31 Mart 2011 Perşembe

Benayoun: "Döndüğüm İçin Mutluyum"

Benayoun uzun sakatlığı sonrası bu hafta milli takımıyla maça çıktı. Tabii bu uzun süreden sonra tekrar form kazanmak zor. Ama yavaş yavaş maçlarda kısa süreli görevler alıp birkaç haftaya gücünü tam anlamıyla kazanacaktır.

"İsrail menajeri bana uzun süre sonra oynayabileceğimi söylediğinde çok mutlu oldum. 90 dakika oynayamayacağımı biliyordum ama bir 20-30 dakika tam performans oynayabileceğimi hissediyordum. Yeniden bir maça çıkmak için sabırsızlanıyorum."

29 Mart 2011 Salı

Milliler Dönüyor...

Milli maçlar nedeniyle kısmen boşalan Cobham, oyuncularımızın dönmesiyle tekrar doluyor...

Milli takımlarından dönen Terry, Lampard, Cole, Luiz, Ramires ve Essien Cumartesi oynanacak Stoke maçı için çalışmalara başladılar. Hala milli takımlarında olan futbolcular da hafta içinde takımımıza katılmaya devam edecekler.

28 Mart 2011 Pazartesi

Sturridge: "Chelsea'ye Dönmeyi İple Çekiyorum"

Sturridge şu anda Bolton'da kiralık oynuyor ve her maç çok iyi performanslar ortaya koyuyor. Şimdiye kadar Bolton'la çıktığı 6 maçta 4 gol attı. Sezon sonu Chelsea'ye geri dönmeyi iple çekiyor.

"Torres'in gelişinin beni etkileyeceğini düşünmüyorum. Drogba ve Anelka da harika oyuncular. Geri dönmeyi iple çekiyorum. Herkese neler yapabildiğimi gösterebilecek bir kapasitede olacağım.

Futbol, işte böyle mükemmel oyuncularla rekabet içinde olmak ve neler yapabileceğinizi göstermektir. Chelsea'ye her hafta bu seviyede oynayabileceğimi, bunun üstesinden gelebileceğimi göstermek istiyorum.

Bolton bana oynama ve ne yapabileceğimi gösterme şansı veriyor. Owen Coyle (Bolton menajeri) yönetiminde oynamayı seviyorum.

Kiralanmaya sıcak bakan isimlerden biri de bendim çünkü düzenli bir şekilde oynamak istiyordum. Kulüp beni kiralamakta isteksizdi ama bu konuda çok ısrar ettim."

25 Mart 2011 Cuma

Lucas Piazon Resmen Chelsea'de !

Haftalardır birçok sitede-blogda lafı geçiyordu fakat bugün kulüp tarafından resmen açıklandı: "Yeni Kaka" diye bahsedilen 17 yaşındaki Brezilyalı Lucas Piazon, Chelsea'yle anlaştı. Henüz sadece bir önsözleşme imzalandı. Ocak 2012'de resmi sözleşme imzalanacak ve şu an Sao Paulo forması giyen Piazon resmen Chelseali olacak.

Genç oyuncunun mevkisi orta sahanın ilerisi-forvet arkası. Şu sıralar U17 Güney Amerika Şampiyonasında Brezilya forması giyiyor ve 3 maçta 2 golü var.

İşte o şampiyonada attığı muhteşem bir gol>>>

24 Mart 2011 Perşembe

Milli Takım Kampından...

Kaptan Terry, Lampard ve Cole, Galler maçı için milli takımla hazırlıkta...


----------------------------

Kaptan, İngiliz Bayan Futbol Ligi oyuncularıyla selamlaşıyor.

23 Mart 2011 Çarşamba

Mourinho: "Sonraki İşim İngiltere'de Olacak"

"İngiltere'yi özlüyorum ve bir sonraki işim yine İngiltere'de olacak. Oradaki işim henüz bitmedi.

İngiltere'nin de beni geri istediğini düşünüyorum. Kariyerimin en eğlenceli zamanını orada geçirdim. Chelsea'de geçirdiğim dönem hem bir menajer hem de bir aile adamı olarak muhteşemdi. Ben ve ailem orayı çok sevdik. Birçok arkadaş edindik ve bağlantımızı hiç koparmadık.

Orada birçok başarı yaşadım ve bunları tekrarlamak isterim. Real Madrid'le 3 yıl daha sözleşmem var. Dünyanın en büyük kulübü Real Madrid ama aynı zamanda en zoru. Bana 3 kez teklifle geldiler. En sonunda hayır diyemedim ve buraya geldim.

İtalya'ya da gittim çünkü herkes orası için "taktiklerin merkezi" diyordu ve İtalya'yı da denemeye karar verdim.

Ama İngiltere benim için özeldir. İtalya'daki, İspanya'daki ve Portekiz'deki insanlar bana İngiltere'yi neden bu kadar çok sevdiğimi soruyorlar. Ama açıklayamıyorum, sadece seviyorum.

Her zaman işimde ve futbolumda mutlu olmak isterim."

21 Mart 2011 Pazartesi

Ancelotti: "Torres İnancını Kaybetmemeli"

"Kazanmak istiyorduk fakat ilk yarı üçüncü bölge için çözümler bulmak bizim için kolay olmadı. İkinci yarı daha iyiydi. Çünkü rakip daha yumuşak oynadı. Perşembe günü maç yaptıkları için biraz yoruldular ve oyunun sonlarına doğru daha fazla şans yakaladık. Sabırlı olmamız gerekiyordu. Çünkü geçen sefer olduğu gibi kontrataktan gol yemek istemiyorduk.

Taktiksel anlamda da iyiydik. 90 dakika savaşçı bir ruhla oynadık. Bunun için mutluyum. İyi bir dönemdeyiz ve bunu sahada da gösterdik.

David Luiz ve Ramires harika performanslar ortaya koydular ve harika goller attılar. Ramires geliştiğini çok iyi gösterdi. David Luiz defansif anlamda çok iyi bir tempoyla oynadı ve birebirde çok iyiydi.

Önümüzde oynanacak 9 maç var ve en iyimizi yapmaya çalışacağız. Manu da dün (Cumartesi) kazandı, yani puan farkı hala aynı. Fakat bizim için en önemli şey maçlara tek tek odaklanmak olmalı.

Şimdi bir milli maç arası var ve oyuncular milli takımlarından geldiklerinde onları tekrar aynı ruhta ve aynı tutum içinde görmek istiyorum.

Bütün oyuncuları kullanabiliyor olmamız önemli. Eğer 8-9 maçı kazanmak istiyorsak bütün oyuncuları kullanmalıyız. En önemli şey bütün oyuncuların hazır ve motivasyonlarının yüksek olması.

Torres devam etmek zorunda. İnancını kaybetmemeli. Ona gol atmasını değil iyi oynayıp iyi hareketlenmesini söylüyorum. Hırslı olmalı. Çünkü gol gelecektir.

Kopenhag maçından önce Anelka-Drogba'yı seçmiştim. Bu maçtan önce de Kalou-Torres'i seçtim. Bu, herkesin zinde kalması için. En önemli şey takımın iyi bir ruha sahip olması."

20 Mart 2011 Pazar

PL 30. Hafta: Chelsea 2 - 0 Man City

Alınması gereken bir 3 puandı, aldık. Bugün tam anlamıyla "Mavi Brezilyalılar" günü oldu diyebiliriz. O katı Man City savunmasını geç de olsa önce Luiz'in kafasıyla yıktık ve sonra dağılan bu savunmaya son dakikada bir de Ramires darbesini vurdu. Takımdaki herkes muhteşemdi ama bu iki Brezilyalı bir başkaydı. Maç fazlasıyla önümüzde olan Man City'yi de bu galibiyetle gerimize itmiş olduk ve 3.'lük koltuğuna oturduk. Ama tabii şimdilik... Şundan eminim ki bu harika tablonun devamı mutlaka gelecek.

Maça kısaca bakacak olursak ilk yarı için dengeli geçen bir 45'ti diyebiliriz. Kimi dakikalarda biz üstünlüğü kurup atakları sıklaştırırken kimi dakikalarda rakip aynı üstünlüğü bize sağladı. Ama ilk yarıdaki genel pozisyon üstünlüğüne bakacak olursak çoğu önemli pozisyonu yaratan tarafın biz olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Kalou'yla ve Lampard'la birçok pozisyonu golsüz geçtik ve ilk yarı 0-0'la sona erdi. Asıl olay çoğu maçımızda olduğu gibi yine ikinci yarıda koptu. 78'e kadar sağlam savunma yapan rakibi geçemedik. Şunu söylemeliyim ki Torres bugün yine yetersizdi. Sırf gol atamadığı için söylemiyorum bunu, performans olarak da başarısız kalıyor. Ayrıca bugün doğum günüydü. Güzel bir golle bunun sevincini iki katına çıkarabilirdi. Ama olmadı. Ancelotti de bu ileriyle rakip defansı aşmakta artık iyice zorlandığımızı görünce iki değişiklik birden yaptı ve Torres-Malouda ikilisini alıp Drogba-Anelka'yı soktu. Birkaç dakika sonra da bugün iyi işler yapan, en azından çalışan yorgun Kalou'yu oyundan alıp Zhirkov'u dahil etti. Ve en nihayetinde bu değişiklikler meyvesini verdi. 78'de yakaladığımız bir duran topu Drogba iyi ortaladı ve bugün defansta da iyi işler yapan, rakibe geçit vermeyen Luiz iyi yükseldi ve golü buldu. O katı savunmanın direncini/moralini ancak böyle kırabilirdik ve kırdık da. Gol attık diye geri çekilmedik, dağılan takıma bir kez daha vurmak için daha çok geldik ve uzatmalarda Ramires 2 adamı geçerek attığı muhteşem golle durumu 2-0 yaptı. Kısaca şöyle özetleyebiliriz: Zirveyi takibe bu Brezilyalılar sayesinde devam ediyoruz.

Evet... Gerçekten güzel, yine son dakikaları heyecan içinde geçen bir maç izledik. Şu an 54 puanla 3. sıradayız ve önümüzdeki Arsenal'in 58 ve maç fazlasıyla Manu'nun 63 puanı var. Bence zirve hiç de uzak değil. Kalan 9 maçtan, yani 27 puanlık bir yığından bu farkı kapatabilecek şansı çok rahat bulabiliriz.

Şimdi önümüzde uzun bir ara var. Sanıyorum milli maç arası. 2 Nisan'daki Stoke City maçıyla umarım galibiyetlere devam ederiz. Bugünkü performanslarından dolayı bütün takımı tebrik ediyorum. Böyle istekli olmaya devam. Daha sonra görüşmek üzere.

18 Mart 2011 Cuma

Premier League'de 30. Hafta Programı

19 Mart 2011 - Cumartesi
14:45
Tottenham - West Ham Utd
17:00
Aston Villa - Wolves
Blackburn - Blackpool
Manu - Bolton
Stoke City- Newcastle Utd
WBA - Arsenal
Wigan - Birmingham
19:30
Everton - Fulham
---------
20 Mart 2011 - Pazar
15:30
Sunderland - Liverpool
18:00
Chelsea - Man City

Çok önemli bir maç 30. haftada bizleri bekliyor. Pazar günü Man City'yi Stamford'da ağırlayacağız. Önce Manu'yu devirdik sonra Blackpool'u. Şimdi sıra Man City'de. Mutlaka bir galibiyet serisi oluşturmalıyız. Bu sayede bu takım hak ettiği yerlere gelecektir. Bu sene çok zorluklar yaşadık. Lampard, Terry gibi oyuncuların sakatlığı, bu takımda çok özel bir yeri olan Ray Wilkins'in ayrılışı tüm düzeni bozdu. Arka arkaya puan kayıplarıyla nerelere geldik. Ama artık bitiyor. Dönüyoruz. Bu hafta Man City'den alınacak 3 puanla 3. sıraya yerleşir zirveyi takibe devam ederiz. Ve umuyorum ki önümüzdeki 9 maçta da o puan farkını kapatır, hatta geçeriz. Neyse, bunları zaman gösterecek. Maçın kadrosuyla ilgili de biraz konuşalım... Hafta arası Kopenhag maçında Ancelotti, Torres-Malouda-Essien üçlüsünü dinlendirdi. Bu maçta ilk 11'de başlayacaktır üç oyuncu da. Bir tahmini kadro yazacak olursak kalede Cech, defansta Ivanovic-Terry-Luiz-Cole, orta sahada Ramires-Essien-Lampard-Malouda ve ileride Drogba(Anelka)-Torres. Dediğim gibi galibiyet gerçekten bizim için çok önemli. Bu zorlu maçta nasıl bir sonuç çıkacak 2 gün sonra göreceğiz ama umarım bundan sonra her şey bizim lehimize olur. Daha sonra görüşmek üzere.

Çeyrek Finalde Rakip Man Utd

Kuralar çekildi. Çeyrek finaldeki rakibimiz Man Utd oldu. 2008 ŞL finalinin rövanşını almak için iyi bir şans. Hangi takım gelirse gelsin zaten zor bir maç olacaktı. Manu geldi... Tabii bu da zor olacak, ŞL çeyrek finalinde kolay bir maç beklenemez zaten ama ligde henüz bir maç önce yendiğimiz bir takımın gelmesi mental olarak avantajdır. Umarım yine galip geliriz. Maçlar 5-6 ve 12-13 Nisan tarihlerinde oynanacak.

Ayrıca bugün yarı final eşleşmeleri de belli oldu. Manu'yu geçtiğimiz takdirde rakip Inter/Schalke maçının galibi olacak. Yarı final maçları da 26-27 Nisan ve 3-4 Mayıs tarihlerinde oynanacak. Yolumuz zor... Ama bunu başarabilecek kadar güçlü, hırslı ve istekli bir takımız. Sakatlık gibi sorunlar da yaşamazsak yani şans da yanımızda olursa kupayı bu sene kaldırmamak için hiçbir neden yok.

Tüm eşleşmeler:

Çeyrek final
Real Madrid v Tottenham Hotspur
Chelsea v Manchester United
Barcelona v Shakhtar Donetsk
Inter v Schalke

Yarı final
Inter/Schalke v Chelsea/Manchester United
Real Madrid/Tottenham Hotspur v Barcelona/Shakhtar Donetsk

17 Mart 2011 Perşembe

Drogba: "Burada Çok Mutluyum"

"Şunu söylemeye devam edeceğim: Buradayım ve her şeyimi veriyorum. Kulübün başka bir forvet alması normaldir. Çünkü hırslı, istekli bir takımız ve Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak istiyoruz.

Gerçekten çok mutluyum. Çünkü bu taraftar takıma bağlılığımın %100 olduğunu biliyor ve bu da en önemli şey."

Borini Swansea'ye Kiralandı

Bu sezon as takımla hiçbir maçta oynama şansı bulamayan genç forvet Fabio Borini, Swansea'ye kiralandı. 30 Mayıs'a kadar Championship ekibinde görev yapacak Borini, Chelsea Reserves'le bu sezon 7 maçta 11 gol attı.

ŞL Son 16: Chelsea 0 (2-0) 0 Kopenhag

Turu geçtik... Zaten ilk maçtan sonra belliydi diyebilirsiniz ama artık şu dakikada resmen son 8'deyiz. Çok ilginç bir maç oldu bugün gerçekten. Sayamadığım kadar çok pozisyonumuz var fakat bir tanesini bile gole çeviremedik. Golsüzlük tüm maçı çok tekdüzeleştirdi. Kimi dakikalarda maç, izleyiciler için çok sıkıcı bir hal aldı ama en nihayetinde ilk maçta Anelka'nın attığı iki gol bize turu getirdi. Tottenham ve Manu'nun ardından üçüncü İngiliz takımı olarak çeyrek finaldeyiz.

Maça çok kısa bakalım... 90 dakika boyunca çoğunlukla Drogba, Zhirkov ve Anelka'yla birçok pozisyon bulduk. Ama son vuruşlarda hep sıkıntı yaşadık. Belki 2-0'ın da bir rahatlığı vardı ama o kadar pozisyon bulup da gol bulamamak gerçekten ilginç. Kopenhag özellikle ilk yarıda çok fazla ofsayt taktiğine başvurdu. Başarıyla da uyguladılar. Onun dışında rakibin bulduğu az sayıda gol pozisyonu var. En önemlisi olarak ilk yarıdaki direkten dönen frikiği gösterebiliriz. Aslında maçın en güzel pozisyonunun da bu olduğunu itiraf etmek gerek. Dediğim gibi üstünlük maçın başından sonuna kadar bizdeydi. Pozisyonumuz boldu ama tek eksik goldü. Olsun, önemli olan ortaya koyduğumuz iyi performans ve bu kulvarda yola devam etmektir.

2-0'lık ilk maça rağmen Londra'ya takımlarını büyük coşkuyla desteklemeye gelen Kopenhag taraftarına da büyük saygı duymak gerek. Her biri maçın adamı olarak gösterilebilecek bir destek verdi takımına. Ama bu sezon yolları bu kadarmış. Kopenhag için tabii ki bu da iyi bir başarıdır. Tebrik etmeli.

Maçtan önce Japonya'daki felakette yaşamını yitirenler için pankart açıldı ve saygı duruşunda bulunuldu. Bu da maçın önemli anlarındandı.

Şimdi sırada ligde Man City maçı var. Manu ve Blackpool maçlarıyla iyi bir ivme yakaladık, kaybolan özgüvenler tekrar yükseldi. Şimdi bir seri yakalamak, tekrar zirveye oynamak istiyorsak bu maçtan galibiyet şart. Zor olacak ama olmalı. Görüşmek üzere.

16 Mart 2011 Çarşamba

ŞL Son 16: Chelsea (2-0) Kopenhag | Maç Öncesi

Kopenhag'ın dondurucu havasında Anelka'nın iki golüyle aldığımız ilk maçın ardından rövanş için bu akşam Stamford'dayız. 2-0 gibi net, avantajlı bir skorla döndük oradan ama bu Şampiyonlar Ligi... Her iki maç da oynanmadan hangi takımın tur atlayacağı belli olmaz. Ama her ne olursa olsun şansımız tabii ki çok yüksek.

Ancelotti dünkü basın toplantısında uzun süredir sakat olan Alex ve Benayoun'un son durumlarıyla ilgili bilgi verdi. Alex dün takımla antrenmanlara başlamış, Pazar günkü Man City maçına kadar tam anlamıyla hazır olacakmış. Benayoun ise Perşembe-Cuma gibi takımla çalışmalara başlayacakmış. Artık takımın tamamının sakatlıklardan kurtulduğunu görmek güzel. Çünkü biliyoruz ki bizi bir anda ne hallere soktu bu sakatlıklar. Ama şimdi eski, güzel günlere geri dönüyoruz. Sonuçlar iyi, sakatlık yok... Kısacası her şey yine harika.

Pazar günü Man City ile evimizde çok zor ve önemli bir maça çıkacağız. Ligdeki durumlar yavaş yavaş düzelmeye başladı ve bunu devam ettirmek için buradan da galibiyet şart. Ama önce Kopenhag maçı var. 2-0 gibi bir skor var elimizde, evet ama bence yine bir galibiyet alınmalı Stamford'da. Moral olarak Man City maçı öncesi bizi iyi destekler, artmaya başlayan özgüvenleri daha da yükseltir.

Şampiyonlar Ligi'ndeki gol silahımız açık ara farkla Anelka... Bu sezon bu kulvarda 7 golü var. Bu maçta da ilk maçta olduğu gibi ondan goller bekliyoruz.

9 gündür maç yapmıyoruz ve bence iyice dinlenmiş, güçlenmiş bir takım göreceğiz bu akşam. Önemli oyuncuları fazla yormadan 4 gün sonraki maçı da düşünerek hareket etmeli Ancelotti. Şimdilik bu kadar... Maçtan sonra görüşmek üzere.

15 Mart 2011 Salı

Ivanovic: "Önce Kopenhag'ı Geçmeliyiz"

"İlk Kopenhag maçında hava gerçekten çok soğuktu. Sanıyorum -8 dereceydi. Tabii ki çok önemli bir maçtı bizim için. Şimdi bu maçı da ciddiye alıp iyi hazırlanmalı ve iyi bir sonuç çıkarmalıyız.

Futbolda 2-0 büyük bir avantajdır. Ama aynı zamanda tehlikeli bir skordur. Çünkü ilk yarının ardından çok çabuk bir şekilde durumu 2-0'a getirdik. Artık bu maçı ve turu bitirip sonrasını düşünmeliyiz.

İlk maçtan sonra iyi bir durumdayız ama dikkat etmeliyiz. Çünkü rakibin de iyi oyuncuları var.

Kendimize odaklanmalıyız ve çeyrek finalde hangi takımla oynayacağımızı düşünmeden önce bu turu geçmek istiyoruz. Bundan sonra diğer takımları düşünebiliriz. Ve biliyoruz ki gerçekten zor olacak. Çünkü Şampiyonlar Ligi'ndeki bütün takımlar güçlü. Ama önce Kopenhag'ı geçmeliyiz."

13 Mart 2011 Pazar

Ancelotti: "Cech'in Kalitesi İstikrarından"

"Ben çok şanslı bir çalıştırıcıyım. Çünkü kariyerim boyunca hep iyi kalecilerle çalıştım. Bu, Buffon'la başladı ve sonra Milan'da Dida'yla devam etti. Ayrıca Juventus'ta iki yıl Van der Sar'la da çalıştım. Şimdiyse Petr Cech ile çalışıyorum. Yani bu, bütün kariyerim boyunca olabilecek en muhteşem dört kaleciyle çalıştığım anlamına geliyor.

Petr dünyadaki en iyi kalecilerden biri ve onun kalitesi diğer kalecilerle de karşılaştırınca istikrarından geliyor.

Çok profesyonel ve güçlü bir kişiliği var. Aynı zamanda alçak gönüllü ve bencil olmayan bir adam."

11 Mart 2011 Cuma

Torres: "Liverpool'daki Kaosun Bitmesini Bekleyemezdim"

"Liverpool taraftarları için önemli biri olduğumu biliyordum ama bir süre sonra artık öyle olmadığını fark ettim. Kulüp, satılmasıyla beraber bir kaosun içine girmişti. Ortada konuşulan birçok proje vardı.

Liverpool birçok yönüyle bana eski kulübüm A. Madrid'i hatırlatıyordu. Büyük bir tarih ve birçok fikir vardı ama para yoktu. Ve bunun için de zaman gerekiyordu ama benim bunu beklemek için zamanım yoktu.

İnsanlar futbol dünyasında dürüst olmuyorlar. Gerçekleri söyleyemiyorsunuz ve insanlara karşı açık olamıyorsunuz. Bu bir iş ve hiç kimse kimsenin arkadaşı değil.

Chelsea, her şubesinde üst seviye oyuncular olduğunu kanıtlamış ve her ne olursa olsun her zaman rekabet eden bir kulüp. Ve tabii ki ne zaman ihtiyaç olsa yatırım yapan bir sahipleri var.

Burada Liverpool'da olduğundan daha çok insan ilişkisi ve oyuncular arasında şakalaşmalar var. Burada bir profesyonel olduğunuzu kanıtlamanıza gerek yok. Zaten herkes öyle."

10 Mart 2011 Perşembe

%100 Chelsea Olmak...

Ranieri: "Frank'in Büyük Bir Futbol Zekası Var"

2000-04 yılları arasında Chelsea'nin menajerliğini yapmış Claudio Ranieri geçtiğimiz hafta Cobham'daydı...

"(West Ham'da oynarken) Frank'in (Lampard) çok kolay bir şekilde içeri girip gol atabildiğini fark ettim. Hem onu hem de takım arkadaşı Michael Carrick'i çok beğenmiştim. Fakat yeterli paramız olmadığı için ikisini de alamamıştık.

Frank'i tercih ettim. Çünkü topsuz olarak ceza sahasına girebilen ve gol atan oyuncuların durdurulması ve ne zaman harekete geçeceklerini kestirmek zordur. Frank'in de böyle büyük bir futbol zekası var. Ona bir şey söylediğinizde, ona "bak Frank, şunu şöyle şöyle yapmalısın" dediğinizde anında anlar ve bu, bir menajer için çok önemlidir."

8 Mart 2011 Salı

Cech'in 300. Maçı...

Cech, Chelsea'yle 300. maçına çıktı...

"Chelsea'de mutluyum ve böyle de devam edecek. Bunu değiştirecek hiçbir neden yok. Chelsea bir dünya kulübü olduğundan beri beni de takımlarında görmek istiyorlar. Böyle bir dünya kulübüyle bu kadar çok maç oynamak güzel bir duygu. Bunu gerçekleştirmek (300 maç) 7 senemi aldı. Bundan 7 sene sonra ne olacağını kim bilebilir... Eğer bir 7 yıl daha böyle üst seviyede bir futbol ve 300 maç daha oynayabilirsem çok mutlu olurum."

PL 29. Hafta: Blackpool 1 - 3 Chelsea

Yine olması gerektiği gibi çok iyiydik. Alınması gereken sonucu aldık, eve dönüyoruz. Gerçekten "sezon başındaki günler geri mi geliyor" dedirten bir maç oldu. Bugünkü galibiyetin değeri o kadar büyük ki... Manu Liverpool'a yenildi, Arsenal Sunderland'le berabere kaldı... 6 puanlık bir galibiyet aldık diyebiliriz. Zirveden kopmadığımızı, hala bu yarışta olduğumuzu Manu maçının ardından bu maçla da gösterdik, göstermeye de devam edeceğiz.

Maça kısaca bakalım... İlk yarıya iyi başladık. 20. dakikada Terry'nin kafasıyla golü bulduk. Devamında daha iyi bir oyun ortaya koyduk fakat bölüm bölüm Blackpool da oyunda etkinlik sağladı ve kritik 2-3 pozisyon buldu. Bunlardan da bir şey çıkmadı ve devre arasına 1-0'la girdik. İstediğimiz skoru -ya da 3 puanı diyelim- ilk yarıdan elde etmiştik fakat performans olarak harikaydık diyemem ilk yarı için. Devre arasından döndük ve yaklaşık 15 dakika çok sıkıcı bir oyunun ardından 55'te oyuna Drogba'nın yerine giren Kalou'yla penaltıyı kazandık. Usta penaltıcı Lampard, Manu maçında olduğu gibi Blackpool karşısında da penaltıyı gole çevirdi... Ve 3 dakika sonra yine Kalou'nun asistiyle bir kez daha golü buldu Lampard ve skoru 3-0 getirdik. Maçı artık koparmıştık ve zaten bu dakikadan sonra da son 10 dakika hariç tek kale oynadık. Maçı o skora rağmen bırakmayan Blackpoollular son 10 dakika iyi bir üstünlük sağladılar bize ve o süre içinde de 1 gol buldular. Ve maç 3-1'lik skorla, aldığımız 6 puan değerindeki 3 puanla sona erdi. Bu maç gerçekten çok kritikti. Manu'yu yendik ama bu maçta yenilseydik o galibiyetin hiçbir önemi kalmayacaktı ki bu fırsatı tanımadık zirveye ve oraya yakın takımlara ve hala peşlerinde olduğumuzu gösterdik. Böyle skorlar almaya, böyle maçlar çıkarmaya devam edersek bence kesinlikle şampiyonluk için hiçbir engel yok. Umarım böyle devam ederiz.

Lig tablosunu da kısaca değerlendirelim... Maç eksiğimizi düşünmeden yani şimdiki puanımızın üzerine 3 daha koyarak düşünürsek 54 puandayız. Zirve 6 puan uzağımızda. Arsenal'in maç eksiğini de göz önüne alarak onlara da 3 puanı eklediğimizde zirveyi Manu ve Arsenal 60 puanla paylaşıyor. Daha 10 maç var önümüzde ve bu 6 puanın kapanamayacak bir fark olduğunu düşünmüyorum. Zirve hiç de uzak değil aslında...

Bugünkü kadroya bakalım biraz da... Ancelotti bugün 4-4-2'yi tercih etti. Uzun sakatlığının ardından Zhirkov hemen formayı kapmış ilk 11'de, tebrikler... Zaten iyi bir maç çıkardı. Luiz ve Terry ikilisi de defansta çok iyiydiler. Torres ise yine yetersizdi. Mavi formayla gol atmışlığı hala yok. Drogba da fazla iyi bir oyun çıkaramayınca yerini Kalou'ya bıraktı. Kalou bence bugünkü maçın koparılmasındaki en önemli isim. Hem penaltıyı yaptıran isim hem de 3. golün asistini yapan... Üstelik bahsettiğimiz adam kulübün kenardan oyuna girme rekoruna sahip. Geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Kalou, kenarda oturmanın çok zor olduğundan ve böyle devam ederse geleceğini sezon sonu değerlendireceğini söylemişti. Bence Chelsea için kaybedilmemesi gereken bir isim. Umarım sezon sonu Kalou'yla bir ayrılık yaşamayız.

Şimdi önümüzde yaklaşık 9 günlük bir yenilenme, enerji kazanma dönemi var. Bu dönemi iyi değerlendirmeliyiz. Haftaya Çarşamba Kopenhag maçı ve 4 gün sonra yine Stamford'da zor bir Man City maçı var. Bu yüzden bu 9 gün çok önemli. Kopenhag maçı rahat geçecektir ama sonraki Man City maçı tam tersine çok zorlayan bir maç olacaktır. Zirve takibini bırakmamak istiyorsak Man City ile galibiyetlere devam etmeliyiz. Daha sonra görüşmek üzere.

5 Mart 2011 Cumartesi

Ancelotti: "Zor Bir Maç Olacak"

Blackpool maçıyla ilgili...

"Önemli ve zor bir maç... Blackpool, evinde çok iyi performanslar ortaya koyan bir ekip. Evlerindeki son maçta Tottenham'ı devirdiler. Yoğun, tempolu ve atak oynamayı seven bir takım. Kolay bir maç olmayacak ama biz de şu an iyi bir durumdayız. Bunu sürdürmek istiyoruz.

Blackpool menajeri Ian Holloway ile ilgili...

"Dürüst bir adam. İlk kez evimizdeki maçta karşılaştım kendisiyle ve böylelikle takımını izleme şansım oldu. Oyun felsefesi olan ve güzel futbol oynayan bir takımı var. Şunu söyleyebilirim ki gerçekten iyi bir menajer."

Premier League'de 29. Hafta Programı

5 Mart 2011 - Cumartesi
14:45
Birmingham - WBA
17:00
Arsenal - Sunderland
Bolton - Aston Villa
Fulham - Blackburn
Newcastle Utd - Everton
West Ham Utd - Stoke City
19:30
Man City - Wigan
---------
6 Mart 2011 - Pazar
15:30
Liverpool - Manu
18:00
Wolves - Tottenham
---------
7 Mart 2011 - Pazartesi
22:00
Blackpool - Chelsea

Ligde 29. haftaya geldik... Kopenhag'dan ve Manu'dan aldığımız galibiyetlerle moraller yeniden üst seviyede. Bu iki harika maçın ardından bu hafta Blackpool deplasmanına gidiyoruz. Rakip, evindeki son maçta Tottenham'ı devirdi ama şu anda tabloda düşme hattına yakın bir yerde. Bu sezon Blackpool'la oynadığımız ilk maçı 4-0 almıştık. O şahane ilk 6 haftadan bir maçtı. Şimdi tekrar o günlere geri dönmek istiyorsak buradan da alınacak tek sonuç galibiyet olmalıdır bizim için. Aslında bu hafta bu maç kadar bizim için sonucu önemli bir maç daha var: Liverpool-Manu karşılaşması. Liverpool'un evinde alacağı bir galibiyetle ve tabii ki bizim de alacağımız bir 3 puanla her şeyin tersine dönebileceği bir tablo çıkar ortaya. Ama tabii Manu gibi bu sezon gerçekten çok formda olan bir ekip arka arkaya iki maç kaybeder mi?.. Zor. Neyse, biz kendi maçlarımızdan 3 puanları almaya bakalım da diğer maçlar da istediğimiz gibi giderse ne ala. Kadroya gelelim... Ancelotti dün yaptığı basın toplantısında Luiz ve Mikel'in hafif sakatlıkları olduğunu söyledi. Şu ana kadar antrenmana çıkamamışlar ama bugün çalışmalara başlayacaklarmış. Ayrıca uzun zamandır olmayan iki oyuncu, Benayoun ve Alex hakkında da bilgi verdi Ancelotti. Benayoun yavaş yavaş tek başına çalışmalara başlamış, Alex ise bir hafta içinde tamamen toparlanacakmış. Kopenhag maçına olmasa bile diğer Şampiyonlar Ligi maçına (tabii olursa) hazır olur diyor Ancelotti Alex için. Bakalım, şimdilik kadro-formasyon ne olursa olsun tek önemli şey bu yüksek moralleri orada tutabilmek için sırasıyla maçları kazanmak. Buraya kadar bizim için bir sezonda olabileceğinden çok daha fazla puan kaybı yaşadık. Artık bundan sonra her maçta galibiyetten başka ihtimal olamaz bu takım için. Daha sonra görüşmek üzere.

3 Mart 2011 Perşembe

28 Mayıs'ta Wembley'de Olmak...

28 Mayıs'ta Wembley'de olmak ve kupayı kaldırmak... Hem yıllarını Chelsea'ye vermiş ama bu kupanın özlemiyle dolu olan futbolcular hem de taraftarlar için paha biçilemez bir an.

Belki de bir Chelsea-Arsenal finali izleriz belli mi olur...

2 Mart 2011 Çarşamba

Ancelotti: "Luiz'in Golü, Maçın Anahtarı Oldu"

"Zirve çok uzak ama galibiyet, öz güvenimiz için çok iyi oldu. Harika bir takıma karşı zor bir maç oynadık. İlk yarıda Manu kalitesini gösterdi. İyi başladık maça fakat ilk yarının ortalarında karşı tarafın oyununu engellemekte zorluk yaşadık. İkinci yarı daha iyiydik ve daha yoğun bir oyun ortaya koyduk.

Maça iyi başladık çünkü geçişlerde çok hızlıydık. Gol için şanslar -ilk olarak Malouda'yla- yakaladık. Ve devre arasında bunun sadece 15 dakika için değil 45 dakika için doğru yol olduğunu söyledim.

Kontrataklarda çok iyi olan Manu karşısında maçı çevirmek kolay olmadı. İkinci yarı iyi bir denge yakaladık. Önde daha fazla baskı uygulayıp orta sahada gücümüzü kullandık. Bu şekilde oynamak istiyorduk çünkü orta sahada baskı için daha fazla şansımızın olduğunu düşündük ve amacımız onların rahat oynamalarına izin vermemekti. İkinci yarı bunu daha fazla gösterdik.

Fulham maçından sonra bu maçta da çok iyi bir performans ortaya koydu Luiz. Attığı gol çok önemliydi, maçın anahtarı oldu.

Devam etmek zorundayız çünkü hem ligde hem Şampiyonlar Ligi'nde artık her an çok önemli.

Takım bu akşam çok iyi bir ruh ortaya koydu. Hem kötü hem iyi anlarda her zaman birlikteydiler."

PL 18. Hafta (ERT.): Chelsea 2 - 1 ManU

Kopenhag maçından sonra dediğim gibi yine "İşte bu!" diyerek başlayacağım. Bu maç öyle kritikti ki mağlubiyet çok çok kötü bir etki yaratabilirdi bu takımın üstünde. Ama öyle olmadı ve olmamız gerekeni, gerçek Chelsea'yi ikinci yarı fazlasıyla gösterdik. Ligde kaçıncı sıradayız ama hala mücadeleye devam ediyoruz. Bu galibiyetle beraber de 48 puanla Tottenham'ın 1 puan önünde 4. sıraya yükseldik. Manu'yu herkes bu seneki harika gidişatıyla biliyor ama bugün herkese öyle bir ikinci yarı izlettik ki hem bu oyunla 15 puan önümüzdeki lideri devirdik hem de sezon öncesi Community Shield karşılaşmasındaki yenilginin cevabını vermiş olduk ve tabii ki en önemlisi "ligde hala sözümüz geçer"i tüm Premier League'e tekrar duyurduk.

İlk yarıyla maçı kısaca özetlemeye başlayalım. Maçın ilk 20 dakikası karşılıklı ataklarla geçti. Bu dakikalarda önemli diyebileceğimiz sadece Malouda'yla uzaktan kritik bir şutumuz var. Devam eden 15 dakikada yani 20-35 arası Manu'nun maçta büyük üstünlüğü söz konusu ve zaten bu dakikalarda Rooney'nin uzaktan şutuyla öne geçtiler. İlk yarının son 10 dakikasında ise üstünlüğü kuran taraf bizdik ve Ivanovic'le önemli bir pozisyon yakaladık fakat yine gol için yeterli bir girişim olmadı. Onun dışında son dakikada bir frikiğimiz var fakat onu da Cole'la değerlendiremedik ve ilk yarıyı 1-0 geride kapattık.

Ancelotti arada nasıl bir konuşma yaptı bilmiyorum ama ikinci yarı sahaya çok farklı çıktık. Öyle bir Chelsea vardı ki sahada anlatmak boş olur. O 45'i imkanı olan varsa ve eğer izlemediyseniz tüm Chelsealilere izlemelerini öneririm. İzleyenler uzun bir aradan sonra gerçek Chelsea'yi gördü, gösterdik. Neyse, kısaca anlatalım biz bu 45'i de... Dediğim gibi harika başladık. Çok istekliydik ve maçtan hiç düşmedik. Manu'ya koca 45 dakika boyunca en fazla 2-3 şans vermişizdir. Dikkatinizi çekerim Manu'dan bahsediyoruz. Bu sene sürekli gösterdikleri yüksek performanslarıyla konuşulan bir ekipten... İşte bu ekibi 54'te yeni transferlerden Torres'ten bir gol beklerken diğer transferimiz Luiz'den gelen golle biraz daha yıprattık. Biraz daha diyorum çünkü ikinci yarıda o ana kadar zaten oyunumuzla yavaş yavaş yıkıyorduk rakibi ve bu gol tam bir darbe oldu. Tabii asıl darbe Lampard'ın penaltısıyla geldi. Penaltıya kadar yani yaklaşık 25 dakikada da arka arkaya geldik ve bu gelişlerimizin sonuncusunda -79'da- oyuna sonradan giren Zhirkov'u ceza sahası içinde düşürdüler ve oyunumuzla hak ettiğimiz gole ulaşmamızı kolaylaştırmış oldular. Lampard'la penaltıyı gole çevirdik ve bu dakikadan sonra bir daha toparlanamayan bir lider vardı karşımızda. Öne geçmiştik, 0-1'den 2-1 yaptık maçı ama hala bırakmadık mücadeleyi ve son dakikalarda da çok çok kritik pozisyonlar yakaladık. Oyunu serleştiren Manu'da kaptan Vidic kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Ve maç 2-1'lik skorla sona erdi. 8 senedir -Abramovic takımı aldığından beri- Stamford'da yenilmediğimiz Manu'ya yine boyun eğmedik, hatta "zirve" bize boyun eğdi.

Şu anda 48 puanla 4. sıradayız fakat Man City maç fazlasıyla 2 puan önümüzde. Yani eksik maçımızdan alacağımız galibiyetle gerçek sıramızın 3.'lük olduğunu unutmamak gerek. Daha da ötesi böylelikle zirveyle aramız 9 puana düşer ki daha 24 saat önce zirvenin hayal olduğunu düşünmeye başlamıştım fakat şimdi hiç de öyle değilim. Oyuncularımızın da böyle olması gerek bence. Bugünkü performansları harikaydı. Herkes bunu kafasına koyarsa olmayacak şey değil. Bunu her maç devam ettirirsek -inancımı gerçekten çok fazla arttırdı bugünkü maç- neler olur neler... Fazla da uçmayalım ama her şey tersine dönebilir, neden olmasın?..

Torres'ten konuşalım biraz da... Kopenhag maçında yavaş yavaş gol sinyallerini vermişti, bu maç açıkçası çok fazla şey bekliyordum ondan ama yine olmadı. Hatta ciddi derecede düşük gördüm performansını. 90 dakika boyunca da oynadı. Belki Ancelotti Anelka yerine Torres'i çıkarıp Drogba'yı soksa daha mantıklı ve yararlı bir değişiklik olabilirdi ama hiç farketmez. Galibiyet geldi ya, önemli olan o.

Şimdi, haftaya Pazartesi Blackpool deplasmanına gidiyoruz. İkinci yarıdaki oyunu artık her maç göstersek yıkarız Blackpool gibi takımları. Ama bizde çoğu maçta şöyle bir durum ortaya çıkıyor: İkinci yarılarda çok daha iyi oluyoruz. Neden anlamadım. Neden ilk yarı o kadar iyi ve istekli olamıyoruz bilmiyorum. Belki yenen goller aklımızı başımıza getiriyordur. Ama ilk golü biz atsak ve böylelikle Chelsea karşısındaki takımın daha kolay dağılacağını unutmasak daha iyi olur aslında. Ama nedense ilk yarılar gol için yeterince istekli olamıyoruz.

Luiz'e de bugün tebriğin en büyüğünü yollamak gerek. Gerek defanstaki müdahaleleri gerekse zaman zaman atağa katkısı ve golüyle harikaydı. Genç yaşına rağmen önemli anlarda önemli roller üstleniyor. 21 milyon sterlini hak eden ve etmeye de devam edecek bir görüntü çiziyor. Umarım böyle sürer.

İyi maç oldu. Bayağı da yazdık. Daha sonra görüşmek üzere.

1 Mart 2011 Salı

PL 18. Hafta (ERT.): Chelsea - ManU | Kadrolar

Maçın başlamasına çok az kaldı. İşte kadrolar:

Chelsea
1 Petr Cech
2 Branislav Ivanovic
4 David Luiz
26 John Terry (c)
3 Ashley Cole
7 Ramires
5 Michael Essien
8 Frank Lampard
15 Florent Malouda
39 Nicolas Anelka
9 Fernando Torres

Yedekler: 22 Ross Turnbull, 17 Jose Bosingwa, 18 Yury Zhirkov, 12 John Mikel Obi, 46 Josh McEachran, 21 Salomon Kalou, 11 Didier Drogba

Manu
Van der Sar; O'Shea, Smalling, Vidic (c), Evra; Fletcher, Carrick, Scholes, Nani; Rooney; Hernandez

Yedekler: Kuszczak, Rafael, Fabio, Brown, Gibson, Giggs, Berbatov

Peter Osgood'u Saygıyla Anıyoruz...

Bundan 5 yıl önce bugün vefat eden Chelsea efsanesi Peter Osgood'u saygıyla anıyoruz. Bugün ManU karşısında alınacak muhtemel galibiyeti de O'na armağan ediyoruz.

Gelecek Değerlendirmesi & Chelsea - ManU | Maç Öncesi

Ligde amacımız bu saatten sonra ne olmalıdır?.. Bu, kendimize sormamız gereken en önemli soru bence. Önümüzde tam 12 lig maçı daha var ve zirveyle aramızda 15 puan... Kapanması zor bir ara, gerçek bu. Bu ekibe yakışan tabii ki şampiyonluktur ama bu sezon yaşadığımız birçok aksilik bizi buralara itti, yani 5.'liğe. Yine de hala ligde her maçta savaşan bir ruh ortaya koymaya devam ediyoruz, edeceğiz. Öyle de olmalı zaten. Çünkü zirve için olmasa bile seneye de gidilecek bir Şampiyonlar Ligi olması için bu şart ve bunun için de gereken ilk 4 sırada yer alabilmek. Şu an için bu zor değil. Fakat daha da fazlasını yapabiliriz. Açıkça konuşalım... Manu ve Arsenal arayı açtı. Bu durumda fazlasından kastım 3.'lük olabilir. Bunu rahatça başarırız diye düşünüyorum, inanıyorum. Ama şöyle bir bakarsak bugünkü maçı aldığımız takdirde puanımız 48'e çıkar, Arsenal'le farkı 8'e düşürürüz. Bu da kapanmayacak ara değil kalan 11 maçta. Yani 2.'liği de hedef olarak koyabiliriz, hayal olmaz. Ama zirve artık çok zor. Manu bu sene çok iyi, aslında bu akşam daha iyi göreceğiz ne kadar iyiler. Şu ana kadar gidişatları çok iyi. İniş çıkış yaşamadan istikrarlı gidiyorlar. Bu sene büyük ihtimalle kupayı alırlar. Neyse... Kısaca toparlayacak olursak, bu sene bizim için en iyi derece 2.'lik olur, en kötü ise 3.'lük olmalıdır. Daha kötüsü olamaz, olmamalı...

Şampiyonlar Ligi'ndeyse artık çeyrek finaldeyiz diyebiliriz (içimden bir ses de bu kadar kesin konuşma diyor ama neyse). Bu kupaya çok ayrı bir özlem var tüm oyuncularımızda. Her sezon çok başarılıyız bu kulvarda ama kupayı kaldırmak bir türlü nasip olmadı. Umarım bu sene olur, 28 Mayıs'ta Wembley'de kupayı kaldırırız.
----------------------------------------
Bu akşamki maça gelirsek dediğim gibi kritik maç. Her iki taraf için de... Manu zirvedeki yerini daha da sağlamlaştırmak istiyor. Bizse yavaş yavaş bu takımın gerçekte olması gereken yerlere gelmesini sağlamak için savaşacağız. Uzun zamandır (15 Ocak'tan beri) Stamford'da bir galibiyet göremedik. Bu maç çok iyi bir fırsat. Hem Kopenhag maçıyla artmaya başlayan moraller iyice yükselir hem de ligde etrafımızı fazlasıyla tedirgin etmiş oluruz. Kadro, formasyon farketmez. Yeter ki galibiyeti alalım. Gönlümden geçen Torres'in de golü veya golleriyle galip gelmek. Bu, onun için de üstünden şu golle buluşamama ruh halini atmasına yardımcı olacaktır. Bir de şu istatistik var ki bence en önemlilerinden... Bu sezon eğer bir maçta ilk golü bulmuşsak o maçı kaybetmemişiz. Çok çok önemli bir şeyin göstergesi. Birçok istatistik gereksiz ve önemsiz olur ama bu akla kaydedilmesi gereken bir madde bence. İlk dakikalarda maça fazlasıyla kendimizi verip erken golle buluşmamız galibiyete daha kolay ulaştırabilir bizi. Zaten hatırlayacak olursak 6'da 6 dönemimizde de çok erken golle buluşup sonrasında maçı farka götürüyorduk. Farka götürmek önemli değil ama maçtaki etkinliğimiz artıyordu. O dönemler neydi be... Keşke şu sakatlıkları falan yaşamasaydık kim bilir şimdi nerede olurduk... Neyse, şimdilik bu kadar. Maç saatine doğru önemli bir gelişme olursa yazarım. Olmazsa maçtan sonra görüşmek üzere.

Son bir şey daha: Ancelotti, Ashley Cole'ün Cobham'da sebep olduğu kazayla ilgili bir açıklama yaptı. Zaten çok ciddi bir yaralanma değilmiş sanırım. Açıklamasında: "Silahın orada bulunması hataydı, bilmiyorduk. Ashley Cole'le konuştum, o da üzgün. Bir hata yaptı ve özür diledi. Bir kazaydı ve gerekenleri yaptık. Yarın (bugün) oynayacak. O bizim oyuncumuz ve herkes hayatında hata yapar. Cobham'da disiplinsizlik diye bir şey yok, hala kontrolümüz içinde. Hiç kimse aksini söyleyemez. Eğer bir oyuncu çizgiyi aşarsa gerekenleri yaparız."