunca bu, defansif açıdan da büyük eksiklik oluyor. Ayrıca Essien'in dönüşü de çok iyi oldu takım adına. Orta sahadaki etkinliğini bu maçta göstermesini bekliyoruz. Yaklaşık 3 aydır olmayan Lampard ve onun dışında Zhirkov da oynayamayacak. Alex ise ameliyat olduğu için 2 ay kadar sahalardan uzak. Sonuç olarak tahmini kadroya gelirsek, kalede Cech, defansta Bosingwa-Ivanovic-Terry-Cole, orta sahada Essien-Mikel-Ramires(Malouda) ve ileride Anelka-Drogba-Kalou oynayacak. Artık as kadrodan bir tek Lampard eksik diyebiliriz. Belki bir de Alex'i sayarsak 2 as eksiğiyle çıkacağız sahaya. Artık o 3-4 hafta önceki fazla sayıda eksikle baş etme derdi bitti sayılır. Biraz da Everton'dan bahsedecek olursak şu anda ligde 16.'lar ve durumları pek iyi değil. Son 5 haftada sadece 3 puan alabildiler ve sanıyorum ki yarın onları şöyle güzel bir oyunla mağlup etmemiz pek de zor olmayacak. Zaten durum her ne olursa olsun yenmeliyiz ki geçen hafta düştüğümüz ikinci sıradan bir an önce kurtulalım. Bunun için tabii ki öncelikle Manu'nun puan kayıplarını beklemeliyiz. Umarım bir an önce, fazla uzatmadan liderliğe muhteşem bir dönüş yaparız.

2 Aralık 2010 Perşembe

2018 Rusya & 2022 Katar

2018 ve 2022 Dünya Kupaları'nın ev sahipleri bugün yapılan törenle açıklandı.

2018 Dünya Kupası Rusya'da yapılacak. Açıkçası ben İngilitere'nin olacağını düşünüyordum ama öyle olmadı. Bir açıdan daha önce uluslararası bir futbol organizasyonu düzenlememiş olan bir ülkenin seçilmesi daha adaletli bir karar. Ama bu konuda tecrübeli olmamaları da başka bir durum. Hep birlikte nasıl bir turnuva hazırlayacaklar göreceğiz. Ayrıca bu karar Abramovic'i de sevindirmiştir diye düşünüyorum.

2022 Dünya Kupası ise Katar'da yapılacak. Çok ilginç bir turnuva olacaktır. Hem o kadar güçlü rakipleri arasından (ABD, Japonya, Güney Kore, Avustralya) seçilmiş olması hem de bir orta doğu ülkesinin ilk defa ev sahipliği yapacak olması turnuvayı daha değişik kılıyor. FIFA, Katar'ın seçilmesini hem yerel saatin her ülkeye uygun olması hem de maddi açıdan çok güçlü bir ülke olmasıyla açıkladı. Öyle düşününce Katar tabii ki diğer adaylar arasından rahatça sıyrılıyor. Onlara da bu yolda başarılar diliyorum.